Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
tanrısal bakış açısı;
sonbahar yağmurlarının en şiddetlisi sayılabilecek bir yağmurla uyanmıştı saray halkı.
dışarıda kuru bir nokta dahi bırakmak istemiyormuşcasına yağıyordu sağanak halinde.
ışıklar sönmüş ve mumlar yakılmıştı, günün aymasına iki saat kadar vardı.
bu loş ortam içini sıcacık ediyordu lalisa'nın. yağmuru hep çok sevmişti ve gidip yağmurda koşarak eğlenmek istiyordu.
bunu herkesin gözü önünde yapamayacağı için insanların uyumasını bekledi bir yarım saat kadar sonra herkes bir şey olmamış gibi uyumaya devam etti.
bu sırada lalisa çok heyecanlanmıştı çünkü kuzey kore'de devamlı sokağa çıkma yasağı uygulandığından, asla yağmurda eğlenememişti.
heyecanla üstüne ilk geldiklerinde verilen beyaz elbiseyi geçirmiş ve ayağına hiçbir şey giymeden dışarıya çıkmıştı.
eğer babetlerini giymeye kalkarsa yağmurdan dolayı su alacağını ve çok kötü bir hâl alacağının farkındaydı çünkü.
dışarıya çıkar çıkmaz sırılsıklam oldu fakat yağan yağmurun şiddeti umurunda olmadı.
gözlerini kapatıp ellerini iki yana açarak toprak kokusunu çekti içine ve çimlerde yürümeye başladı.
çok güzel hissediyordu, ferahlamış ve rahatlamış.
daha sonra mutlulukla kıkırdayıp koşturmaya başladı çocuk gibi.
hayatı gerçekten seviyordu ve anın tadını çıkarmak onun hayat mottosuydu.
biraz daha çıplak ayak koşturduktan sonra çimlere yattı ve gözlerini kapatıp huzurla gülümsedi.
bu sırada onu yüzünde silik bir gülüşle izleyen deltadan habersizdi.
delta uyku tutmadığı için bir bardak su koymuştu kendine ve cama çıktığı anda etrafta çocuk gibi koşuşturan lalisa'yı görmesi bir oldu.
ilk başta anlam veremedi fakat daha sonra koşturması tatlı geldi ve farketmeden gülümsemeye başladı.
bir an için ona katılmak istedi fakat hasta olmaya hiç niyetli değildi. çimlerde yatan kızın da hasta olacağından adı kadar emindi ama söylese de çare etmeyeceğini biliyordu.
son olarak kızın kalkıp her yeri ıslanmış bir şekilde parmak uçlarında müştemilata koşturmasını gördü, daha sonra bardağını çalışma masasına bırakıp yatağına geri döndü.
bu sırada lalisa lavaboya girip üstünde ki ıpıslak elbiseyi çıkarıp suyunu sıktı ve durumun haline güldü kendi kendine. daha sonra havluyla güzelce kurulanıp nemli saçlarını topuz yaptı ve çiçekli elbisesini giyip yatağına geçti.
