yirmi üç, final

154 21 20
                                    

"saçlarımı boyamak istiyorum. "

"ya? boyayalım~ hangi renge?"

"yine nane yeşili sanırım... "

büyük olan aynanın önünde saçlarını inceleyen çocuğa yaklaştı. arkasından ona sarıldığında çenesini omzuna koydu. yoongi şaşırırken kızaran yüzünü eğerek eliyle kapadı. boynuna konan buse onu iyice şımartırken diğer elini indirip belinde birleşen ellerin üzerine koydu. yüzündeki elini de yavaşça göğsüne doğru indirdi. aynaya geri döndüklerinde onunla ne kadar yakıştıklarını bir kez daha fark etmişti. sevgilisi dudaklarını boynundan ayırıp aynadan ona baktı.

"farklı bir renk denemeye ne dersin? "

"bilmiyorum... birisi bana çok yakıştığını söylediğinden beri aynı renge boyuyorum. "

"bence sana sarı çok yakışır. "

"sarışın zaafın mı var? "

seokjin gülmesini tutamadı yoongi'nin söylediğine karşılık. sevgilisinin belindeki kollarını sıkılaştırıp yüzünü boynuna gömdü.

"benim sana zaafım var. "

yoongi yine yüzünü eliyle saklayarak güldü. heyecandan dolan gözlerini etrafta gezdirip kurutmayı denedi.

"domates yanak olarak gezmemi istemiyorsan böyle şeyler söylemeyi bırak. "

"maalesef bayım, size olan aşkım buna izin vermiyor. ee ne yapacaksın saçını?"

"sarı hoşuma gitti. deneyebilirim. "

"sırf ben söyledim diye mi hoşuna gitti?"

yoongi arkasını dönerek kollarını boynuna doladı. gözlerini kapatarak sevimli bir sırıtış yerleştirdi yüzüne. burnunu siyah saçlının burnuna sürterek biraz uzaklaştı.

"hmhm, evet."

"çok şirinsin. şu an seni öyle öpmek istiyorum ki. "

"ne? "

küçük olanın gözleri kocaman açıldığında büyük olan gülümsedi.

"öpeyim mi? "

tatlı bir yüz ifadesi ile sorduğunda diğeri yüzünü onun omzuna yaslayıp gizledi. ateşi çıkmış falan olmalıydı.

"ya hadi ama! minik bir öpücük sadece."

"minik mi? minik oluyor mu öyle? "

başını kaldırıp tatlı bir şaşkınlıkla ona bakan bahar gözlere baktı seokjin. gözlerinden öpmek istese de küçüğü bunu sevmediği için vazgeçti.

"oluyor tabii sevgilim, neden olmasın? "

"ben... "

"hadi öpeyim, lütfen! "

"pe-peki."

kocaman gülümseyen sevgilisine baktı. utanarak başını eğdiğinde çenesinden tutan zarif el yoongi'nin kendisine bakmasını sağladı. içinden attığı heyecan dolu çığlıkları bastırmaya çalışırken ona inanılmaz çekici bakan sevgilisiyle göz göze geldi. boynuna sardığı kollarını indirdiğini ve elleri havada beklediğini fark etmemişti. sonunda dolgun dudaklar onunkilere değdiğinde vücudu titremişti.

seokjin hareket etmiyordu, kıpırdamıyordu. dudakları onunkilerinin üzerindeydi sadece ve o an ömrü boyunca böyle durmak, üst üste duran o iki et parçasını öpmek istemişti.

yoongi dudaklarının üzerindeki baskı arttığında gözlerini sıkıca kapayıp nefesini tuttu, büyüğü dudaklarını ondan tatlı bir sesle ayırdığındaysa kesik bir nefes alarak yaşlı gözleriyle ona baktı.

seokjin ise hiç bitmesin istediği bu anıyı sonlandırmak zorunda kalışına bozulmuştu. farkında olmadan yüzünde küçük bir tebessüm yer edinirken küçüğünün yüzüne baktı. her zerresini incelerken baharlarına çarptı irisleri.

bahar gözlerine yağmurlar yağıyordu.

ᰔᩚ

aslında aklımda bu kitapla ilgili birkaç şey daha vardı ve böyle bir final yoktu ancak uzatmak istemediğimi fark ettim ve işte, final.

eğer okuyan birileri varsa, umarım beğenmişsinizdir. şans verdiğiniz için teşekkür ederim♡

bahar gözlerindeki yağmurlar, yoonjin. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin