Aslında yazmayı bırakmıştım isteğim kalmamıştı.
Keyifli okumalar.😘😘Kısa sürede Senem'in evine geldiler. Ailesi Senem'in evinde kalıyordu. Senem otelde kalmalarına izin vermemişti.
Bu sefer heyecanlanma sırası Yekta'daydı. Bir erkek kardeşi olduğunu biliyordu. Kendisinin evlenmiş boşanmış biri olmasına tepki gösterir mi çok merak ediyordu. Sonuçta ablası hiç evlenmemişti. O yüzden biraz gergindi.
Senem zili çaldı. Ailesinin evde olduğunu bildiği için yanına anahtar almamıştı. Kapıyı Leyla açtı.
" Hoşgeldin ablacım. Aa enişte sen de hoşgeldin. "
"Hoşbuldum Leyla. Ah evet sen Leyla olmalısın. Senem'in anlattığı kadar sevimli görünüyorsun. " dedi. Hepsini tanıyordu sanki. Leyla orta boylu, zayıf, şirin bir kızdı. Kahve gözleri ve siyah saçları vardı Senem'in aksine.
"Hoşbuldum kuzum. Annemler nerde?"
"Annemler içeride abla buyurun."
Leyla ablasına yol vermek için kenara çekildi. O esnada da eniştesini izliyordu. 'Ablamın söylediği çok doğruymuş. Bir insan başka bir insana bu kadar mı benzer ya? Babamı klonlamışlar sanki. Hareketlerine bakılırsa baya gergin. Gergin olması için bir sebep yok ama abim gergin olduğunu anlarsa kesin daha fena gerer. Abimden çekeceğin var enişteciğim.'
Diye sırıtıyordu.Onlarla beraber Leyla da geçti oturdu. 3'lü koltukta ablası eniştesi ve Mehtap ablası oturuyordu. Karşılarında abisi kendisi ve kardeşi Nur oturuyordu.
Cenk Yekta'ya tartan bakışlar atmakla meşguldü. Gergin olduğunu anlamıştı. Biraz üstüne gitse iyi olacaktı. Biraz eğlenecekti. Ablası aslında daha önceden üzerine gitmemesi için uyarmıştı ama biraz uğraşmaktan bir şey olmazdı.
"Ee Yekta bey, ne iş yapıyorsunuz?"
"Tekstil işi yapıyorum. "
"Hımm. Peki ablamı mutlu edebileceğine inanıyor musun?"
"İnanıyorum. Onu mutlu etmek için elimden geleni yapacağım. "
"Elinden geleni değil daha fazlasını yapman gerekiyor. "
"Yaparım. Yeter ki o mutlu olsun. Yeter ki hep benim yanımda olsun. "
"Yalnız o işler öyle olmaz. Tamam evlenme teklifi etmişsin ablam da kabul etmiş ama bizden kız istemeden olmaz. Her şeyin bir yolu yordamı var. Hem bizden kız almak kolay değildir. "
"Haklısın. Siz nasıl isterseniz. "
"Cenk! Sıkıştırma benim damadımı. " diyerek içeri girmişti Ayşen hanım.
Sandalye çekti kendine oturdu. Yekta kalkıp yer vermek istemişti fakat Ayşen hanım istemedi. Yekta, Ayşen hanımın elini öptü ve yerine geçti.
Cenk konuşurken kızlar ağzını açmıyordu. Biliyorlardı ki açsalar Cenk onlara kızıp ağızlarına laflarını tıkardı. Herkes gibi o da sözüne karışılmasını sevmezdi. Aslında karışmamalarının diğer nedeni de bu konuşmalardan eğlendikleriydi. Leyla ağzını kapatıp kıkırdadığını saklamaya çalışıyordu haylaz kız.
"Hop anne ne oluyor? Hemen damat falan. İstemeye bile gelmediler nasıl damadın oluyor? Sen ne zaman verdin ablamı? "
"Oğlum bilmem farkında mısın ama bir ay sonra düğünü olacak ablanın. Yani müstakbel damadım o benim."
