Bazı insanlar hayatları boyunca bir çöpü verirken karşılığını düşünecek kadar aciz olabilirler. Bu yüzdendir ki biri onlara bir şey verdiğinde de ilk soruları "Neden?" olur. Ama bu her insan için geçerli bir durum değildir tabi ki. Mahkeme salonları neden sorusunu sormadan güvenip aldatılan insanlarla dolup taşarken gelecekte neden sorusunun insanlar arasında selamlaşma gibi olağan olduğunu hatırlayıp hüzünleniyordum. 80 ihtilalinin arkasından gelen bolluk zamanı ki bu bolluk kime göre o da tartışılır bu zamanın getirileri ile fırsatları değerlendiren pek çok uyanığı da beraberinde getirmişti. İhtilal ülkede refahı sağlamak adına yapılsa da sokakta kavgaları kesip hayatın rutinin de kavgaları başlatmıştı. İşte bu zamanın getirilerini görmenin açıklığı ile aklıma gelen neden sorusunu reise sormamak için kendimi zorluyordum. Ben reisi tanıdığımdan beri arayıp sormayan ailesi şimdi neden reisi görmek ve evlendirmek istiyordu, bazı tahminlerim vardı elbet ama işin iç yüzünü bilmeden konuşup reisi üzmek istemiyordum. Kahvaltı masasındaki sessizliğim uzayınca beni düşüncelerimden reisin sesi kaldırdı.
" Biliyor musun ne düşündüğünü sormaya korkuyorum."
Derin bir iç çekip reisin güzel yüzüne baktım. Endişeliydi ama merakı endişesinden ağır basıyordu. Bir süre sessizce baktıktan sonra doğru kelimeleri kullanmaya özen göstererek konuştum.
" Kaygılıyım reis hem ailen hem de sağlığın için."
Reis geriye yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi. Bu abartıyorsun demenin bir yoluydu ama aynı şekilde bende kollarımı göğsümde birleştirip kaşlarımı kaldırdığımda başını sağa sola sallayıp:
" Basit bir baş dönmesini abartıyorsun. Aileme gelince o işi de halledeceğim sen endişelenme." dediğinde bıkkınca iç çektim.
" Basit bir sağlık kontrolü kaçmanın anlamı yok. Sadece tedbir. Ailene gelince biz bir değil miyiz? Tabi ki bu durumla birlikte yüzleşeceğiz. Her şeyi tek başına sırtlaman gerekmiyor."
Reis bana gülümsediğinde zafer kazanmanın verdiği rahatlıkla çayımdan bir yudum alıp telefona yöneldim. Hakkı'nın çalıştığı hastanenin numarasını çevirdiğimde sekreterle görüştükten sonra gün içine randevu aldım. Hemen arkasından Tayfun savcıyı arayıp bu gün kontrole gideceğimizi söyleyerek ben ve Ertuğrul için izin işini de hallettikten sonra memnuniyetle tekrar kahvaltı sofrasına oturduğumda içtiği çayı masaya koyan reis:
" Şimdi rahatladın mı gülüm?" dediğinde çayımı elime alarak:
" Şu iş bitsin babanları da halledip öyle rahatlayacağım." dedim. Reis başını sağa sola salladıktan sonra kahvaltısına devam ettiğinde ona eşlik ettim.
Kahvaltı keyfimiz bitince hazırlanıp çıktığımızda 80 sonrası artan ekonomik çeşitliliğin trafiğe etkisi yüzünden süründüğümüz 1 saatlik otobüs yolculuğunda araba almanın şart olduğuna karar vermiştim bile. Gerçi nedendir bilinmez reis araba konusunda oldukça ketum davranıyordu ki bu sonra irdeleyeceğim bir konuydu. Hastaneye girip kaydımızı yaptırdığımızda bizi Hakkı'nın yardımcı hemşiresi karşıladı. Tatlı , hoş sessiz , ufak tefek bir hanımdı. Hakkı'nın ameliyatta olduğunu söyleyerek bize laboratuara kadar eşlik edip kan vermemiz konusunda yardımcı olurken tahlil sonuçlarını öğleden sonra alabileceğimizi söyledi. Aslında ancak ertesi güne yetişebileceğini bildiğim sonuçlar Hakkı sayesinde öne alınmıştı. Gülümseyerek hanımefendiye teşekkür edip vakit geçirmek adına daha önce hüküm almaktan kurtardığımız kahvecinin mekanına geçtik. Bizi görünce telaş ve neşe ile yanımıza gelen adamdan bir tavla ve iki çay isteyip vakit öldürmek adına sobanın yanına kurulduk. Tavlaya başladığımızda yüzü yumuşayan reise:
![](https://img.wattpad.com/cover/301547402-288-k986952.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ZAMAN İÇİNDE EKSTRA (BXB) (TAMAMLANDI)
Ficción General1985... ihtilalin arkasından Kerim ve Ertuğrul'un değişen hayatı. Artık farklı bir yönde ilerleyen ve değişen ülkemizde eşcinsel bir savcı ile hakimin günlük olduğu kadar sıra dışı yaşamı. Kapak çalışması @helianthusknw a aittir . Emeği ve yardıml...