Yemek sessiz sakin geçerken konuşmaya başlamasıyla ona döndüm.
"Esrayla İstanbul'da yaşıyormuşsun neler yapıyorsun orda?" diye sordu.
Çatal ve bıçağımı bırakıp cevap verdim.
"Ben mimarlık okuyorum son sınıfım arada da dedemin şirketine gidiyorum yardım amaçlı."
beni dikkatle dinlemesi heyecanlanmamı sağlamıştı."Dedenin şirketi ne üzerine?"
"Normalde inşaat mühendisi ve birçok gayrimenkul sahibi, bu ara gemilere merak saldı 3 gemi satın aldı şimdi de kum ve gemi satan bir şirketle ortak olacak kumlar daha ucuza gelecek böylece, hatta sözleşmelerini de ben düzenlemiştim." dememle yüzünde şaşırmış gibi bir ifade vardı.
"Demek bizi bekleten torun senmişsin."
Ne söylediğini anlamamıştım "hı?" diye farkında olmadığım bir nida döküldü ağzımdan.
"Kendi kendime mırıldandım."dedi.
Onu daha önce gördüğümü söylesem mi bilemedim. Tam lafa girecekken o girdi.
"Sık karşılaşıyoruz, önce yolda sonra konakta şimdi de burası. " Kaşını kaldırmasıyla şüphelenmek gibiydi. Onu takip ettiğimi falan mı düşünüyordu?
"Hala sizi takip ettiğimi mi düşünüyorsunuz?" dediğimde sağa sola kafasını salladı.
"Hayır fakat bu kadar tesadüf nasıl oluyor diye düşünmüyor değilim. "
"Mardin küçük bir yer siz de belli ki büyük bir ağasınız her yerde kulağınızın olması normal. Acaba siz mi beni takip ediyorsunuz?"
Kahkahasıyla dikkatim gülümsemesine kaydı ayrıca sinirimi de bozuyordu.
"Hem siz benden henüz özür bile dilemediniz."
"Ne için?" diye sordu.
"Hatırlarsanız yine benim sizi takip ettiğimi düşünüp önümü kesmiştiniz?"
"Onu ben değil şoförüm Kenan yapmıştı ama illa birinden özür duymak istiyorsan senden özür dileyebilir."
"Aman aman kalsın yeterince korkutucu bi adam zaten şimdi ilk günden düşman kazanmayayım."
"Hiçbir çalışanım ben birine düşman olmasını söylemeden olamaz. Merak etme başına bir şey getirecek insanlar değiliz. " dediğinde yanlış anlaması üzerine konuşacaktım ama sözümü kesti.
"Yemeğiniz bittiyse kalkalım."
Başımı salladığımda hesabı ödemeyi teklif etmiştim fakat sert bir dille geri çevirmiş hallolduğunu söylemişti.
Bu kadar sert olması sanırım daha yeni konuştuğumuz konu yüzündendi.Düşünceli bir şekilde kalktım ve ceketimi giymeye başladım.
İkimizde giyinince otele bırakmayı teklif etti.
"Teşekkür ederim ama arabam var ayrıca hesap için sağol daha sonra borcumu ödemek isterim." hafif tebessüm ettim.
"İyi geceler."
Birlikte mekandan çıktık ve arabalarımıza bindik bana kornayla görüşürüz dedi ve gitti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞANIN KADINI
Teen Fiction'AĞANIN KADINI' isimli tek kitaptır. Telif hakkı sudecorns hesabına aittir. -Keşke dedim o an keşke benim gibi İstanbullu olsaydı belki o da beni isterdi. Korkuyorum, ben ki bütün Mardinin derdine çare bulan Azat Haktanoğlu bir kıza tekrar aşık ol...