"Hayır anne kız istemeye gelecekler. Hem belki biz vermeyeceğiz düğün de olmayacak. Örf ve âdetlerimizi ne çabuk unuttun? "
"Oğlum. Ne demek vermeyeceğiz her şey hazır. Unutmadım ben de örf ve âdetlerimizi. Ama onlar yetişkin. Kendi kararlarını kendileri verir. Biz karışmayız."
" Valla sen karışır mısın bilmem ama ben karışırım. Tek erkek kardeşi olarak evin reisi benim. Gelip benden istenecek. İtiraz istemiyorum. "
Senem kardeşine kötü bakışlar atmakla meşguldü. Yekta'nın yanında tartışmak istemiyordu. O gidince yapacağını biliyordu. O kadar tembihlemişti sıkıştırmaması için ama Cenk bu, laf dinler mi?
"Tamam. Peki ne zaman gelelim Senem'i istemeye?" derken Senem'e bakıyordu Yekta. Gelirken Zehra ile ilişkisi hakkında sorgulanacağını düşünüyordu fakat öyle olmamıştı. O yüzden mutluydu. En azından bu konuda karşı çıkmıyorlardı. Hem Senem'i isteme işi ona göre de çok iyi olacaktı. Her şeyin tam olmasını istiyordu. Senem'in ileride yaşayamadığı şeyler için üzülmesini istemiyordu.
"Yarın gelebilirsiniz. "
"Tamam o halde, biz kalkalım. " diyerek Senem'e döndü Yekta.
"Hop! ablam nereye gidiyor? "
"Cenk, yeter kardeşim. Bu kadarı da fazla değil mi?"
"Fazla olan ne abla ? Daha evlenmediniz. İstemeye de gelmediler henüz. Yani evli değilsin, nişanlı değilsin daha.O yüzden hiçbir yere gidemezsin."
"Bal gibi de giderim Cenk. Sen bugün taktın bize ama."
"Evet abla taktım size. Evin tek erkeği ben olduğuma göre kararları ben veririm. Bugün gidemezsin diyorum gidemezsin. "
"Ee yani Cenk. Allah seninle evlenene sabır versin. Bugün gitmiyorum ama isteme işinden sonra karışamazsın. "
"Aslında bana kalsa karışırım ama annem izin vermez ondan sonra. "
"Tabi vermem oğlum. Ondan sonra ablan zaten nişanlı olacak. Nişanlısı ile de rahatça görüşmeye hakkı var. "
"Neyse ben Yekta'yı uğurlayayım. Hadi gel canım. "
"İyi günler Ayşen teyze. Ben gideyim artık. Annemlere de haber vereyim. "
"Tamam oğlum. Selam söyle annenlere. "
"Aleyküm selam söylerim. "
Senem, Yekta'nın yanağından öpüp uğurladı. Kapıyı kapatır kapatmaz salona girdi.
"Sen bittin Cenk. " diyerek elinde bir yastıkla kovalamaya başladı kardeşini.
Leyla ve Nur karnını tutarak kahkaha atmaya başladılar. Mehtap ve Ayşen hanım da tebessümle onları izliyordu.
Senem ve Cenk'in atışmasına diğer kardeşleri de birer yastık alıp katıldı. Hepsi bir yandan gülerken bir yandan da birbirlerine yastıkla vurmaya çalışıyorlardı.
Ayşen hanım bütün çocuklarını böyle neşeli görmeyi o kadar çok özlemişti ki dayanamayıp ağlamaya başladı. Bu evlilik çok hayırlı olacaktı. Şimdiden ailesine mutluluğu getirmişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın kanunu
RomanceSenem başarılı, zor bir hayat geçirmiş güzel bir avukat. Yekta babasının zoruyla sevmediği bir kadınla evlenmiş zengin bir işadamı. Ve bunları birleştirecek bir boşanma davası. Senem, babasına çok benzeyen bu adamı sevecek mi? Yoksa onu da kaybe...