1. BÖLÜM

18.6K 245 96
                                    

1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1. BÖLÜM : Öpücük

Koltukta rahatça yayılmış telefonumla ilgileniyordum. Yarın lise mezuniyeti olduğu için grupta çok fazla mesajlaşma oluyordu. Çoğu giyeceği kıyafeti atmıştı. Göker de yanımda oturmuş benim gibi telefonuyla ilgileniyordu. Telefonu kapatıp etrafa bakındım. Ailelerimiz genellikle çok yoğun olduğu ve eve uğrayamadığı için birbirleriyle anlaşıp bizim ayrı eve çıkmamazı sağlamışlardı. Böylece yalnız kalmayacaktık. Tabi bu bize söyledikleri, gerçekte bizimle uğraşmaktan bıktıkları için kendilerinden uzak bir yere bırakmalarıydı. Göker ve ben bebekliğimizden beri arkadaş olduğumuz için bu bizim işimize gelmişti.

Şimdi evimizin küçücük olan ve sadece koltuğun sığdığı balkonumuzda oturmuş karşıdaki dağ manzarasını izliyorduk. Balkonumuzun baktığı yerde hiçbir bina yoktu o yüzden genelde rahat takılırdık. İstanbul gibi bir yerde böyle bir ev bulmak zordu.

"Murat sen ne giyeceksin mezuniyette." Onuz silktim bilmiyorum dercesine.  Kafamı onun geniş omzuna yaslayarak burnumu boynuna dayayıp güzel kokusunu içime çektim. Kolunu belime sarıp o da beni kendine çekti. Kendisi haftanın çoğunda spora gittiği için oldukça kalıplıydı ve beni bu şekilde sarması aşırı güzel hissettiriyordu.

"Heralde geçen babamın verdiği davette giydiğim takımı giyerim. Sen?" Mavi gözlerini benim kahvelerimle kısa süreliğine buluşturup tekrar telefonuna döndü.

"Ben de orda giydiğimi giyerim heralde." Kafamı sallayarak tişörtüyle oynamaya başladım. "Göker?" Seslendiğimde bana bakmadan telefonda biriyle yazışmaya devam ederek hımladı. Kaşlarım sinirle çatıldı. Şimdiye kadar tüm ilgisine bana verirdi ve son zamanlarda benimle daha az ilgileniyormuş gibi hissediyordum. Artık ikimizde büyümüştük ve benim çelimsiz vücudumun aksine onun kalıplı bedeni kızların ilgisini çekmeye başlamıştı. Doğduğum andan beridir ondan gördüğüm oldukça fazla olan ilgi şimdi azalınca sanki birisi beni boğuyormuş gibi hissediyordum.

Gözlerim bu durum karşısında dolarken yutkunarak ayağa kalktım. "Ben biraz yatıcam uykum var." Yeniden bana bakmadan kafasını sallamıştı. Gözümden düşün damlayı hızla silerek içeri adımladım. Şu hayatta yaşadığım en büyük zorluklardan biri de buydu. Anksiyetem. Biri bana sadece göz devirse yada bir saniyeliğine gözlerini benden ayırsa hemen o durum hakkında beynimde milyonlarca şey oluşur ve şimdi olduğu gibi ağlarım.

Her zamanki gibi beynim beni sarsan olayları yeniden başa sarıyordu. Ortaokulda çok yakın olduğum bir arkadaşıma babamın annemi aldattığını ve bu yüzden çok sık kavga ettiklerini o kavgalardan birinde benden nefret ettiğini söylediğimde bu konuşmadan kısa süre sonra aynı arkadaşım bana bütün sınıfın içinde 'Seni baban sevmemiş kim sevecek." Demişti. O kadar haklıydı ki. Benim gibi biri sevilmeyi haketmiyordu. Şımarığın tekiydim, tek yaptığım insaları rahatsız edip herkesin hayatına sıçmaktı.

ARKADAŞ (gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin