1.6

3.3K 84 3
                                    

Uyandığımda Deniz yanımdaydı kollarımı koluna sarmıştım o da kolunu boynuma sarmış eli yanağımdaydı. Onun evinde kaldığım günleri ve uyanışlarımızı hatırlayınca iç çekmeden edemedim. Eğer böyle olaylar olmasaydı onunla şu an evli bile olabilirdim ama olan olmuştu.

Bir sebebi olduğunu söylemişti, dinlemeli miydim?
Kesinlikle hayır. Eğer onu dinlersem yumuşardım belki de affederdim. İstemiyorum.
Ona olan öfkem hep taze kalsın istiyorum.
Kendimi kandırıyorum belki de.
'dün ilk duyduğum ses de neden onu aradım?'
Belliydi işte her şey fakat ben buna kendimi inandırmak da çok zorluk çekiyordum.
Azat kıpırdandığında uyanacağını anlayıp gözlerimi yumdum. Tepkisini merak ediyordum. Ellerimi kollarından ayırmıştım.

Kolunu çekmeden yanağımı okşadığında bakışlarının yüzümde gezindiğinin farkındaydım.
Uzun sayılabilecek bir süre sessiz kalıp yanağımı okşadı daha sonra üstüme eğilip saçlarımı kokladı daha sonra kulağıma eğildi ve "uyanık olduğunu biliyorum bebeğim göz kapakların titriyor" dedi.
Acayip utanmıştım.
Gözlerimi açıp doğrulduğumda sinirle koluna vurdum.
"Çok kötüsün ayrıca madem uyanık olduğumu anladın niye dokunuyosun, kokluyosun?" dedim.

Yüzüme eğilip "Çünkü hala aşığım sana ve çok özlem doluyum." dediğinde erimiştim. Onu sinir etmek için baska bir şeye odaklanmış gibi yaptım.

"Özlem mi, özlem kim?" dedim.

Kahkahalara boğulmuştu bende gamzelerine bakıp dalmıştım. Gülmeyen suratımı gördüğünde "Ciddi olamazsın, ciddi misin?" dedi ve tekrar güldü.
Bu sefer bende gülünce rahatladığını hissettim.
"Offf şimdi kim kalkıp kahvaltı hazırlayacak, çok üşeniyorum" diyip yorganıma sarıldım ve hayıflandım.

"İstersen dışarda yapabiliriz kahvaltıyı." dediğinde bu bir teklif gibiydi.

"Biz derken ben kahvaltımı istediğim yerde yapıyorum sende evimden gidiyorsun. Hadi bakalım yeter bu kadar misafircilik." dediğimle beraber ayaklandı.

Yüzü hafif düştüğünde bozulduğunu anladım. Kendime çok kızıyordum  şu an. Hem adamı gecenin bi yarısı arayıp evime getiriyorum üstüne bide gece burda kal diyorum bide üstüne üstlük şimdi de git diyorum.
Valla ben salağım. Adamı kullandım resmen. Hatamı anlayıp toparlamak için hamle yaptım.
Gidecekken kolundan tuttum.
"Şaka yapıyorum tabii ki ben üstümü değiştireyim kahvaltıyı hazırlarım beraber yeriz." dedim neşeli çıkardığım sesimle.

"Yok Dila ben gideyim, şirkete uğrarım hem." dediğinde bozulduğunu ciddi ciddi anlamıştım.
Galiba o da benim ona olan öfkemi net olarak anlamıştı. Çünkü ben onu kıracak bir şey yapmazdım dikkat ederdim ya da ne bileyim böyle şakalar yapmazdım. Şaka yapmadığımı iyi bildiğinden gitmek istiyordu.

Dediğini yapıp gitmişti.
Uzun uzun düşündükten sonra Esrayı daha sonra da Asuyu aradım. Esra ne kadar dinlememi söylese de Asu 'yapan bir daha yapar' diye düşünüyordu.
İyice ikilemde kalmıştım.
Bütün gün düşünmekten başım ağrıdığından yemek falan yapmamıştım bu yüzden dışarda yiyecektim.

Gittiğim restoranda Denizi ve bütün ailesini görmeyi beklemiyordum. Tam geri dönecekken Minanın bana seslenmesiyle herkes bana dönmüştü.

Rojda Hanımın yüzünde güller açmasıyla gülümseyerek yanlarına gittim. Rojda Hanımın elini öpüp Aysun ablaya sarıldığımda Minayı kucağıma almıştım.

"Dila gel sende bize katıl kızım." diyen Rojda Hanıma cevap verecekken sert bir ses araya girdi.

"Anne bırak rahat rahat yemeğini yesin hem bizim sizle konuşacak özel şeylerimiz var." 'özel' kelimesini bastıra bastıra söylemesiyle gözlerim ona dönmüştü.

AĞANIN KADINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin