Yaşadığım iki hayatta da tedbiri elden bırakmamanın verdiği rahatlığı yaşamıştım. Önceki hayatımda eksik yanımı bulmak amacı ile çırpınırken şimdiki yaşamımda diğer yanımı korumak her şeyden önemliydi. Yaşamıma kattığı anlamı hiç bir şeye değişmeyeceğim adamın başı dertteydi ve ben altımda zamanının en güçlü aracı ile yolları yakıyordum. Eskiden de araba kullanmak tutkumdu, İstanbul'un keşmekeş trafiği bile beni durduramazken şimdi beni kimse tutamazdı. Bu düşünce ile gazı köklerken içimde kaynayan duyguya bir kez daha küfrettim, kıskançlık. Bir saatlik yolu 20 dakikada alıp eve geldiğimde kaloriferli evin rahatlığı ile gülümsedim. Taksi ile geliyorlardı ve yol tam bir saat sürüyordu. Çantamı odaya iliştirip üzerimi çıkararak sıcak suyu ayarlayıp altına girdim. Coşkun bu işi daha önce de yapmış olmalıydı zira Uraz onu fazlasıyla iyi tanıyordu. Ama Coşkun denen herifin hesaba katmadığı değişken olan ben bu defa önündeki en büyük engel olmakla kalmayacak benim kıymet verdiğime uzattığı eli uygun bir şekilde kıracaktım. Duşu uzun tutarak aklımı toparlamaya çalıştım. Bu herif şantaj için malzeme üreten ve bunun için bedenini kullanmaktan çekinmeyen biriydi. O zaman onu kendi silahı ile vurmak farz olmuştu. Kapının açılma sesini duyduğumda duştan çıkarak belime havluyu sardığımda odadaki aynadan kendime baktım. Reis kadar iri yarı olmasam da benimde fazlası ile giderim vardı. İçeriden gelen seslere kulak kabartarak bekledim.
" Siz gidin Yakup hakimim ben Hakim beyi ayıltıp öyle giderim."
Bu söz benim için iyi bir işaretti, kapıyı açıp salona girdim. İkisinin de gözleri beni bulurken Coşkun'un yüzünde şaşkınlıkla birlikte ciğer görmüş kedi bakışı belirince doğru yolda olduğumu anladım.
" Yakup hakimim ne oldu ? Ertuğrul iyi içer ne içirdiniz de sarhoş ettiniz hakimi?"
Ben konuşurken Coşkun ağzı açık vücudumu süzüyordu. Çıplak olan üstümden sızan su damlaları buğday tenimde hareket ederken yutkunduğunu görüp yarım ağız gülümsedim.
" Ben de anlamadım Kerim savcım. Normalde sadece iki kadeh içti ama ne olduysa rahatsız oldu. Kıvranınca Katip Coşkun ile eve getirdik."
Yakup Ertuğrul ile fikir birliği olan işinde gücünde bir aile babasıydı. Bu nedenle duştan çıkmış halimi garipsememiş her zamanki gibi rahattı. Ancak Coşkun'un kesilen nefesi onun bile dikkatini çekmişti.
" Coşkun bey biz gidelim artık . Kerim Ertuğrul ile ilgilenir." diyerek kolundan dürttüğünde Coşkun bey açık olan ağzını kapatıp arkasına baka baka evden ayrıldı. Ben ise koltuğa yığılı kalan reise iç çekerek baktım. Kalıbı yerinde olan reis maalesef ki bir çocuk kadar saf ve masumdu. Her seferinde bu masumiyet beni tetikte tutsa da bu defa içime kurt düşürmüştü. Coşkun benden farklı olarak ince beli, beyaz teni , işveli tavırları , nazlı sesi ile kadınlara bile taş çıkartacak bir adamdı.. Bir yanım reis ile birlikteliğimizin dayandığı güvene sığınarak saçmalıyorsun dese de diğer yanım belki de gizli istekleri yüzünden bu kadar çabuk gardını indirdi diyerek kafamı bulandırıyordu. Ama şu an bu düşüncelerle boğuşmak anlamsız olduğu için içeri giderek eşofmanımı giyip salona döndüm. Reisin üzerindeki montunu ve ceketini çıkarıp gömleğinin sıkı olan düğmelerini açtım. Kemerini de çıkardıktan sonra kanepeye bir yastık ve yorgan getirip uzanmasını sağladım. Onu taşıyacak kadar yapılı değildi , üstelik düşünmeye ihtiyacım vardı ve yanımda olduğu zamanlar objektif olamıyordum. Yatağa yatıp başımı yastığa koysam da kafamın içinde dört dönen düşünceler ile uyku bana maalesef ki uğramadı.
.......
Sabah ezan sesi ile uyandığımda duştan yeni çıkmış reis ile burun buruna geldik. Dudaklarını birbirine bastırıp başını eğdiğinde dün gece yaşananların pişmanlığını hissettiği her halinden anlaşılıyordu. Ama ben de hiç iyi durumda değildim. Gece boyunca doğru düzgün uyumadığım için ağrıyan gözlerim muhtemelen şiş bir haldeydi. Reisi teyet geçip banyoya girerek işlerimi halledip çıktığımda reis seccadelerimizi her zamanki gibi yan yana sermiş beni bekliyordu. Hiç bir şey demeden yanındaki yerimi alıp sessizce sabah namazını kıldım. İşimiz bittiğinde önce odaya geçip hazırlandım ardından reisin yüzüne bile bakmadan mutfağa geçtiğimde çay demlenmiş kahvaltılıklar tezgaha hazırlanmıştı bile. Eşyaları alıp sofrayı kurarken reiste yetişip bana yardım etti. Sofraya oturduğumuzda ilk konuşan reis oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ZAMAN İÇİNDE EKSTRA (BXB) (TAMAMLANDI)
Fiction générale1985... ihtilalin arkasından Kerim ve Ertuğrul'un değişen hayatı. Artık farklı bir yönde ilerleyen ve değişen ülkemizde eşcinsel bir savcı ile hakimin günlük olduğu kadar sıra dışı yaşamı. Kapak çalışması @helianthusknw a aittir . Emeği ve yardıml...