Bölüm~ 11

2.7K 34 4
                                    

Akşam sofrada da aynı sessizlik sürdü. Sakince yemeğimizi yedik ve herkes odasına dağıldı. Beni kovmadıkları için sevinsem mi yoksa bu kadar sessiz oldukları için üzülsem mi bilemedim.

Yatağıma uzanıp bütün olanları düşünmeye başladım. Böyle bir şeyi bana nasıl yapabildi? Gerçekten sadece bir sex miydi? Ya da sadece beni kırmak mı istedi? Ama neden?

Aklımı susturmaya çalıştım ama hiç bir şey etkili olmadı. Belki de kendimi fazla kaptırmıştım ama artık umrumda değildi.

Ona aşık mı olmuştum? O yüzden mi bu kadar zoruma gidiyordu söylediği şeyler. Bende sadece sex olacağını düşünmüştüm ilk zamanlarda peki ya sonuç?

Bu düşüncelerle kendimi boğarken uyuyakalmışım. Kimse beni uyandırmayınca kendi kendime uyandığımı fark ettim belli ki dün ne kadar yorgun durduğunu fark etmişlerdi.

Hemen duşa girip hızlı bir duş aldım. Beyaz crobumu ve siyah eskitilmiş şortumu giydim. Kol çantamı ve güneş gözlüğümü de aldıktan sonra aşağıya indim.

"Biz çoktan kahvaltımızı yaptık. Söyle sana da bir şeyler hazırlasınlar."

"Ben Ezgiyle kahvaltı yapacağım. Dışarıda olacağım yani gerek yok."

Annem sesini çıkarmadı ve telefonuyla ilgilenmeye başladı. Bende umursamayıp üstelemedim ve kapıyı açıp dışarıya çıktım.

İlk gözüme çarpan Onur oldu. Arabaya yaslanmıştı ve sigara içiyordu. Sahi neydi bu rahatlık? Korumam olduğunun farkında değildi herhalde.

O da beni fark ettiğinde kafamı başka tarafa çevirdim ve arabaya doğru yürüdüm. Sigarasını yere attı ve izmaritini ayağının altında ezdi. Ban kapıyı açtı, arka koltuğa yerleştiğimde ise kapıyı kapattı ve sürücü koltuğuna geçti.

"Nereye gidiyoruz Balım Hanım?"

Bunu gerçekten bilerek yapıyordu ve bu gerçekten benim ondan nefret etmemi sağlıyordu.

"Palmiye Kafe."

Arabayı çalıştırdı ve lanet yollar yine başladı.

Arada onu aynadan izliyordum ama çoğunlukla göz göze geldiğimizden duygularıma yenik düşmemek için gözümü kaçırıyor ve sanki dışarıyı izliyormuş gibi yapıyordum.

"Bana öyle bakmaktan ne zaman vazgeçeceksin Balım?"

"Nasıl bakıyormuşum?"

"Her an boynumu kesip etlerimi yiyecekmiş gibi."

"Hayır, sana bakmadım bile sadece kendini fazla önemsiyorsun."

"Ooo pekala. Öyle olsun bakalım Balım Hanım."

Dışarıyı izlemeye devam ettim ve ona bakmamaya çalıştım ama her seferinde merakıma yenik düşüyor ve mimiklerini izlemeye devam ediyordum.

Aynadan gözgöze geldiğimizde bana bir şey söylemek istediğini anladım.

" Sıkılmış gibi gözüktüğün için söylüyorum çok az bir yolumuz kaldı."

"Farkındayım."

Geri kalan yolda ikimizde konuşmadık ama her ne olursa olsun benim içim içimi yiyordu.

Beni kafenin önünde bıraktı ve arabayı valeye verip benimle kafeye girdi.

Masaya kadar geldiğini fark edince onu durdurmak için yeltendim.

"Bu kadar gelmene gerek yoktu biraz geride dursan daha rahat olurum."

Zevkin En Koyu Tonu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin