BANGCHAN DAN MUTLU SONA

395 15 49
                                    

Bir şeyler hissedebiliyor muyum yoksa kalbim attığı halde ben neden ölüymüş gibi olayım.

Sanırım gerçekten onu sevdim. Ve bugün gürdüklerimde onu kıskanmama tuz biber oldu.

Önceleri bu kadar belli değildi. Biz bizeydik. Zaten çocuklarla kardeş gibiydi. Binnie ile çok iyi olmaları sürekli yan yana olmalarını kıskanıyordum itiraf edeyim. Bunları işin İçine BTS girince fark ettim. Halbuki o bizimle ilk konserinde bile benim için farklıydı. İntihar etmeye çalıştığım gün başlayan şeyler hayatımı değiştirdi. Hepsi o lanet olası gün yüzünden oldu. O videoyu izlemediğim için. Ama eğer intihara kalkışmasaydım da ona aşık olmayacaktım. Çok karışık.

Konser sonrası çekip gitmesi ve bana Minho ile sevgili olduklarını söylemesi beni çok etkilemişti. Ama şakaymış. Bana ders vermişler ve ben akıllanmadım.

Tatil süprizi yaptığında ilk defa süpriz bir tatil beni etkilemedi. Oraya giderken Jungkook ile uyuması yani onun omzunda uyuması. Yol boyunca kendi kendimi yedim. Halbuki o benim omzumda olmayı çok sevdiğini söylemişti. Sadece bu da değil.

Tatil evine gelince kendini taşıması istedi Jimin den. Benden istese ben onu zaten seve seve taşırdım. Bunları yaparken çok gülüğ eğlenmesi beni delirtiyordu.

Sonrasında Taehyung ile birlikte uyuması. Hem de sarılarak. Bir kerede değil iki kere hemde.  Havuza itildiğinde onu kurtarması ve onunlada yakınlaşması sırtına binmeler.

Yayında aynı kazağı giymeleri o zaman ben bile sevgili olduklarını sandım. Sonra yorumlarda ona yavşayanlar mı yoksa yürüyenler mi dersin. Tabi ağır linçleyenlerde var. Sonrasında o gün diğerleriyle beraber uyumuş. Sonrasında duydum ki onu bizimle birlikte olmakla yargılamışlar. O bunlara rağmen iyi dayandı ve iyi kalmaya devam etti. Bize hiç belli etmeden. Her zaman bizi düşündü.

Son gün Jimin in ona sen aşık olunacak birisin demesi. Bunun bizin canlı da çıkması, yolda olanlar. Hiç böyle düşünmek istemedim.

Çıkan haber oda cabası. İyiki o haber de bir sorun yaşamadık. Ama akşam olanlar.

Hala aklıma geldikçe delirmek üzere oluyorum. Bütün yayın boyunca adamın Min e bakması gözünü bir an bile ayırmaması onun da sorulara ve yorumlara gülerek cevap vermesi bir şekilde katlanılabilirdi. Ama arada onun yanına gitmek istediğimde hayatım alt üst oldu. Çocukların konuşmasından sonra üyelerden birine aşık sanmıştım ama o yayın boyunca güldüğü adamla öpüşüyordu. Hediyelerine aşırı tepki versim çünkü o adamla öpüşürken elindeydi.
O adamla öpüşüp hediye vermesi adam onları kabul etmediği için benim doğum günüm olunca boşa gitmesin diye bana vermesi o beni yaralayan şeydi zaten.

Bir de doğum günümü kutlamak için tam vaktini bekliyor. Bu kadarı da olmaz pes artık. Bir de ne diyor' günün iyi geçmesini dileyen olmak istedim diyor' bütün hayatımda yara açtıktan sonra.

Şuan neden uçurum kenarına geldim neden hala hediyeleri taşıyorum bilmiyorum. Peki bu gün de mi atlamaya çalışacağım hemde beni hayata bağlayan kişiden yara aldıktan sonra. Bu ne kadar doğru. Peki atlamayacaksam bile yine onun beni kurtarmasını mı bekleyeceğim?

Taşımaktan vaz geçemediğim hediyeker neymiş bakalım. Poşetten iki hediye paketinide çıkarttım. Önce hafif olanı açtım. İçinde kendisinkiyle takım olan bir bere vardı. Aynı onun gibi kokuyor. Bu hediyenin gerçekten bana olmasını çok isterdim. Ağır plan paketi açınca içinden bilgisayar çıktı. Üstünde bir not.

Bu hediye sana biraz daha maddi yeni bir bilgisayar. Çünkü bilgisayarına benden daha çok aşıksın sanırım. Ama içindeki tamamen kalpten açınca anlayacaksın. İyiki doğmuşsun ve beni bulmuşsun.

BANGCHAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin