Merhaba arkadaşlar. Senem karakterini değiştirdim farkettiyseniz. Önceki karakterin pek fotoğrafı yoktu ve pek içime sinmemişti. Bence bu daha iyi oldu. İnşallah beğenirsiniz. Bu arada lütfen votelerimizi ve yorumlarımızı eksik etmeyelim. Bana destek olursanız sevinirim. İlk hikaye deneyimim olduğu için sizin yorumlarınıza ihtiyacım var. Neyse çok uzattım.
İYİ OKUMALAR....
Zehra, Yekta gittikten sonra salona geçip televizyon izlemeye başladı. Bir süre televizyon izledikten sonra kapı çaldı. Kapıyı görevliler açtı. Zehra kimin geldiğine baktığında karşısında tuttuğu adamı görünce çok şaşırdı. Adamın burnunda bant vardı. Adama dönüp:
"Ne oldu Ali Bey, bu ne hal? "diye sordu.
"Zehra hanım eşiniz burnumu kırdı. Bende beni sizin tuttuğunuzu söylemek zorunda kaldım. Beni tehdit etti. Söylemeseydim daha fazlasını yapacaktı. Beni anlayın lütfen. Artık ben bu işi yapamam."
"Tamam Ali bey bundan sonrasını ben hallederim. Herşey için teşekkürler. "
"Rica ederim Zehra hanım. Bu arada bunlar da bugün çektiğim fotoğraflar buyrun bakın. İyi günler."diyerek fotoğrafları Zehraya uzattı ve gitti.
Zehra çekilen fotoğraflara tek tek baktı. Ve gördükleri ile şaşkınlık yaşadı. Bu... bu kadın bir hafta önce restorandan çıkarken görüntülendiği kadındı. Fotoğraflar da Yekta, Senem ile ciddi bir sohbet içinde görünüyorlardı. İçinden bu işte bir işin olduğuna dair bir his oluştu. 'Demek ki bu kadın, onun için önemli biri. Yoksa niye hâlâ görüşüyor.' Diye düşündü. Zehra bunları düşünürken aynı zamanda Yekta gelince neler olacağını da düşünüyordu. Yekta kesinlikle çok kızacaktı. Bunu çok iyi biliyordu. O bu düşünceler içindeyken tekrar kapı çaldı bu sefer kendi açtı. Zaten kapının önündeydi.
Kapıyı açtığında karşısında Yektayı buldu. Sinirli görünüyordu. Zehra öylece donakalmıştı. Yekta kapıyı kapattı ve içeri geçti. Zehra da arkasından geçti. Yekta, Zehraya dönüp:
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun Zehra? Neden bunu yaptın?"diye bağırdı. Aslında böyle yapmak hiç içine sinmiyordu. Fakat boşanmak için yapması gerekiyordu. Eve gelirken sakindi fakat sinirli görünmesi gerekiyordu. O yüzden kapıdan girmeden önce sinirli bir surat ifadesi takındı. Zehra kocasının böyle bağırdığını görünce kendine hakim olamadı. Ve o da bağırmaya başladı.
"Yekta ben bunu yapmak zorunda kaldım. Sen beni buna mecbur ettin."
"Ben mi mecbur ettim? Peşime adam takıyorsun bir de sen, beni mecbur ettin diyorsun."
"Evet! Sen beni mecbur ettin. Son zamanlarda yaptıklarını hatırla Yekta. Eve geç geliyordun ve genellikle sarhoş oluyordun. Ayrıca surekli yalanlar söylemeye başlamıştın. Toplantım var falan diye. Aldatıldığımı düşündüğüm için bendepeşine adam taktırmak zorunda kaldım."
"Bana güvenmediğini mi söylüyorsun şimdi? Dediklerinin farkında mısın Zehra? " diyerek konuyu farklı bir yere çekmek istedi Yekta. Çünkü bu konuda diyecek birşeyi yoktu. Haklıydı Zehra. Zaten o da şüphe çekmek için yapmıştı bunu.
"Farkındayım Yekta. Sana güvenmiyorum artık. "
"İyi. Farkındaysan bundan sonra bana güvenmeyen biriyle evli kalamıyacağımın da farkında olmalısın."
"Bende bunu bekliyordum Yekta. Bu konuşmanın ne zaman olacağını bekliyordum. Artık açık konuşalım. Sen beni evlendiğimizden beri hiç sevmedin. Bunu biliyorum. Buna rağmen neden evlendin benimle Yekta? "
Yekta bunları duyunca ne söyleyeceğini şaşırdı. O kadar mı belli etmişti sevmediğini? Oysaki hiçbir zaman istememişti sevmediğini anlayıp üzülmesini. O an kendini çok kötü hissetti. Ne diyecekti Zehra'ya hisseleri için babasının zoruyla evlendiğini mi? Nasıl derdi ona böyle birşeyi? En iyisi ilk başta sevdiğini sandığını ama zamanla bunun sevgi değil sadece başarılı ve iyi bir kadına duyulan hayranlık olduğunu farkettiği için böyle olduğunu söylemeyi düşündü. Tam birşey söylemek için ağzını açmıştı ki Zehra sulanmış gözlerle ona bakarak sözünü kesti:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın kanunu
RomanceSenem başarılı, zor bir hayat geçirmiş güzel bir avukat. Yekta babasının zoruyla sevmediği bir kadınla evlenmiş zengin bir işadamı. Ve bunları birleştirecek bir boşanma davası. Senem, babasına çok benzeyen bu adamı sevecek mi? Yoksa onu da kaybe...