Bölüm 14

287 22 5
                                    

Not: Selam arkadaşlar:) Hepiniz iyisinizdir umarım:)) Beğeni sayısında artış istiyorum biraz okuyan herkes beğenebilir mi acaba ? :)) İyi okumalar şimdidenn.. Yorumlarınızı eksik etmeyin :))


Yeni bir güz dönemi başlamıştı. İyi bir tatil yaptığımı söyleyemem ama en azından dinlendim. Hastanede de gönüllü olarak çalıştım ağustos ayında ve yaz böyle bitti. Son sınıfta çalışmakla geçecekti. Ya aslında benim hayatım hep eşek gibi çalışmakla geçecek. Gün geçmiyor ki hasta insan sayısı azalsın! Durumumdan biraz şikâyet ettiğim doğru. Ya da hocalar stajyer doktorları getir götür işi yaptıracak zavallılar olarak gördüklerinden olabilir. Geçen yıl yanında staj yaptığım dahiliye hocam tam bir lokumdu. Ama gel gelelim KBB alanındaki profesör tam bir canavardı. KBB alanını zaten sevmiyordum ve bu adam beni daha da soğutmuştu. Adamın kahvesini yapmaktan, dosyalarını getirip götürmekten ciğerim solmuştu. Ama dayanmıştım. Zaten dayanmayıp ne yapayım. Mecburum!

Bu yıl ilk departmanım kadın doğumdaydı. Bir ay bu departmanda olacağım. Allah'ım çok zor! Çok zor! Vallahi dayanma gücü ver bana. En istemediğim bir diğer alanda bu! İnsanı kusturur valla bu alan. Ama eli mahkum tıp öğrencileriyiz işte! İlk iş günüme zamanında gelmiştim ve kendimle gurur duyuyordum. En azından bir süre zamanında gideyim ki sonraki geç kalmalarımı böyle hafifleteyim değil mi canım? Ama en kısa zamanda çözücem bu geç kalma sorunumu. Çözmek zorundayım insan hayatı söz konusu ne de olsa... Hocamın kapısını iki kez tıklattım, bakalım bu nasıl bir kadındı. İçerden gel sesini duydum ve girdim,

'' Buyur gel Ceyhun. '' dedi eliyle işaret etti koltuğu; ancak ben baya bir şoktaydım. Ben 45-50 yaşlarında görmüş geçirmiş, tecrübelerinden yararlanabileceğim birini beklerken karşımda taş çatlasa 30-35 yaşlarında olabilecek bir bayan duruyordu. Kızıl saçlarını tepeden sımsıkı toplamış, hafif çekik gözlerini daha da çektirmişti. Acımıyor mu diye merak ettim. Çilli beyaz bir yüzü vardı. Usulca koltuğa oturdum.

'' Bir ay birlikte çalışıcaz. Umarım güzel zaman geçiririz. '' dedi gülümseyerek. Ben de hafif sırıttım. Yine cevap vermedim.

'' Sanırım yaşlı birini bekliyordun. Herkes biraz genç göründüğümü söyler ama 35 yaşındayım. '' dedi yine gülümseyerek. Kendiyle barışık ve konuşkan birine benziyordu.

'' Açıkçası aynen böyle düşündüm. ''dedim rahat bir ifadeyle.

'' Bunlar sana vermek istediğim hastalar. 3 tane. Dosyaları incelediğinde göreceksin. Birisi sadece rutin kontrollere gelecek. 7 aylık hamile. Az bi zamanı kaldı yani. İkincisi bebekte kafatası ve beyin gelişimi zayıf; down sendromlu veya başka bir hastalığa sahip olarak doğacak ya da almamız gerecek. 6 aylık hamile bu bayanda. Üçüncüsü ise; ikiz bebekler... birisi sağlıklı diğeri maalesef kızamıkçık geçirmiş muhtemelen sakat doğacak. 8 aylık hamile. Ve annenin kendisinde de rahatsızlık var o yüzden hastanemizde kalacak doğuma kadar. Çok dikkatli olmanı istiyorum senden Ceyhun. Bebeğin biri zaten talihsiz diğerini de kaybetmemeli. ''

'' Ovvv şimdiden içim sıkıldı. Allah sabır versin ne diyeyim. Çok zor olmalı bir anne için...'' dedim üzüntüyle. Ben de kardeşime aynı şekilde üzülüyordum. Şükür ki bir sakatlığı yoktu ama kanserdi...

'' O zaman görüşürüz Ceyhun.'' Dedi ve odadan çıktım. İkiz bebeklere hamile olan bayanın odasına doğru yol almaya başladım. 302 nolu odaydı. Bayanın adına son bir kez göz atıp odaya girdim. Kadın uyanıktı,

'' Merhabalar Berrin Hanım. '' dedim bütün sevecenliğimle gülümsediğimi düşünerek.

'' Merhaba.'' Dedi fazla samimi olmayan ama gülümseyerek,

HANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin