Keyifli okumalar canlarım.
En son ne yazdığımı bende unuttuğum için son kısmı tekrar yayınlıyorum.
.................
Zehra bunu duyunca bir kez daha yıkıldı. Önce sevmediğini duymuştu sevdiği adamın ağzından şimdi de zorla evlendiğini.
Yekta her ne kadar babasının bunu nasıl söylediğini kavrayamasa da sevindi bu duruma. Çünkü yalan söylemek hiç hoşuna gitmiyordu. Aynı zamanda Zehra da mahkemeye gelmeyi kabul etmişti. Buna da çok sevindi Yekta.
Daha sonra Yekta kafası rahat bir şekilde çalışma odasına doğru ilerledi. Bir süre sonra telefonu çalmaya başladı. Ekranda yazan isimle kaşları çatıldı.
.....
Babası arıyordu. Hemen telefonu alıp kulağına götürdü.
"Efendim baba. Ne için aradın?"
"Bu ne tavır oğlum? İnsan oğlunun hâlini hatrını sormak için arayamaz mı? "
"Arar, arar da baba. Sen o insanlar arasında değilsin. Önemli birşey olmadığı sürece sen kimseyi aramazsın. "
"Doğru, haklısın ben o insanlar arasında değilim. Zehra ile konuştun mu?"
"Evet konuştum. Sanırım sen de konuşmuşsun. Gerçekleri anlatmana şaşırdım doğrusu."
"İşte ben de tam o konu hakkında konuşmak için aradım seni. Ben Zehraya doğruları tamamiyle anlatamadım. Babasının, sizin evlenmeniz ile ilgili bir vasiyeti olduğunu söyledim. Eğer Zehra bu konuda sana soru sorarsa bilgin olsun diye söylemek istedim."
"Baba sen nasıl böyle bir şey yaparsın aklım almıyor.Eğer Zehra bana bu konunun doğru olup olmadığını sorarsa ona yalan söyleyemem. "
"Sana yalan söyle demiyorum sadece bilmediğini söylemen yeterli. Hem benim söylediklerim de yalan sayılmaz. Biliyorsun Ahmet bey hırslı bir adamdı. Zehra da onun tek kızıydı ve babası Zehraya çok değer verirdi. Bu yüzden o da kızının rahat etmesi ve işlerinin büyümesi için sizin evliliğinizi isterdi. Zehraya da zaten öyle olduğunu söyledim. "
"Biliyorum baba. İkiniz de aynıydınız. İş konusunda çok hırslı bir yapıya sahiptiniz. Fakat Ahmet amca sana göre biraz farklıydı. En azından o Zehraya değer verirdi. Sen bize değer vermiyorsun sadece bizden istediklerini yapmamızı istiyorsun. Neyse bu konuyu daha fazla konuşmak istemiyorum. Dediğini yapacağım ama sen istedin diye değil Zehra üzülmesin diye."
"Ben de sizin iyiliğiniz için uğraşıyorum. Buna rağmen yine de size değer vermediğimi mi düşünüyorsun? Neyse nasıl düşünürsen düşün. Yeter ki dediğimi yap. İleride anlarsın tüm bunları sizin için yaptığımı. Ben işimin başına dönüyorum."
"İyi akşamlar."
........
####1 hafta sonra####
"Günaydın Yekta. Karı koca olarak son kahvaltımızı birlikte yapmak istiyorum senin için bir sakıncası yoksa."
"Günaydın. Tâbi ki hiçbir sakıncası yok. Ne sakıncası olacak."
"Tamam o zaman. Hadi sofraya oturalım."
Yekta ile Zehra beraber kahvaltı yapmaya başladılar. Yekta o gün babası ile de konuştuktan sonra her zaman olduğu gibi işlerine devam etti. O hafta boyunca çok çalışmıştı. Eve geç dönüyordu. Sabah da erken gidiyordu. Birkaç kez Senem ile telefonda görüşmüştü. O da boşanma davası hakkındaydı. Onun haricinde Serhatla bile görüşmemişti. Ve beklenen gün gelmişti. Boşanma davası bugündü. Ve Yekta buna çok seviniyordu. Sonunda o da Zehra da özgürlüğüne kavuşacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın kanunu
RomanceSenem başarılı, zor bir hayat geçirmiş güzel bir avukat. Yekta babasının zoruyla sevmediği bir kadınla evlenmiş zengin bir işadamı. Ve bunları birleştirecek bir boşanma davası. Senem, babasına çok benzeyen bu adamı sevecek mi? Yoksa onu da kaybe...