Gece çalan telefonla Esrayla izlediğimiz filmden kalktık. Ben televizyonun sesini kısarken o da telefonunu cevapladı.
-Alo annecim hayırdır inşallah bu saatte, bir sorun mu var?-...
-Ne! Sen ciddi misin? Ay inanmıyorum.
-
-Anne bana abimin evleneceğini 1 haftadan önceden haber vermek neyin nesi Allah aşkına?
-...
-İlk uçak ne zamana bi bakarım ama o kadar erkene var mıdır bilmiyorum.
-...
-Yok anne olur mu öyle şey biz geliriz tabii.
-...
-Onunda çok selamı var öpüyoruz seni hadi görüşürüz.
Ne olduğunu sorduğumda abisinin nihayet evleneceğini ve Mardine gitmesi gerektiğini söylediğinde pek takılmadım.
"Ve Dilacım annem seni de davet etti."
"Ben gelemem Esra yıllardır gitmedim oraya, girmedim evime hiç."
"Dilacım gelmek zorundasın. "
"Zorunda falan değilim nasıl ikna edeceksin beni?" dedim gözlerimi kısarak.
"Hani bilardo da seni yenmiştim ve istediğim bir şeyi yapacaktın ya..." sözünü kestim.
"Saçmalıyosun benden bunu isteyemezsin."
...Ertesi güne bavullarımızı hazırlamış Mardine yola çıkacaktık. İnanamıyordum kendime. Ailemi kaybettikten sonra dedem İstanbula getirmek istemişti beni bende seve seve kabul etmiştim, tabii benim için çok zordu anılarımı Mardin de bırakmak ama anılarla orda yaşamak daha da zordu. Uzun zamandır hiçbir akrabamı görmemiş kimseyle görüşmemiştim nasıl olacak bilmiyordum.
Esra ve dedem benim kırmızı çizgi çizgimdi onları asla kıramıyordum.
Esranın ailesi dedemi de davet etmişti fakat o düğüne yakın gelecekti.Sabaha karşı 7.40 da uçağa binmiştik.Esra bütün yol uyumuştu bense sözleşme okuyordum. Dedemin büyük bir gemi zinciri vardı ve kendine ortak bulmuştu, karşı taraf sözleşme hazırlatmıştı bende bu sözleşmeyi okuyup değerlendiriyordum. Normalde böyle işlerini çalışanlarına yaptırırdı galiba bu seferki fazla önemliydi. Dedem şirketine beni de ortak etmek istiyordu ama ben istemiyordum onunla tek zıtlaştığımız konu buydu.
/9.40 Sabah/
Ben hala daha sözleşmeyle ilgilenirken anons sesiyle irkildim. Esra uyanmış üstüne ayılmış sandviç yiyordu hiç farketmemiştim. Bir işle uğraşırken tüm dikkatimi ona veriyor, çevremde olan bitenden habersiz dalıp gidiyordum.
"UÇAĞIMIZ HAVAALANINA İNMİŞ BULUNMAKTADIR."
Anons yapıldıktan sonra çantamı aldım ve uçaktan indim. Gözlüklerimi takmış Esra'yı beklerken uçağın yanına doğru gelen siyah arabaları farkettim. İhtişamlı arabadan inen adamın bakışlarıyla dikkatimi uçağa doğrulttum. Fazlasıyla karizmatikti bi an için boş bulunup uzun uzun ona baktım. Gözlerimiz kesiştiğinde sağ dudağı kıvrıldı ve bakışlarını yanıma çevirdi. Bende Esraya döndüm.
Esra çantasına eşyalarını koymaya çalışırken ikazımla bana döndü. "Dikkat et düşeceksin!"
"Dila senin bana çantana koy diye verdiğin kolyeyi bulamıyorum."
"Sakin ol senden önemli değil."
"Ama çok pahalıydı."
Belinden hafif ittirerek "Yenisini alırız, uzatmasan mı?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞANIN KADINI
Подростковая литература'AĞANIN KADINI' isimli tek kitaptır. Telif hakkı sudecorns hesabına aittir. -Keşke dedim o an keşke benim gibi İstanbullu olsaydı belki o da beni isterdi. Korkuyorum, ben ki bütün Mardinin derdine çare bulan Azat Haktanoğlu bir kıza tekrar aşık ol...