HOŞGELDİN

3K 53 39
                                    

Ben Min Chai Parlak. Bana öyle bakmayın babam yarı koreli annem koreli bu yüzden böyle.

Dedem kore savaşına geldiğinde babaanneme aşık olmuş. Savaştan sonra Türkiye'ye dönmemiş ve onunla tanışıp evlenebilmek için burada kalmış. Dedem zamanla buraya ayak uydurmaya başlamış. Buradan bi ev almış. Zaten savaşa yardım edip Kore'nin yanında olduğu için dedeme daha sonralarda yardımda bulunmuşlar. Dedem de bu süre zarfında babaannemle tanışmış ve konuşmaya başlamışlar. Babaannemde çok minnettarmış. İlk başta Türklere borçlu hissettiği için yapmış bunu ama sonradan oda aşık olmuş. Onların ki çok tatlı bir aşk hikayesi.

Ve onların biricik evlatları babam yani Ali Jin. O burada büyümüş dedem onun önce koreli olarak büyümesini istemiş. Ve öyle de olmuş Türkiye'ye ilk dönecekeleri zaman babam bunu istememiş dabi biraz da koŕkmuş hiç gidip görmediği ve Kore'ye alıştığı için çekinmiş. Ama 17 yaşında dedem zoruyla Türkiye'ye geldiklerinde kendine çok kızmış neden daha önce geçmeyi kabul etmedim diye. Babam 4 yıl burada kalmış ve her şeyi öğrenmiş alışmış ve koreyle birlikte bunları harmanlamış.

Ben mi ben bu hikâyede annemle babamın kızıyım. Babamda dedemin ikizi gibiymiş. Türkiye'den dönerken uçakta annemle tanışmış. Onların aşk hikayeside öyle başlamış. Annem Eun Mi çok güzel ve kibar biridir. Babamla bu yüzden tartışmışlar ama tatlı atışmalardan ileri geçmemiş bunlar. Çünkü dedem ve anneannem annem bir Türkle evlenmesine karşı çıkmışlar. Ama anne ve babam yine de evlenmiş. Tabi onlar için baya zor olmuş.

Dedem ve babaannem uzun yaşamamışlar, dedem savaşta yediği kurşunu fark etmemiş ve vücudundan çıkmayan kurşun onu yıllar içinde zehirlemiş ve öldürmüş. Babaannem de ona olan üzüntüsünden kalpten gitmiş.

Babam bu yüzden zorluklar çekmiş sonradan annem onun yanında durmuş ve evlenmiş ailesi karşı çıkmasına rağmen. Bu da onları zorlayan asıl şeymiş. Dedem onlara hep engel olmaya çalışmış ve başarılı da olmuş. İşlerini engellemiş evlerinden attırmış. Babamla annem dedemlerin aldığı evde yaşamaya başlamış. Uzun bir süre iş bulamamışlar. Bu yüzden türkiye ye dönmüşler. Annem ve babamda türkiye'de kolaylıkla iş bulup çalışmışlar. Belli bir miktar para biriktirince koreye dönmüşler. Ben doğmuşum. Dedem yine de kabul etmemiş beni ve onların evliliğini. Ben 10 yaşındayken de dedem anne babamdan kurtulmak için trafik kazası geçirmelerini sağlamış. Anne ve babam bu kazada ölünce bende türkiyeye geldim.

İlk başta dedemin kardeşleri ve amcam bakmıştı bana sonradan onlar da vaz geçti ve ben 14 yaşında çocuk esirgemede kalmaya başladım. Okulu bitirdim zaten korece biliyordum bununla beraber türkçe de öğrenmiş oldum. Okuldan kalan zamanlarda ingilizce kurslarına gitmiştim ve ingilizceyide sonradan tamamen öğrendim. Kendime bakabilmek için ve tekrar koreye dönebilmek için yani en azından anne ve babamın yanında tekrardan olabilmek için çok çalışmam ya da çok karlı bir işte çalışmam gerekiyordu. Bende bu yüzden menejerlik yapmaya başladım. Sonradan bazı ünlü ve idollerin kişisel asistanlığını yaptım. Ve şuan baya bir para biriktirdim. O yüzden kore deki ailemin kalanlarını araştırdım babamla annemin mezarlarını araştırdım bilenlere sordum. Çünkü onları hiç göremeden türkiye ye apar topar gönderildim ve oraya bir daha gidemedim. Babamın bir arkadaşıyla konuştum bana oraya gelirsem yardım edeceğini söyledi. Anne ve babamın mezarlarının yerini ve evimizin yerini biliyormuş.

