3. BÖLÜM:GEÇMİŞİN KANLI YÜZÜ.

223 28 92
                                    

Medyadaki Dora'dır. Yani Karahan ve Ayaz'ın küçük kız kardeşi Dora Üstündoğan. Onu bu bölümde göreceğiz.

Ayaz ve Ezgi.

Lehça ve Karahan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lehça ve Karahan.

❝Sen kalbimde hüküm sürmüş deli divan(e)vimsin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sen kalbimde hüküm sürmüş deli divan(e)vimsin.

3.BÖLÜM : GEÇMİŞİN KANLI YÜZÜ

Çiçekler solardı. Çiçekler kopardı. Ama yaşamazdı. İnsanlar neyi güzel birşey varsa onu ordan alırdı. Gül güzeldir dalından koparırlar. Boşuna dememişler çiçek dalında güzeldir diye. Çiçekler solmuş yüz tutmuş nasırlar. Tek tek çiçeklerin hepsi ölmüş geriye yaprakların kutuları kalmış. Annem bana hiç bir çiçeğin ne kadar değerli olduğunu söylemedi. Çiçekler solardı, öldürdü. Aynı benim gibi.

Bir gün nerden bilmem evin içinde çiçek gördüm. O çiçek öyle güzeldiki, size söylesem güzelliğine nazar değecekti. Sabah çiçeğe su vermiştim. Öğlen, akşam da. Küçük aklımda annem görmesin diye odama götürmüştüm.

Onu öyle güzel besledim ki, büyüdü. Suyunu eksik etmedim, hep sevdim.

Meğersen bir çiçek bile seni sevebiliyormuş. Benim sevgimle ve suyunu vermemle büyümüştü.

Çiçekler solardı ama yaşardı. Ben çiçek olmadığım için ne yaşayacaktım ne de ölücektim.

Annem hayallerin çok saçma olduğunu, gereksiz olduğunu söylerdi. Oysaki insan hayal edemzse yaşayamaz. Hayata hayallerinle tutanacaksın. Hayallerin olmazsa bu hayatı yaşamanın bir nedeni kalmaz.

Babamla pek görüşmezdik biz. Öyle baba-kız ilişkimiz pek yoktu. Sadece beni dövmek için gelirdi. Dövüp giderdi ardından annem gelirdi. Hayatı böyle böyle öğrenmiştim. İlk yenilgim, ilk savaşım ve ilk mücadelem doğduğumda başlamıştı. Annem her zaman akşam yemek masasına çağırır ve yemek yedirdi. Aslında yemek masasında ben tek başıma yerdim. Benim için ayrı yer vardı. Annem oraya yemekleri koyar o ailecek oturacakları yemek masasına beraber otururlardı. Sanki benden tiksinirlermiş gibi. Ağlamıştım. Acaba benim yememden mi iğreniyolar ya da yemekte yanlış birşey mi yaptım diye? Kafamdaki sesleri bir türlü susturamıyordum. Kafamın içinde olmayan hayal ürünleri, sanki ben oraya aitmişim gibi orda oluyordum.

SOBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin