☆"Neden buraya geldin?"
Chanhee fotoğraf makinesinin kadrajına giren bedenle gülerek deklanşör tuşuna bastığında Juyeon bir kaç adım gerileyerek gencin fotoğraf makinesini indirmişti. Hiçbir şey gerçek gibi gelmiyordu.
Hava sonbaharın uğradığı diğer günlere nazaran daha rüzgarlıydı. İki kaybolmuş ruhun saçları deli gibi uçuyordu yalnızca.
"Neden tanımadığın bir yabancının fotoğrafını çekiyorsun?"
Kırgınlıklarla doluydu sesi. Huzuru özlediği günlerde sahip olduğu tek huzurunun kokusu doluyordu burnuna. Fakat neden huzurlu hissetmektense yanıyordu canı bilmiyordu hiç
"Güzel görünüyordu tanımadığım yabancı."
Bir kaç adım gerileyerek soğuktan kızaran parmaklarını gencin alaylcıl cümlesiyle fotoğraf makinesinden çekmişti.
"Kes şunu Chanhee."
Chnahee rüzgarın yüzüne çarptığı bedenin cümlesiyle kafasını fotoğraf makinesinden kaldırıp kamerasının geri sarma tuşunu çevirmişti hızlıca. Tam bir yıl sonra bıraktığı anı biriktirme işine Changmin'in yoğun ısrarıyla tekrardan başlamaya karar vermişti. 36 Pozantı geriye yalnızca 35 pozu kalmıştı şimdi.
"Neden sadece geçip gitmiyorsun ki? Manzaramı bozarak bir pozumun çöpe gitmesine neden oldun."
Yalan söylüyordu. Bir yıl aradan sonra ilk filminin ilk pozunda Juyeon'un bulunması kalbinin neredeyse yerinden sökülecek kadar hareket etmesine sebep olmuştu. Göğsündeki derin yoğunluk Juyeon'un aşık olduğu gözlerine baktıkça taşıyamacak kadar ağırlaşıyordu.
"Hem, adımı nereden biliyorsun?"
Yavaşça yakınına adımlayarak kesmişti sevdiği bedenin yüzüne çarpan rüzgarı. Artık uçuşan tek şey Chanhee'nin saç tutamlarıydı.
Yalnızca gözlerine baktığı bedenin hiçbir şey demeden uzandığı elinde hissettiği soğuk parmaklarla irkilmişti Chanhee. Bileğini kavrayıp hafifçe kaldırmıştı Juyeon.
"Neden sevgilime verdiğim yüzüğü takıyorsunuz?"
Gözleri artık yaptığı şeye son vermesi için yalvarıyormuş gibiydi. Görmezden gelinmek bu denli zor mu geliyordu ona?
"Burada yaşadığını bilmiyordum. Sadece çalışmaya geldim Juyeon. Geçmişimiz yüzünden ne işimden olmayı düşünüyorum nede bu kasabadan."
Bileğini çekti hızlıca. En az Juyeon kadar kırgındı oda.
"Burayada mı sığmaz özgür ruhum?"
"Özgür bir ruh göremiyorum."
Juyeon'un isyankar cümlesiyle gülmüştü. Haklıydı. Bir yıl önce bitmişti ilişkileri. Chanhee'nin özgür ruhu sığamamıştı hiçbir yere, zarar veriyordu sevgisi ve özgürlüğü ona. Juyeon yalnızlığı seçmişti bu yüzden.
"Bu doğru değil Chanhee. Sırf sevgin yüzünden bu halde olman doğru değil. Sana zarar vermem doğru değil."
Sessizce kaybolmuştu aralarındaki bağ. Juyeon'un seçtiği yalnızlık Chanhee'nin özgür ruhunuda alıp götürmüştü artık.
☆
10082022
Syglr
Svglr