Bölüm 5

5.7K 46 1
                                    

" Neden bu kadar geç kaldınız?"

"Ooo Ali Hazretleri beni de düşünür olmuş."

"Trafik vardı efendim."

"Balım saçmalama yine çık odana."

"Çıkmayacağım artık beni susturamayacaksın."

"Öyle mi Balım Hanım?"

"Öyle Ali Bey."

"Peki takıl kafana göre."

Bu tepki gerçekten beni düşündürdü. Bir anda vazgeçti ama neden?

Sessizce içeriye girdim annem balkonda oturuyordu ve balkonun kapısı açıktı.

İlerleyip karşısına oturdum.

"Baban çok sinirli."

"Hııı, fark ettim."

"Beğenebildin mi bari bir şeyler?"

"Evet,  güzel bir şey buldum."

Bir anda babam balkona geldi.

"Kimse bir yere gitmiyor."

"Ne demek gitmiyor?"

"Basbayağı."

"Sabahtan beridir ne kadar uğraşıyorum senin umurunda mı acaba?"

"Kimse bir yere gitmiyor o kadar. Evde kalıcaksın!!! Onur gerekirse kapında nöbet tutacak sabaha kadar."

Hışımla ayağa kalktım gözlerim gerçekten dolmuştu.

"Senden nefret ediyorum. Hayatımda gördüğüm en iğrenç adamsın."

"Biliyorum."

Odama doğru hızlı adımlarla çıktım. Kendimi yatağa attım ve  derin bir of çektim. Bu adam hiç değişmemişti ve değişmeyecekti. Bunu artık gerçekten kavramıştım.

O zaman artık ciddi anlamda sınırları zorlamanın zamanı gelmişti.

Odamın kapısını sessizce açmaya çalıştım ama karşımdaki manzara ebni gerçekten şaşırtmaya yetmişti çünkü Onur gerçekten kapımın önünde nöbet tutuyordu.

"Onur, lütfen bana yardım et."

"Ne konuda?"

"Gitmeyi çok istiyorum ve gidemezsem gerçekten çok üzüleceğim. En azından bir anlaşma yapalım."

"Olmaz benim işim bu."

"Lütfen sadece bir kere yardım et." bu defa sesim gerçekten ağlamaklı çıkmıştı. Belki de onu böyle vurabilirdim.

"Lütfen Onur lütfen... "

Gözümden bir kaç damla timsah gözyaşı akarken, Onur 'un gözünü kırpmadan yüzüme baktığını fark ettim. Sanırım işe yarıyordu.

"Peki ama tek bir şartım var."

"Nedir?"

"Bende seninle geleceğim ve gözümün önünden ayrılmayacaksın."

"Tamam dinle beni. Bizimkilere benim yemek yemek istemediğimi ve uyuyacağımı söyleyeceksin, sonra rahatsızlanmış gibi yapıp bu gece kalmayacağını söyleyeceksin. Seninle dışarıda buluşacağız."

"Başka birini koyarlar ama kapının önüne."

"O yüzden uyuyacağım dedim ya şapşal. Kapımı kilitleyeceğim ve benim uyuduğumu sanacaklar."

"Bu odadan nasıl çıkacaksın peki?"

"Camımın altındaki uzun bahçe merdivenini fark etmedin sanırım."

"Çok sinsisin."

"Bende daha ne numaralar var. Zamanla öğreneceksin."

"Zevkle bekliyorum."

Yarım bir gülümsemeyle kapıyı kapadım ve odama girdim elbisemi giyip, belimdeki saçlarımı dalgalı yaptım. Gözlerimi ön plana çıkaran göz makyajı yaptıktan sonra bordo rujumu sürdüm.

Hemen valizlerimin içinde olduğu aklıma gelen gümüş uzun iplikli ve uzun topuklu ayakkabılarımı giydim. Çanta olarak da kırmızı, gümüş detaylı çantamı aldım ve tamamen hazır olduğumdan emin olmak için aynanın karşına geçtim. Bir kaç tur kendi etrafımda döndükten sonra ne kadar büyüleyici durduğumun farkına vardım.

Kapıyı açtım ve Onur hemen bana döndü. Hiç bir ifadesini belli etmeden yalnızca beni izliyordu.

"Ben hazırım."

"Çok güzel olmuşsun."

"Teşekkür ederim. Hadi o zaman plan başlasın."

"Peki 15 dakikaya aşağıda ol."

"Tamam."

Onur gidince hemen odamın kapısını kilitledim ve Ezgi' yi aradım.

"Ahh, minik kuş bende tms seni arayacaktım. Varmak üzereyim sizin eve."

"Beni iyi dinle."

"Ne oldu?"

"Sakın gelme tamam mı? Sana anlatacağım ama sakın gelme bana mekanın adını ver. Ben geleceğim."

"Peki, bebek barda olacağım. Geldiğinde kesinlikle beni ara."

"Tamam arayacağım."

15 dakikanın geçtiğine emin olduktan sonra aynadan son kez kendime baktım ve parfümümü sıkıp  ışığı kapattım. Cama  yöneldim ve camı açıp bacaklarıma dikkat ederek inmeye başladım. Kimseye  görünmeden arka bahçeden çıkarken bir arabanın farları yüzüme çarptı. Onur oduğuna emin olarak arabaya doğru hızlı adımlarla yürüdüm ama topuklularım beni engelliyordu.

Sonunda arabaya ulaştım ve ön koltuğa oturdum.

"Çok güzel olmuşsun."

"Bunu zaten söylemiştin."

"Biliyorum. Tekrar söylemek istedim."

"Peki devam edelim o zaman."

" Nereye gidiyoruz?"

"Bebek bara."

Arabayı çalıştırdı ve yol boyunca tek bir kelime bile etmedik. Sonunda renkli ışıkları olan büyük bir barın önünde durmuştuk. Gerçekten muhteşem gözüküyordu. Üstünde kocaman renkli ışıklarla "BEBEK" yazıyordu ve bu mekanı havalı göstermişti.

Bu gecenin muhteşem geçeceğine artık gerçekten emin olmuştum.

Zevkin En Koyu Tonu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin