Çıkmaz Sokak

412 112 40
                                    

  
    Sabah, okunan ezanla uyandı, abdestini alıp, namazını kıldı.  Seccadesini toplayıp, mutfaktan bir bardak suyla  odasına  döndü Işığı kapatıp, yatağına  geçtiği sırada  telefonu  çaldı.

" Efendim annem."

" Kuzum kıldın  mı namazını?"

"Evet şimdi bitti,yatıcaktım bende birazdan."

" Gelmeyecek misin?"

" Hayır anne kendimi iyi hissetmiyorum,  gelmesem  daha iyi olacak."

" Geleyim kötüysen kuzum. "

" Hayır gelmene gerek yok."

"İyiydin ne oldu birden çocuklar  cok mu yoruyor seni kızım "

"Halsizlik var anne,  bilmiyorum ki nasıl oldu. Aklın bende kalmasın,  o kadar kötü değilim."

" Tamam kuzum, dikkat et kendine. Düğünden sonra  fazla durmam o vakit gelirim ben. İzin alsan bir kaç  gün işe  gitmesen."

" Üç gün almıştım zaten annem. Merak etme sen beni iyiyim ben dinlenirsem  daha iyi olacağım Allah'ın izniyle."

"Inşallah kuzum hadi uyu artık. Allah rahatlık versin annem."

  Içi kan aglasada,  bunu annesine belli etmek istemiyor. Hem ne diyecek, nasıl anlatacak ki! Gerçekten de Fırat' ın dediği gibi böyle olmasını kendisi mi istedi. Bir şans verseydi, daha farklı olabilir miydi?

Kenan ya o  asıl ona ne diyecek? 
Kahvaltıya gitmişlerdi ama ne doğru düzgün konuşmuş, ne birşeyler yiyebilmisti. Kenan'ın da ilgisi daha kötü hissettiriyordu.
Bir yanı bitirmek istiyor, diğer yanı cok hayal kurduk diyor. Ama doğru olan bitirmesi  gerektiğiydi.

Ya sonra?

Sonrası yok işte.

Annesini de alıp, buralardan gitmek istiyor ama nasıl?

Kimselerin  tanımadığı, tamamen yabancı oldukları  bir  yere gitmek neyi değiştirir ki?

O gücü kendinde bulsa....

Ah Fırat!!!

Bu kadar mı gözün döndü.

Seviyorum demişti,  sevgi bu mu?

Insan sevdiğine kıyar mı?

Hiç sönmeyecek bir ateşe  atar mı?

Yaşadığı sürece affetmeyecek ve Rabbine havale etmekten başka ne gelir ki elinden.

Bu düşüncelerimden sıyrılıp  yatağına uzanıp kapattı gözlerini.

Gözünü çalan telefonla açtı, arayan Kenan, merak etmesi normal değilmi?  Nasıl bitirecek, bütün kalbiyle  severken  nasıl hayatından çıkaracak ki onu. Bir süre konuştuktan sonra bugün buluşmak istediğini söyledi. Cesaretini toparlayıp konuşması gerekiyor. Zira  kendini  o gelinliği giyecek kadar temiz görmüyorken,  daha fazla uzamadan bitirmesi gerekiyor. Banyoya girip duş aldıktan sonra,  siyah robadan elbisesini giyinip,  üzerine siyah şalı bağladı. Salonun penceresine yanaşıp, tedirgin bir halde perdeyi aralayıp dışarı baktı, ruh hastası  burada olabilirmi diye. 

Ona karşı hisleri çok değişik; hem çok  korkuyor, karşısına çıkarsa ne yaparım duygusu mahvediyor genç kızı. Hem de acıyor,  yaptığı şey onun  ne kadar aciz bir insan olduğunu gösteriyor.  Olmadığını görünce çıktı evden. Yürüyerek gidebileceği   bir mesafede  olmasına rağmen, taksiye binip  ne olur ne olmaz diye. 15 dakika sonra gelmişti, Kenan daha gelmemiş. Kafenin bahçesi çok kalabalık, içeri girip köşedeki masaya oturdu. Çok geçmeden Kenan'da geldi, etrafa bakındığını  görünce elini kaldırmasıyla, Sedef'i görüp yanına gelip oturdu.  Çayını içerken, nasıl konuya gireceğini düşünüyor  ama  kendi kendine düşünüp cesaretlenmesi   ne kadar da  kolaymış.

SESSİZ SAYHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin