Gece nihayet son bulmuş, herkes fazlasıyla yorulmuştu. Son misafirlerin de çıkması ile herkes yavaş yavaş odalarına çekilmeye başladı. Nermin, bir köşede sessizce oturan Sedef'in yanına giderek;
" Hadi canım gel biz seninle yukarı çıkalım, üzerini değiştirmene yardımcı olayım" dedi kalkması için elini uzatarak.
Birlikte yukarı çıkarken Akif'e;
" Biz ineriz hemen, sende hazırlan sizin için dağ evini hazırlattık" dedikten sonra Akif'in cevap vermesini beklemeden merdivenleri çıktı.
Akif, burnundan soluyarak dışarı çıktı.
Sedef ne yapacağını düşünürken Nermin in uzattığı ele bakıyordu. Nermin beklemeye devam etmemek adına hızla Sedef' in eline uzanıp tuttu kaldırdı ve birşey söylemesine izin vermeden merdivenlere doğru çekiştirdi." Kocanı kızdırmayalım, normalde çekilmiyor sinirliyken görmek bile istemezsin" derken oldukça keyifli görünüyordu.
Sedef cevap vermeden isteksiz adımlarla odasına doğru ilerledi." Ben ikiniz içinde küçük bir çanta hazırladım" derken muzip bir gülüş döküldü dudaklarından.
Sedef şaşkındı. Ne yapması gerektiğini bilmeden öylece Nermin'e baktı." Hiç gerek yoktu gitmemize aslında zoraki bir nikah oldu ya gerginlik var" dedi mahcup halde.
" İşte tamda bu yüzden ayarladık bunu. Başbaşa kalın konuşun, kocanın sinirini yatıştırıcak tek insan sensin" dedi gözlerinin içine bakarak.
Geçen yarım saatin sonunda aşağıya inen ikili daha fazla vakit kaybetmeden dışarı çıktı. Bütün ev halkını dışarıda görmeyi beklemiyordu Sedef, yaşadığı ani şaşkınlıktan sonra Nermin' in eşliğinde arabaya doğru ilerledi. Kısa bir uğurlama seramonisinden sonra hızla gözden kaybolan arabadan sonra derin nefes aldı Aliye hanım;
" Çok şükür Allah'ıma bu günü de gösterdi bana" dedikten sonra dünürünün koluna girerek eve girdiler. Keyifsiz görünen Hatice hanımı kızını beyazlar içinde görünce, bir nebze olsun yüzü güler diye düşünmüştü ama beklediği gibi olmadı. Kendisini yaşlı kadının yerine koyduğunda, ana yüreği hak verdi.
" Kadıncağız kalktı da düğüne geldi " diye geçirdi içinden.
Sessizlik içinde geçen yolculuk sonrası oldukça ürkütücü karanlık içinde olan eve ulaşmışlardı. Sedef biran için içinde bulunduğu durumu unutup, bu gecenin bu evde nasıl geçeceğini düşünmeye başladı. Etrafta çıt çıkmazken attıkları adımların gürültüsü çok fazla geliyordu. Ayakları altında çıkan çıtırtılar genç kızın içinde korkuları uyandırırken, gecenin biran önce sabaha ulaşmasını istiyordu. Karanlık ve böyle ıssız yerler çocukluğundan beri korktuğu şeylerdendi. Akif'in yüksek çıkan sesiyle yerinden sıçradı.
"Ne bekliyorsun orada" öfkesi sesine yansımıştı.
Birşey demeden eve doğru ilerledi ama bu adamdan korkmaya başladığını gizleyemiyordu artık.
Eve girdiklerinde burunlarına gelen güzel kokular, onlar için hazırlık yapıldığını belli ediyordu. Ama yerde gördüğükleri gül yaprakları ve hazırlanan masa kesinlikle Nermin'in işiydi.
Akif sessiz birşeyler mırıldanarak içeri girip kendini şöminenin önünde duran koltuğa bıraktı. Sedef ise ne yapacağını bilmeden öylece dururken duyduğu kükremeyle korkusu iyice arttı." Topla gereksiz şeyleri sonrada gözüm görmesin seni" dedi burnundan soluyarak.
Sedef sessizce denileni yaparken;" Yarın İstanbul'a dönüyoruz, " dedi Akif sakin kalmaya çalışarak.
" Aniden gitmemiz" diyebildi sadece.
" Neyi doğru yaptın da kararlarımı sorguluyorsun sen. Etrafına bak istersen nerdesin ne durumdasın" ses tonu oldukça yüksek çıkmıştı her konuştuğunda olduğu gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ SAYHA
General FictionBeklenen gün geldi, Sedef hanım." Gözleri o kadar tuhaf bakıyordu ki; korkuyla ayağı kalktı. Arkasındaki gençlerden biri arabanın kapısını açtı, adım atmaya yeltendi ki diğer genç arkadan sarılıp ağzını kapattı. Kalbi duracakmış gibi hızla atmaya...