Alarmın o korkunç sesiyle sabah saat 7. 30 da uyandım. Uyandım da denmezdi aslında ama. Ayılmak için elimi yüzümü yıkadım. Tekrar odama geldim ve kıyafetlerimi dolaptan çıkardım. Sonra da giyindim. Çantamın hazır olmadığını fark ettim ve hazırladım. Sonra da yatağıma oturup telefonumu açtım. Gruptan 200 tane mesaj vardı ama kim okuyacaktı şimdi. Okumayacaktım tabi ki. Merak da etmedim değil aslında ama.Çantamı aldım ve kapıya doğru ilerledim. Anahtarımı da aldım ve kapıdan çıkıp kapıyı kilitlemeye çalıştım. Çalıştım çünkü bu karanlıkta kilitleyemiyordum. Arkamdan bir ses geldi.
"Günaydınnn, geliyorsun demek ki?"
"Ay Burak ödümü kopardın deli misin?"
"Evet, sana deliyim" dedi sessizce ama ben duymuştum.
"Seninle gel-"
"Geliyorsun ha yess be yess"
"Gelmiyorum dicektim ama" dedim sessizce.
"Geliyorum Burak geliyorum."
Yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başladık boş boş konuşuyordu galiba Burak. Galiba diyorum çünkü sadece HE HE deyip geçiştiriyordum. Ne dediği umrumda bile değildi. Uzun bir yolun ardından okula vardık. Sınıflarımız ayrı olduğu için okulun kapısında ;
"Görüşürüz" dedi ve merdivenleri çıkmaya başladı.
Bende sınıfa gitmek için yola koyuldum. Sınıfın kapısında Ece ve Arda duruyordu.Buse ise yeni girmişti sınıfa. Arda beni görünce yaslandığı kapıdan kendini geri çekti. Ve Ece;
"Selammm canım" dedi.
"Selam"
"Selam" dedi Arda'da solgun bir şekilde.
Sınıftan içeri girdim. Ve zil çaldı hoca geldi. İşte bilirsiniz ders işledik fln sonra teneffüs zili çaldı ve sıramda oturmaya devam ettim. Kızlar;
"Eylül voleybol oynamaya gidiyoruz geliyor musun?"
"Haayır ben gelmiyorum siz oynayın."
"Tamamm"
O sırada bizim sınıfın yakışıklı çocuğu geldi.
Enes, yakışıklı, sarıya kaçan saçları, kahverengi gözleri vardı.
"Naber fıstık?"
"İyi sen?"
"Bende iyi, bak ne diyeceğim bana matematik notlarını versene ya!"
"Bugün matematik yok ki?"
"Getirmişsindir sen ya."
"Olmayan dersin defterini niye getiriyim Enes?"
"Ne bileyim ben?"
"Yarın getirince veririm"
"İyi tamam"
Biraz daha zaman geçtikten sonra yanıma birinin geldiğini gördüm ama umursamadım.
"Selam"
"Selam"
Kafamı kaldırdım ve Arda olduğunu gördüm.
"Ne işin var burda"
"Birazdan görürsün"
Böyle deyince de merak etmiştim ne olduğunu.
Biraz daha zaman geçti ve ders zili çaldı. Hoca da sınıfa girdi. Hocanın sınıfa girdiğini fark etmedim. "EYLÜL" dediği anda ayağa kalktım ve hoca oturabilirsiniz dedi. Ardından birisini çağırdı. "GELEBILIRSİN" İçeri Arda girdiğinde şaşırdım herhalde hoca görev falan verecek diye düşündüm. Arda ilerledi. Hocamız;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
AventureEylül lise sonuncu sınıfa gidiyor ve tanıştığı bir çocukla hayatıns devam ederken Arda adlı çocuğun gizemli ve sinir bozucu tavırları Eylül'ü delirtirken, Arda'nın hoşuna gidiyordur.