1 hafta sonra

Şu an nerde miyim tabiki de hava alanında. Uçağım anons edildi. Ve bende binmek için kontrollerden geçiyorum. Burayı özleyecek miyim diye sorarsanız burayı özleyeceğimi sanmıyorum sadece sayılı birkaç arkadaşımı özlerim. Ya da bazı çalıştığım kişileri. Onlarla da zaten sık sık konuşurum. Yol uzun kore hakkında bir kaç şey okurum ve biraz korece pratiği yaparım uzun zaman oldu. Bir film izledim korece tekrarı yaptım. Kore hakkı daki bilgileri okudum. Uyumuş kalmışım sonra. Hostesin uyandırmasıyla ineceğimizi anladım. Ve evet burası seul benim ilk evim. Ama tekrardan evim olabilecek mı onca şeyden sonra orasını zaman gösterecek. Havaalanı dışına çıkıp Bang PD nimi aradım. Geldiğimi söylemek ve bir an önce evime gitmek istiyordum.

PD:İndin mı uçaktan ?
Min Chai :Evet ve oppa seninle buluşup konuşmak istiyorum.
PD:Bunu tahmin etmiştim ve senin için bir araba yolladım siyah bir araba üzerinde BH yazıyor. Eğer şoföre kendini tanıtırsan seni benim yanıma getirecek. Tamam mı? Benim işlerim var kapatıyorum ama gelince konuşuruz.
Min Chai :Tamam oppa kolay gelsin.

Telefonu kapatıp PDnim oppanın tarif ettiği arabayı aradım ve buldum.  Oraya ilerleyip şoförle konuştum. Ön koltuğa onun yanına oturunca biraz şaşırdı. Sanırım buna alışık değil ama olsun hallederiz.

Min Chai :Merhaba ben Min Chai. Ya sen?
X:......
Min Chai :Konuşmayacaksan bende kendi kendime konuşurum o zaman.
Minho:Ben Kim Minho. Üzgünüm bu duruma pek alışık değilim yani. Genelde şoförlüğünü yaptığım kişiler benimle pek konuşmaz da.
Min Chai :Anladım. Sadece şakaydı bozulmadım.
Minho: Ailenin yanına mı geldin?
Min Chai :Aslına bakarsan ailemden kimse kalmadı burada ama benim asıl evim burası olduğu için döndüm.
Minho:Üzgünüm. Sana bunu hatırlatmak istemezdim.
Min Chai :Sorun değil bilemezdin. Neyse boş ver. Biz şuan nereye gidiyoruz?
Minho:Bilmiyor musun BigHit e gidiyoruz.
Min Chai :Orası neresiydi ki? Yani önemli bir yer mı? PDnim oppa orada değil mi?
Minho:Sakin. Ne kadar çok ve hızlı konuşuyorsun. Orası bir şirket, ve yani önemli denebilir. Kore nin en tanınmış şirketlerinden. Ve Bang PDnim oranın patronu.
Min Chai :Bilmiyordum. Ama sanırım kore hakkında iyi bir araştırma yapamamışım sanırım. Bana yardım eder misin?
Minho:Ne için? Edebileceğim bir şeyse ederim. Çünkü Bay PDnim beni bunun için görevlendirdi.
Min Chai :Teşekkür ederim. Ve evet edebileceğin bir şey. Ama görevlendirdi derken?
Minho:Şöyle ki sen buraya alışana kadar bir müddet sana yardım edicem. Ve ihtiyacın olursa diye yanında olacağım.
Min Chai :Desene başına bela olucam. Ha bu arada merak etme iyi de arkadaş oluruz.
Minho:Şu an içim rahatlamalı mı bilemedim ama olur. Arkadaş oluruz. İyi birine benziyorsun. Senin şoförün olamama rağmen benimle oturup benimle konuştuğuna göre.
Min Chai :Bunları unutma sonra soylediğine pişman olmanı istemem. İyi birisi olabilirim ama bana ayak uydurabilir misin bilmem.
Minho:Neden uyduramayayım ki. Neyin varmış senin?
Min Chai :Benim kore gündemim yoğun. Bir sürü işim var yapmam gerekenler. Ve eğlenmeyi severim. Fazla da uyumam. Bunlara alışabilir mısın?
Minho:Hah! Bunlar benim günlük rutinim. Sadece bunları yalnız yapıyordum. Bundan sonra sen olacaksan alışabilirim sanırım.
Min Chai :Güzel o zaman bu akşam beni luna parka götürebilir misin acaba?
Minho:Olur götürürüm de ilk günden dinlenip yerleşmek yerine luna parka mı gitmek istiyorsun. Garip.
Min Chai :Ben sana dedim baştan cayacaksan söyle. Hem nesi garip ben enerjik biriyim ve zaten uçakta çoğunlukla uyudum. Yani yorgun değilim.
Minho:Tamam tamam sakin. Yine hızlı konuştun. Acaba kızınca hızlı mı konuşuyorsun. Ben yalnız bir şoförüm alışık değilim birinin sürekli benimle  muhabbet etmesine ve hızlı konuşulmasına.
Min Chai :Üzgünüm. Haklısın hızlı ve çok konuşabiliyorum. Ama alışıcam zamanla. Azıcık idare et. Gideceğiz demi luna parka.
Minho:Evet gideceğiz ama önce geldik. Burada ki işlerini hallederim.

