Bölüm 6

586 29 3
                                    

   

'' Arkadaşlar selamlar:) Okuyanlara teşekkür ediyorum. Sonunda bir bölüm daha yazabildim. Sınavlarım bitti sayılır:) Hepinizin yorumlarını bekliyorum. İnşallah beğenirsiniz :)) -fatmanur

Bir de bir şey eklemek istedim arkadaşlar yakın bir arkadaşım duygusuz yazıyorsun biraz dedi. Sizden de yorum gelmediği için bocalıyorum biraz eleştirilerinizi almak istiyorum:) tekrardan iyi okumalar:)) 

  Sigarasını yarım bıraktı Ceyhun. Oldu olası yere sigara izmariti atmazdı, o yüzden gene bir çöp kutusu buldu ve onun içine attı yarım kalan sigarasını. Karakola girdiğinde daha sakin olacağına dair kendine söz verdi.

''Nedir abi son durum? '' diye sordu İbrahim amcasına.

''Gel şöyle Ceyhun, konuşalım.'' İbrahim amca çok ciddi ve gergin görünüyordu.

Birlikte dışarı çıktılar ve karakolun yakınındaki bir kafeye oturdular.

''Sen benim oğlum gibisin Ceyhun bilirsin. Baban da abim gibidir. Benim üzerimde emeği çoktur. İnan bana elimden gelen her şeyi yapmak isterim ve yaparım da zaten. Ancakk.. şöyle bir durum da var. Talha uyuşturucu satan değil, alanmış. O demin karakola getirilen adamdan alıyormuş. Ve adam diyor ki her ay düzenli olarak alırdı, benim müşterimdi kendisi. Talha böyle bir şey yapmaz desem de iş üzerindeyken basıldılar Eski Muğla'da bir depoda. İhbarı yapan da oralarda yaşayan bir esnaf. Sürekli gelip gidiyorlardı, şüphelendim ve bir yerden gözetledim onları, şüphelerimin yersiz olmadığını anladığımda da polise haber verdim dedi. Vaziyet bu. Baban ile konuşmadım daha ama...''

Ceyhun sakallarının kaşıdı, oturduğu yerde terliyordu. Alnı boncuk boncuk ter olmuştu. İçi sıkılıyor, babasına yakıştıramıyordu böyle bir durumu.

''Abi yani ne demeye getiriyorsun? Yok abi ya olamaz benim babam yapmaz öyle şey. Görürsünüz ortaya çıkacak. O zaman hepiniz utanacaksınız bu dediklerinizden!'' Tekrardan sinirlenen Ceyhun hızla ayağa fırladı,

''Oğlum bir mantıklı ol! Otur derhal şuraya! Hemen Ceyhun!'' ayağa kalkan Ceyhun sinirle oturdu yerine. İbrahim amcası konuşmaya devam etti,

''Ceyhun el ele vermezsek kurtulamayız böyle bir durumdan. Hele bir gerçeklik payı var mı, yoksa gerçekten bir yanlış anlaşılmamı var onu anlayalım. Bu zorlu bir süreç olacak. Ve bu süre zarfında senden en çok istediğim şey sabırlı olman ve aileni desteklemen. Unutma seni evde bekleyen bir annen ve kız kardeşin var.''


''Haklısın abi. Babamla görüşebilir miyim peki?'' diye sordu endişeyle Ceyhun.

''Görüşebilirsin sanırım gel girelim içeri.''

Karakola girdiklerinde demin yumruk indirdiği polis memuru pis pis bakıyordu Ceyhun'a. Ceyhun umursamaz bir tavırla sırıttı polisin yüzüne doğru. İbrahim amcası olmasaydı naneyi yiyeceğine bilmesine karşın.

''Buradan Ceyhun.''

    İbrahim amcası nezarethanede babasıyla tek başına bıraktı Ceyhun'u. Ayakları geri geri gidiyor, içi içini yiyordu. Babasına kondurmadığı bu lekenin aslının olmamasını umuyordu. Nezarethaneye girdirdiğinde babasının yerini hiç yadırgamamış sert ve soğuk yatağın üzerine uzanmış olarak gördü. Ceyhun'u görür görmez ayağa fırladı.

''Oğlum! Ceyhun!''

''Nasılsın baba?''

''İyiyim evladım. Bee..ben..''

''Bir şey demene gerek yok baba ben biliyorum senin bir suçun yok. Ve İbrahim amcamla ben bunu ispat edeceğiz. '' Ceyhun bunları söylerken gerilmiş, alnındaki iki damar belirginleşmişti. Zaten sinirlendiğinde suratı ele verirdi Ceyhun'u. 

HANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin