count your calories ¦ jikook

- 31 -

Kang Sol çekiştirdiği kahverengi saç tutamlarını serbest bıraktı. Kafasını kaldırdı, çalışma masasının üzerinde öylece bekleyen kağıda ilişti gözleri. Oturduğu tek kişilik koltuktan kalkarken kendisini sakinleştirmek için derin nefesler alıyordu.

Delirmiş gibi görünen o siyah saçlı kara gözlü adamın bu kağıdı ona bırakıp gitmesinin ardından bir hafta bile geçmemişti henüz. Genç kadın ne yapması gerektiğini günlerce düşünmesine rağmen kendisini kurtaracak bir çözüm bulamamıştı ve bu hissettiği korkuyu daha da körüklüyordu.

Çalışma masasına yaklaştıkça kalbi hızlıca göğsünü dövüyor, artık engelleyemediği bütün duygular bedenine nüksediyordu.

Kağıdı terleyen elleriyle aldı. Yazılanları sürekli okumaktan ezberlemiş olsa da bir kere daha okudu.

Dans kursunun internet sitesine erişmek senin için oldukça kolay. Eminim ki arkadaşların sana bir tanecik duyuru paylaşman için izin verecektir. Onları ne yap ne et kandır ve gerçekleri anlatan bir duyuru paylaş. Jimin'in suçsuz olduğunu ortaya çıkaracaksın, bir hafta içerisinde. Aksi takdirde oldukça sevilen bir iş adamı olan babanın rüşvet aldığını gösteren kanıtlarımızı paylaşacağız. ;)

Babası Güney Kore genelinde saygı duyulan bir şirkette çalışıyordu. Son bir yıldır şirketin gelirlerinin büyük bir kısmını saçma açgözlülüğü yüzünden kendi zimmetine geçiriyordu. Bunun duyulması şirketin batma noktasına kadar gelmesine yol açabileceği için Kang Sol ne yapması gerektiğini gerçekten bilmiyordu.

Eğer gerçekleri ortaya çıkarırsa kendi hayatı mahvolabilirdi, çıkarmazsa da ailesinin hayatı mahvolacaktı.

Sinirle yırttı kağıdı. Odasının kapısının tıklatılması yüzünden ise hızlıca elindeki kağıt parçalarını çöpe attı. Evlerinde çalışan hizmetlilerden birisi içeri girerek mavi bir zarfı genç kadına doğru uzattı.

Titreyen parmakları zarfı kavradığı gibi kalbi sıkıştı. “Çıkabilirsin.” diye mırıldandı hizmetliye doğru.

Odasında yalnızdı tekrardan. Korkarak zarfı açtı, içindeki kağıdı çıkardı.

Ben artık devam edemiyorum. Bundan sonra tek başınasın Kang Sol. Ne birbirimizi tanıyoruz ne de bir ilişkimiz oldu. Her şeyi sen kendi başına planladın. Mektupları sen yazdın. Ben bu işin hiçbir yerinde yokum anlıyor musun? Bir daha benimle iletişime geçme.

Genç kadın, bu el yazısını herkesten çok tanıyordu. Kimin bunu yazdığını ilk kelimeden anlamıştı.

Suç ortağı...

♡

“Hastaneye gitmen ne kadar doğru? Bilirsin bu insanlar zengin züppeler,
Jungkook. Ne yapacakları belli olmaz.”

Kara gözlü genç adam yaz kış giymekten bıkmadığı siyah büyük botlarını giymek için eğildiğinde kapı eşiğinden konuşan Namjoon'a göz devirdi. “Onlar deliyse ben daha da deliyim. Bir yanlışında ne olduğunu gördü zaten, eğer ikinci yanlışını yaparsa olacaklardan ben sorumlu değilim.”

Namjoon kafasını yasladığı kapıdan kaldırarak bir kez daha konuştu. “Emin misin? İkinciye hapisten kurtulmak zor olur diyor Seokjin.” Tek kaşını kaldırıp derin düşünceler içerisinde alt dudağını ısırmıştı.

“Herhalde cinayet işlemez canım, öyle bi döver sadece. Umarım yani. Hatta hiçbir şey yapmasa daha iyi.” Seokjin ikilinin konuşmasını bölüp ortaya atıldığında ikisi de onun bir süredir koridorda bekliyor olduğunu anlamıştı.