Ev biraz eskimiş görünüyor açıkçası bunu kabul etmeliyim. Ufak ufak dökülen dış boyalar var. Halledilebilir bir şey çok kötü değil. İyi düşünelim iyi olsun. Anahtarı yerine yerleştirip derin nefes aldım ve anahtarı çevirdim. Kapı gıcırdayarak açıldı. Nefesimi verip kapıyı sonuna kadar açtım. Biraz korkutucu kabul ediyorum. Ama ilerledikçe dışarısı kadar kötü olmadığını anladım. Hemen her eşyanın üzeri örtülmüş bir kenara toplanmış durumdaydı. İlk önce pencereleri açıp içeriyi havalandırmaya karar verdim. Sonuçta yıllarca kullanılmadı. İlk olarak salondaki açık alanda bulunan eşyaların örtülerini çektim. Ama çekmez olaydım çok aşırı tozluymuş. Ben hapşırdım.
Minho:İyi mısın istersen daha sonra halledelim ya da maske falan alalım.
Min Chai :Iyiyim sadece burnuma toz doldu ama maske iyi fikir.
Minho:Ben hemen alıp geleyim burnin temizliğini bir an önce bitirelim.Kafamı sallamakla yetindim. Sonra mutfağa gidip dolapları ve eşyaları kontrol ettim. Aslında eşyalar yeni gibi. Hatta hiç kullanılmamış ama içerisi nasıl o kadar tozluydu ki?
Gelirken gördüğüm markette gidip bir kaç alıştırmalık alsam iyi olacak yoksa açlıktan öleceğim. Markete gidip biraz kek birkaç kutu süt alıp döndüm.
Zaten Minho de gelmişti. 'Önce doyalım sonra başlarız' dedim o da hemen kabul etti. Sanırım oda acıkmış şuanki iştahında bakılırsa. Bir güzel yedik ve maskeleri takıp örtüleri kaldırmaya başladık.
Fark ettim de bu eşyaların hiç biri eski değil hatta bazılarının üzerlerinde ambalajlar var. Acaba yanlış eve mi geldik. Öyle olsa kapıyı açamazdık. Kesin oppanın bir parmağı var bu işte. Ama bunu yarın konuşuruz. Buraları halledelim sonra eğlence var.
Alt kat kolay halloldu bizi çok yormadı. Ama üst kat merdivenlerden çıkınca çok güzel görünüyordu ta ki banyoya girene kadar. Banyo da boru patlamış çok kötü kokuyor. Kusmak istiyorum hemen oradan çıktım ve diyer birkaç odaya baktım. Biri ebeveyin odası diğer üçü misafir odası. Üçüde yeniden düzülmüş belli burada ki eşyalarda ambalajlı ama örtülü değil. Kullanacağım ebeveyin odasına girip ambalajları yırtmaya başladım. Minho de diğer odalara girişti. En sonunda düzenleyip odalardan çıktık.
Banyo için usta çalışacaktım bu yüzden yarın hallederim orayı. Zaten odamda banyo var bana pek sorun olmaz. Çünkü ilk günden otelde falan kalmak istemiyorum. Ama bir şey söyleyeyim mi aşırı yoruldum ve ölmek üzereyim. Ama tüm bunlara değdi eşyalar hoşuma gitti ve bana çok fazla iş düşmedi. Bunun için yarın oppaya teşekkür etmeyi unutmamalıyım.
Minho e olabildiğince dönmeye çalışarak (ölmek üzereyim yorgunluktan)"Ben aşırı yoruldum ve acıktım. Acaba bir şeyler söyleyip sonra luna parka mı gitsek ne dersin?"dedim sadece kafasını çevirerek "Bende ölmek üzereyim ve evet aşırı acıktım. Ben daha önce kendi evimde bile bu kadar temizlik yapmadım bana aşırı borçlusun haberin olsun. Ben söylerim şimdi." Sadece ağzımı açok bakmakla kaldım. Sonradan kendime gelip" Tamam borçlu kalmayı sevmem. Temizlik yapacağında haber ver ben gelir yardım ederim sana."
İkimizde daha fazla konuşacak hal kalmamıştı. Yemekler gelinceye kadar birazcık uyudum. Jeongin beni uyandırınca yemekleri yedik ben üstümü değiştirdim rahat bir şeyler giydim. (Bol bir eşofman yine bol bir swit) Minho yolda evine uğrayıp o da benim gibi rahat şeyler giyindi. Onunda evi benimkine yakınmış.
Ben arabada bekledim ve biraz düşünmeye başladım. Iyiki bana gelen Minho olmuş. İyi ve sıcak biri beni anlıyor ve yakışıklı biri de. Hiç yabancılık çektirtmedi bana. Ona şimdiden çok borçlanmaya başladım. Zaten kısa sürede geldi.
Bu kıyafetlerle daha bi tatlı görünmüş sanki. Günün büyük bölümünde takım elbiseli olmak zor olmalı. Meraktan sordum " Günün çoğunda takım elbise giymek zor olmuyor mu? Hem böyle daha tatlı görünüyorsun takım elbiseyle biraz daha ciddi gibiydin?" ilk şaşırmasa sonradan kahkaha atmaya başladı. Bi sefer ben şaşırdım ne söyledim bu kadar komik" söylediklerimin neresi komikti acaba bu kadar gülünecek? Daha güleceksen ben kendim giderim. " kapıyı açacakken kolumu tuttu ve gülmesini bastırmaya çalıştı. "Komik olan şu fazla açık sözlüsün ve bana az önce tatlı olduğumu söyledin neden takım elbiseden sıkılmadığımı sordun fazla meraklısın sadece buna güldüm. Bak şimdi utanmıştım ama belli etmeden devam. "Açık sözlü olmak kötü mü ne var yani bunda düşüncelerimi söylerim. Mesela takım elbiseliyken yakışıklıydın ama şu an bu rahatlıkla sadece tatlısın. " Ve daha çok kahkaha attı. "Tamam daha fazla konuşma yoksa gülmekten ortadan ikiye bölüneceğim haberin olsun. " sustum daha fazla konuşamam zaten konuşurken ne kadar cesur olsam da bu itiraflar bana da azıcık fazla.