10. Bölüm

162 12 4
                                    

Bölüm çok geç geldi farkındayım. Lütfen kusura bakmayın. Bu ara sınavlarım yüzünden çok yoğunum.

Bana ulaşmak isteyenlere de iletişim adreslerimi bırakayım.

Facebook: https://m.facebook.com/fatma.yildirim3?ref=bookmark&soft=notifications

Twitter:@Fatma38_

MULTİMEDYA: yekta, senem, izel ve serhat bölümde giydikleri kıyafetlerle.

Keyifli okumalar....

Bu bölümü çok çok sevdiğim arkadaşım hazana ithaf ediyorum.

Artık herşey bitmişti. Yekta artık özgür biriydi. Zehra da öyle. Her ne kadar üzülsede bitmişti işte. Artık önüne bakmalıydı. Kendine yeni bir hayat kurmalıydı.

Yekta Senem ile birlikte mahkeme Salonu'ndan çıktı. Senem'e tekrar teşekkür etti ve yanından ayrılınca bundan sonra ne olacağını, ne yapacağını düşünmeye başladı. Artık o evde kalamazdı. O ev artık Zehra'nındı. Peki ne yapacaktı? Nerde kalacaktı? Hemen bir otele gitmeliydi. Daha sonra da babasından para alıp bir ev almalıydı kendine. Ama ondan da para almak istemiyordu. Kendi parasıyla bir ev almak istiyordu. Fakat kendi parası ev almaya yetmezdi. Ayrıca artık babasının şirketinde çalışmak istemiyordu. Ne yapıp ne edip yeni bir iş bulmalıydı. Ama nerede bulacaktı? Nerede çalışacaktı?

....

Yekta o hafta otelde kaldı. Bir ara da babası ile işten ayrılma mevzusunu konuşmuştu fakat babası izin vermemişti.Babası ' bu şirket sadece benim şirketim değil oğlum seninde şirketin hem ben birkaç yıla işten elimi ayağımı çekince şirketin başına sen geçeceksin' demişti. Yekta bu sözler üzerine şirketten ayrılmaktan vazgeçmişti. Ev konusunu babasına söylemedi. Ev aldıktan sonra başka bir yere taşındığını söyleyecekti. O hafta ev bakmıştı sürekli.Kendine uygun bir ev bulmuştu kiralık fakat biraz tadilat gerektiriyordu. Bu yüzden tadilat yapılana kadar otelde kalacaktı.

Senem de Yekta'nın davasından sonra birkaç dava daha almıştı ve bir hafta boyunca onlara çalışmıştı. O gün de hala çalışıyordu. Öğle yemeğini yemişti ve yeniden odasına dönmüştü. Telefonu çalmaya başladı. Telefonuna baktığında yüzünde bir tebessüm oluştu. İzel arıyordu. Hemen telefonu yanıtladı:

"Alo.Nasılsın canım?"

"Ay iyiyim canım sen nasılsın?

-Bende iyiyim birtanem teşekkür ederim. Senin sesini duydum daha iyi oldum."

"Ay canım benim vallahi de bir haftada bir insan özlenir mi, ben özledim. Yekta Bey'in davasından sonra hiç konuşamadık. Neler yaptın?"

"Ne yapayım canım işte dava bitti. Daha sonra bende başka davalar aldım. Bu haftada o davalar üzerine çalıştım. Hala da çalışıyorum. Anlat bakalım sen neler yaptın?"

"Bende çalıştım canım. Bu hafta çok yoruldum. Haftasonu ile ilgili planımızı uygulasak nasıl olur? Sen Yekta Beyi arasan bende Serhat'a haber versem beraber birşeyler yapsak."

"Ay ben onu tamamen unutmuştum. Neyse tamam ben Yekta bey'e haber veririm."

"Tamam canım. Bende Serhat'ı arayayım.Görüşürüz."

"Tamam bitanem. Görüşürüz."

Senem arkadaşı ile konuştuktan sonra rehberden Yekta'nın ismini bulup aramaya başladı. Aslında ne diyeceğini bilmiyordu ama bir şekilde söyleyecekti. O bunları düşünürken telefon açıldı:

Aşkın kanunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin