Hayatımda hiç başkaları için çözüm üreten biri olmadım. Bencilliğimi inkar edemeyecek kadar kendimi bildiğimden zekamın şu zamanda başka insanları desteklemesi bazen beni bile hayrete düşürüyordu. Reisin bana şaşkın bakışına gülümseyerek:
" Söyleyeceklerime itiraz etmeden dinleyeceksin reis anlaştık mı?" dediğimde tek kaşını kaldırdı. Kızma ya da itiraz etme ihtimaline karşı reisten onay aldığımda düşüncemi anlatmaya başladım.
" Tayfur geçen gün beni aradı. Biliyorsun Osman abilerin dükkanında o çalışıyor ama babası artık işleri idame ettiremeyeceğine kanaat getirip Tayfur'u işlerin başına çağırmış. O da dönmek istiyor, abinlerde temiz insanlar Osman abinin dükkanı ile çok iyi ilgilenirler."
Durduğumda reis tek kaşını kaldırıp "Eee?" deyince aldığım izinle devam ettim.
" E si yukarıda Osman abinin bana verdiği ev de boşta duruyor. Hem abinler yarar görür hem de Engin'e ek bir gelir olur ne dersin?"
Reis söylediklerimi tek kelime etmeden dinlerken sözüm bittiğinde o çok sevdiğim dudaklarını dişleri arasında ezip:
" Tamam da ben abime kefil olamam. Ya Salih abilere mahçup olursak." dediğinde elimi omzuna atıp:
" Endişelenme sen tapuyu vermiyoruz sadece deneyeceğiz. Hem sana bu hayatı yaşama şansını sunan kişiye biraz güvenmek boynunun borcu bence ne dersin?" deyince reis beni başı ile onayladı. Birlikte içeri girdiğimizde elleri birbirine kenetlenmiş endişeli bir çift bulduk. Karşılarına geçip durumu anlattığımızda Zeliha hanımın gözleri parlarken Tuncay abi başını öne eğdi. Bu belki de beklediğinden fazla olduğu için utanmıştı. Ama ben hafifçe öksürüp bana bakmasını sağladıktan sonra reisin gözlerine benzeyen bal rengi gözlere gülümseyerek bakıp:
" Tuncay bey bu sadece deneme süresi. O evin geliri bir gencin eğitimine gidiyor . Size güvenip sunduğumuz teklif umarım güzel bir başlangıca vesile olur." dediğimde Tuncay abi kaşlarını çatıp gözlerime öfke ile baktı. Korkularım nedeni ile gülüşüm solarken dudaklarından dökülmesini beklemediğim kelimeler ile şaşakaldım.
" Abi, Tuncay abi."
" Anlamadım."
Derin bir nefes alan Tuncay abi başını dikleştirip yüzündeki ifadeyi yumuşatarak:
" Sen Kerim Ertuğrul'un şeyisin işte. O kardeşimse sende artık kardeşim sayılırsın. Endişelerim vardı ama ön yargılı davranmışım. Yani bana bey değil abi de yoksa külahları değişiriz." dediğinde duyduklarımın memnuniyeti ile gülümseyip başımla onayladım. Ertuğrul'a anlattıklarımı Tuncay abiye de anlatırken mahçup bir şekilde başını eğdiğinde hanımı elini tutarak ona destek verdi. Bu teklifimin kabul edildiğinin bir göstergesi olurken reis aklındaki soruyu sordu.
" Nerede kalacaksınız?"
Tuncay abi karısına baktıktan sonra bakışlarını Ertuğrul'a çevirip:
" Biz ev hallolana kadar bir otelde kalırız." dediğinde reis bakışlarını abisinden çekip bana yöneltti. Bu ev ikimizindi bu nedenle izin istediğini anlayıp gülümsedim.
" Hiç öyle şey olur mu? Tabi ki bizde kalıyorsunuz. Çalışma odasındaki yatak çift kişilik. Ben salonda kalırım. Oğlan da rahat edemezse kanepeyi hazırlarız."
Tuncay abi itiraz etmek istese de ben ve reisin ısrarları ile kabul etmek zorunda kaldı. Gerçi ben Osman abilerin evine de gidebilirdim ama evde temizlik yapmak gerekiyordu. Hazırlıklarımızı yapıp odaları düzenlerken bulaşıklarla ilgilenmek için mutfağa gittiğimde kapıda Zeliha abla belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ZAMAN İÇİNDE EKSTRA (BXB) (TAMAMLANDI)
Narrativa generale1985... ihtilalin arkasından Kerim ve Ertuğrul'un değişen hayatı. Artık farklı bir yönde ilerleyen ve değişen ülkemizde eşcinsel bir savcı ile hakimin günlük olduğu kadar sıra dışı yaşamı. Kapak çalışması @helianthusknw a aittir . Emeği ve yardıml...