Kafamı cama çevirip şirkete baktım. Büyük ve çok güzel. Oppa gerçekten burada patron mu.

Minho:Sen bekle bir de içeriyi gör. Ama burada çalışmaya başlarsan da  buraya gelmek istemeyeceksin.
Min Chai :Neden ki çok güzel görünüyor. Ve çok sıkı mı çalışıyorlar.
Minho:Evet öyle de denebilir. Ama bunu zamanla anlarsın. Hadi girelim.

Arabadan indik. Çok güzel görünüyor. Etrafı yemyeşil. Ve içerisi burası bile çok güzel. Lobide ki koltuklar, merdivenler, koridordaki tablolar, afişler,toplantı odası başka odalar ve çalışma alanları. Hepsi iyi dekore edilmiş ve yerleştirilmiş. En üst lata çıktık. Zaten katta iki kapı var.  Biz sağdakini tıklattık. Oppanın sesiyle girdik.

PD:Hoşgeldin Min Chai. Nasılsın beğendin mı burayı.
Min Chai :Evet beğendim çok güzel. Iyiyim teşekkür ederim. Zaten gelirken Minho ile konuştuk.
PD:Ne güzel anlaşabildiniz mi? Ne yapmayı düşünüyorsun?
Min Chai :Anlaştık oppa. Hatta onun kafasını şişirmiş olabilirim. Ve sanırım önce eve gitmek ve eşyalarımı koymak istiyorum.
Minho:Yok şişirmedin hem bana da iyi geldi. Yol bayunca sıkılmadan geldik.
PD:Tamam o zaman sen nasıl istersen. Jeongin sana eşlik eder ve sen alışıncaya kadar seni yalnız bırakmaz ben zaten ona söyledim sende duy.
Min Chai :Tamam. Biz konuştuk zaten hatta bugün bir planımız var.
Minho:Evet Bay PDnim. O istemeyinceye kadar onu rahat bırakmam.
PD:O zaman siz gidin ve keyfinize bakın. Ve bu arada MinCha yarın uygun bir zamanda buraya uğra da konuşalım olur mu?
Min Chai :Tamam görüşürüz. Gelirim.

Oppanın odasından çıkıp bana verdiği anahtarın üzerinde yazan adrese yani evime gitmeye karar verdik. Şirkete fazla uzak değildi.

BANGCHAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin