epilog 8

405 29 475
                                    

Bu bölüm okuyacağınız Harry, duygu açıklığı konusunda benim zirvemdir. Her şeyi açık açık ve epey zorlana zorlana onun ağzından, onu anlayın diye yazdım. #targetharryiçinadalaet.

🌟

Hayatımın bir kısmında, sahip olduğum her şeyi kaybettikten sonra, terk edilmek bende öyle büyük bir travma yaratmıştı ki kendi kendime bir söz vermiştim.

Ben bir daha sevdiğim kimsenin beni terk etmesine izin vermeyecektim. Ama, işler her zaman benim istediğim gibi yürüyemezdi ve yine sevdiğim birinin gidişini izlemek zorunda kalabilirdim.

Bu yüzden de, kimseyi sevmemeye karar vermiştim. Eğer insanları sevmezsem, onlara bağlanmazsam, sırtımı yaslamazsam kimse beni terk edemezdi. Bu kuralı benimsemiş ve hayatıma kimseyi almamaya başlamıştım.

Bir gece uyuduğum yabancı bir kadının yanında asla ikinci gece uyumazdım. Başka bir evde uyuyorsam gün doğmadan giderdim, eğer benim evimdeysek yanımda yatan kişinin gidişini görmeden evden çıkardım.

Ciddi ilişkiler kurmaz, birine bağlanmaz, güvenip de sırtımı yaslamazdım. İnsanlar giderdi ve ben bunu en acı şekilde yaşayarak öğrenmiştim.

Hayatıma böyle devam etmek kolaydı.

Cornelia ile tanışıncaya kadar.

Beni ikinci kere terk etmişti ve aklımdan geçen tek şey onu nasıl geri kazanacağımdı. Eski Harry olsaydım, burnum düşse eğilip almazdım ama artık o adam değildim.

Artık, Cornelia seni bin kere daha terk edecek deseler içinden demek ki birlikte bin gün daha geçireceğiz diyip iki saniye düşünmeden bu anlaşmayı kabul edecek o adamdım.

Ondan öylece vazgeçmeyecektim. Cornelia benim sadece karım ya da çocuğumun annesi değildi. Yuvamdı. Bir kere daha evsiz, yurtsuz kalmayacaktım.

Tam da bu sebepten, bomboş duvarı ve içinde bir kere daha terk edildiğim sorgu odasını izleme lüksüm yoktu. Toparlanmalı ve onu geri kazanmalıydım.

Sorgu odasından hışımla çıkıp beni yürüttükleri koridor boyunca yürüdüm. Kapının önünde bekleyen iki ajanın yanından geçerken bana baktıklarını gördüm.

"Gitti mi?"

Ekibimin geri kalanının şu an bana doğru yürüdüğünü bilmem için arkama dönmeme gerek yoktu. Onları adım atışlarından bile tanırdım.

Ajanlar hiçbir şey demediler. Luke yanımdan geçip, hiçbir şey demeden masanın üzerinde duran silahını ve kimliğini aldı.

"Zor muydu?" diye sordu, Luke. Kendi isteğiyle bıraktığı her şeyi geri aldıktan hemen sonra. "Cornelia'nın gidişi hakkında konuşuyordu birkaç kişi."

Başımı salladım. Bunun hayatım boyunca girdiğim en zor ve konuşmaya en çok yaklaştığım sorgu olduğunu herkes biliyordu.

"Ona ne yaptılar?"

David benimle birlikte operasyona dahil olduktan sonra yine benimle birlikte buraya kadar sırf ekibini bırakmamak için gelmişti. Gelmek zorunda değildi ama ekip olmak bunu gerektirir diyerek peşime takılmıştı.

Derin bir nefes alıp, kulaklarının bizde olduğunu çok iyi bildiğim ajanlara göz ucuyla baktım. "Üçüncü Dünya Savaşı'nı çıkarmama yetecek kadarını."

Bethany'nin cevabıma karşılık duraksadığını gördüm. Bir şey diyecekmiş gibi oldu ama susmayı ve eşyalarını almayı tercih etti.

Bana sorguda neler yaptıklarını ve beni neyle tehdit ettiklerini biliyordu. Nereden öğrendiğini merak etmiyordum çünkü muhtemelen herkes bunu konuşuyordu.

Target | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin