Üst Komşu | Texting

33. bölüm

Hii

...

Pamir'den

"Sen ne yaptın şu ağalık mevzusunu Yankı?"

Dünki mesajlaşmamızın ardından fazla vakit kaybetmeden herkes görev dağılımını gerçekleştirmek için ayrılmıştı.

Durum bilgisi almak için sırayla herkesi arıyordum. Sena ise yanımda oturmuş konuşmalarımıza dikkat kesilmişti.

"Çok salak bi babamız var Pamir." dediğiyle gülümsedim. Bu da demek oluyordu ki başarmıştı.

"Bunu yeni farketmiş olman ne kadar üzücü."

"O kadar şeyden sonra adam hiç yadırgamadan üstünde ne var ne yok bana verdi. Cidden mal."

Gülümsemem çoğalırken keyifle koltuklardan birine attım kendimi.

"Pişman edeceğiz onu, yaptığı her şey için köpek gibi pişman olacak."

"Ee siz bir şeyler bulabildiniz mi? Yoksa halâ devam mı?"

"Sena sayesinde hemen hallettik işimizi." Sena'ya bakarak kurduğum cümleden sonra göz kırptım. Göz devirip eliyle ilgilenmeye başladı.

"Nasıl yani?"

"Senin Sena'yı götürdüğün uyuşturucu satılan yere gittik. Bir kaç tane yaşlı adam vardı. Zaten kafaları uçmuştu, onları konuşturup kayıt altına aldım."

"Taşağına beton yetmez be."

Sena'nın yalandan öksürme sesiyle telefonun hoparlörde olduğunu yeni farkettim.

"Neyse, işini hallettiysen gel artık sende. Daha konuşacaklarımız var."

Kısa bir vedalaşma ardından telefonu kapatıp cebime koydum. Bugün keyfime cidden diyecek bir şey yoktu. Acaba Emir ve Akay halledebilmiş miydi işlerini?

Pek inancım yoktu aslına bakarsak. Çünkü iki tane gerizekalıyı bir göreve koymuştum. Hata bendeydi bir kere. Sanırım arayıp bir ne yaptıklarını öğrenmem de fayda vardı.

Hangisini arayayım diye düşünmedim Akay, Emir'e göre daha mantıklı bir seçenekti benim için. O yüzden direkt Akay'ı aradım.

"Alo" diye nefes nefese açtı telefonu.

Alt tarafı bir kaç fotoğraf çekeceklerdi, sanki depar atmışlar gibi açması, garipti.

"Akay, ne yaptınız?"

"Pamir, senin yapacağın planı sikeyim kanka."

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim. Sakin olmalıydım. Gerizekalılar cidden bir bokum işi yapamamışlardı!

"Lütfen bana başaramadık demeyin"

Arkadan Emir'in acı dolu inlemesini duyunca kaşlarımı çattım. Bir şeyler oluyordu orda.

"Abi camdan atlamak zorunda kaldık."

"Allah aşkına bir sikim işi doğru yapın dişimi kırıcam."

Akay halâ nefesini kontrol etmeye çalışırken arkadan ses kesildi birden. Ah cidden kime ne işi veriyordum ki!

"Çabuk otele gelin." dedim ve yüzlerine kapattım. Alt tarafı iki tane fotoğraf çekeceklerdi.