"Kedi fark etmiyormuş ama aslında çoktan ölmüş balığın ruhunu izliyormuş."
Ölmekten korkuyor.
Ölmekten deliler gibi korkuyor hemde.
Ama yaşamak da istemiyor.
Çünkü onun için yaşayabileceği bir şey yok.
O da kendine yaşamak için bir sebep yaratıyor.
Kafasında.
Ölmüş sevgilisinin hayalini kuruyor.
Sanki hiç ölmemiş gibi.
Her gün kafasında tekrar doğuruyor onu.
Her gün yeniden dünyaya geliyor farklı biriymiş gibi.
Kendi gerçekliği yapıyor yanılsamayı.
Gün geçtikçe kendi de inanmaya başlıyor bu var olmayan gerçekliğe.
Kendini her öldürmeye kalktığında durduruyor bedenini.
Sanki sevgilisi durdururmuş gibi.
Ama tam tersi oluyor onun gerçekliğinde.
Sevgilisi onun hem en büyük korkusu hem de en büyük sığınağı oluyor.
Onun gerçekliğinde tekrar tekrar yaşıyor sevgilisinin öleceği zamanı.
Ama hep kendi durduruyor onu.
O kadar alışmış ki bu yanılsamaya fark etmiyor aslında ölmek isteyenin de ölmek isteyeni durduranın da kendi olduğunu.
Hayaller kuruyor yalnız başına,
İnanmak istiyor, inanıyor da sevgilisinin hep onunla olduğuna.
Kendi yanılsamasını gerçekliği yapmış bu adam,
Sevgilisinin mezarını görünce dönüyor herkesin bildiği gerçekliğe.
Yanılsamaya koşulsuz inanmak isteyen bu adam,
Sevgilisinin kafasına göğsünü koyduğunda kalp atışını duyamayınca dönüyor herkesin bildiği gerçekliğe.
İçinde bir yerlerde bir şeyler değişiyor o an.
İhanet ediyor gibi hissediyor sevgilisine.
O burada ölü yatarken, kendisinin hayalini kurup yaşamaya tutunduğu için bencil hissediyor kendini.
Bir yarısını mezarda bırakmış adam,
Hayali bir iplikle dikmeye çalıştığı yarasının açıldığını hissediyor.
Kendini içinden tükettiğini anlamamış bu adam,
Uzun süredir tuttuğu göz yaşlarını bırakıyor mezarına.
Göz yaşları belki sevgilisine uzanır onu uykusundan kaldırır diye.
Olmuyor ama.
Kalkmıyor hayatını adadığı adam.
Kim bilir nasıl huzurlu uyuyor şimdi.
Herkesin yaşadığı gerçekliğin ihanet ettiği,
Hayatı boyunca yüzü gülmemiş sevgilisi.
Son kez mutlu olmak için balık olmayı dilemiş adam.
Onsuz yaşayamayacığını biliyor içten içe.
Suyu ne kadar sevmese de ne kadar korksada onun balık olduğu denizde onunla beraber olmak için son kez geliyor o sahile.
Bu sefer yüzünde buruk bir gülümsemeyle.
Hesaba katmayı unutuyor ama yanılsamayı.
Dizlerinin üstünde ona yapmasın diye yalvaran yanılsamayı unutuyor.
Çoktan gerçekliğe dönmüş bu adam,
Biliyor yanılsamanın gerçek olmadığını.
Sadece kendi bilinçaltı olduğunu.
Kendini daha da bencil hissediyor bunu hatırlamasıyla.
Kendi bilinçaltı ölmesin diye uğraşıyor bildiğin.
Ne kadar taş yürekliymiş.
Bunca zaman sevgilisini kendi hissettikleriyle hayal etmiş.
Ne kadar acınasıymış.
Hayata tutunmayı hak etmeyen kendisi,
Ne çabuk yenilmiş.
Bu yüzden özür diliyor sevgilisinden.
Onu yaşatmayı başaramadığı,
O yokken de kendini onun yanılsamasıyla yaşatmaya çalıştığı için.
Bırakıyor yanılsamayı.
Kokusunu içine çeke çeke doyamadığı sevgilisinin ceketini kendi ceketiyle beraber asıyor her gün ışığında düşündüğü lambanın kenarına.
Ceketlerin cebinde boyadığı deniz kabukları ve fotoğrafları.
Son kez bakıyor fotoğraflarına.
Her fotoğrafla bir adım daha atıyor.
Derinleştikçe daha yakın hissediyor sevgilisine.
Yakında kavuşacaklar.
Özlemiş.
Sonunda kavuşacak balığına.
Chuuya yolun sonunda.
Yalnız değil artık.
Yalnız değiller artık.
Artık ikisi de gerçek.
Kendi gerçekliklerinde yaşayacaklar sonsuz."Kediler ruhları hep görürler derler, kedi balığın çoktan öldüğünü anladıktan sonra öğrendi bu gerçeği."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Fazla Güzelsin- Soukoku ✓
Hayran Kurgu"Aşk tesadüfleri sever demişti biri bana," "Yalan söylemiş o kişi sana." 11.08.2022 22.08.2022