12. Bölüm

2.1K 52 6
                                    

Bölüm şarkısı
Kubilay karça ~ seni kırmışlar

~ORTAKLIK~

Bütün gece Çağandan bir mesaj yada bir arama beklemiştim ama beklediğimin karşılığını alamamıştım. Bütün geceyi uykusuz geçirmiş bir kaç kere de sessizce sinir krizi geçirmiştim. Giydiğim okul kıyafetlerinin ardından saçlarımı tarayıp hemen odadan çıktım. Bir an önce okula gidip o kendini beğenmiş Çağan ayısıyla konuşmam gerekiyordu. Merdivenleri ikişer ikişer indiğimde kapının önünde annem ve babami gördüm. Annem babamı geçiriyordu. Bakışları bana dönünce sanki dün gece kavga eden biz değilmişiz gibi gulumsediler.

"Günaydın." Bırak cevap vermeyi yüzlerine bile bakmadan evden çıktım.

"Hare, gel biraz konuşalım ben bırakırım seni okula." Babama bir an bile bakmadan yürümeye devam ettim. Evin bahçe kapısından da çıkıp koşmaya başladım. Sanırım hızlı olmalıydım. Tam o anda Boranın motoru yanımda durdu.

"Atla." Ona ters ters baktım
"Dur diyen oldu mu sana."

"Uff hadi Hare, okula geç kalacağız atla işte." Normal bir günde olsa geç kalsam bile umrunda olmazdı ama Çağanla ne kadar erken konuşsam benim için o kadar iyi olacaktı. Boranın uzattığı kaskı alıp arkasına bindim. Motor hareket edince kendimi dik konuma getirdim.

"Dün neredeydin?" Bir süre sonra Boranın zar zor duyulan sesi kulaklarıma doldu.

"Sanane." Diye bağırdım duyması için.

"Okulda değildin, neredeydin?"

"Hesap vermek zorunda olduğumu bilmiyordum."

"Merak ediyorum sadece, bu aralar çok değiştin sen." Gözlerimi devirdim.

"Ne saçmalıyorsun!"

"Öyle iste, o Çağan denen dingille sevgili olalı sana bir haller oldu."

"Saçma sapan şeyler konuşmaya devam edersen ineceğim motordan."

"Hay hay." Motor yavaşça durunca afalladim. Gerçekten durdurmuştu.

"Hadi Hare senimi bekleyeceğim bütün gün." Motordan indiğimde okulun önünde olduğumuzu anladım. Boraya ters ters baktım

"Bir daha ölsemde binmeyeceğim boktan motoruna." Kaşlarını çattı

"Özür dilemen gerekiyor çocuğumdan." Dedi elini motorun üzerinde gezdirirken. Ona ben uzaylıyım demiş gibi baktım.

"Bakma öyle, çocuğum bu benim." Daha fazla katlanamayacağımı anladığımda yüzümü buruşturdum.

"Hasta." Diye mırıldanıp okula girdim. Girer girmez bahçede Çağanı aradı gözlerim ama yoktu. Cebimdeki telefonu çıkarıp tekrar aradım ama yine açmadı. Pes edip okula girdim. Sarsak adımlarla koridoru geçip sınıfa girdiğimde bir kaç kişi hariç kimse yoktu. Saate baktığımda dersin başlamasına on dakika olduğunu gördüm aşağıya inip bir kahve içsem iyi olacaktı. Aşağıya inen merdivenleri kullanıp kantine indim. Kendime bjr kahve alıp oturacağım sırada gözlerim aradığı kişiyi bulmuştu. Çağan tek başına bir masada oturmuş kahve içiyordu. Kahvemi alıp onun karşında bir sandalye çekip oturdum. Bakışları beni bulunca bıkkınlıkla yüzüme baktı.

"Neden dünden beri aramalarıma ve mesajlarıma cevap vermiyorsun!" Diye sinirle sordum

"Cevap vermeme değecek bir konu yok çünkü."

"Çağan-"

"Sana bir kaç gün önce ne söyledim hatırlıyor musun, bir kere girersen birdaha çıkamazsın dedim, inkar ettin. Ama üzerinden bir gün bile geçmeden söylediğim şeye geldin."

İTAAT ET +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin