on dokuzuncu bölüm

75 9 0
                                    

Chanyeol'ün girişinden yaklaşık on dakika sonra okul bahçesine girerken pek huzurlu sayılmazdı Chaeyoung. Aslında evden çıkmadan önce Chanyeol'ün Yixing meselesi hakkında söylediklerinden beri huzursuzdu. Bir şekilde bir şeyler onu rahatsız ediyordu ve kafası biraz karışıktı. Dalgın adımlarla bahçede ilerlerken kendisini sıkıştırmayı çok sevdikleri o duvarların arasında birkaç kişiyi gördü, dudaklarında bir sigara dalıyla Jongin, arkasında Eunwoo ve önlerinde ise diz çöktürmek zorunda bıraktırdıkları güçsüz bir oğlan. Yabancı veya şaşırtıcı bir sahne değildi, kendisi için o anda normal akan bir dünya bile birilerine mutlaka eş zamanlı olarak dar ediliyordu. Oralı olmadan, az önceki karışık düşünceler hala kafasındayken yavaş adımlarına devam etti.

"Hey, Park Chaeyoung!"

Jongin'e ait olan sesi duyduğunda, aslında istediği gibi devam edemeyeceğinin farkına vardı bir anda. Görüldüğünü düşünmemişti, mecburen durup oraya doğru dönerken henüz bunun için hazır hissetmiyordu. Ancak hiçbir şey kendi seçimine sunulmazdı o okulda. "Gel buraya." dedi esmer oğlan eğlence pırıltıları yeniden gözlerinde parlarken. Chaeyoung'u ne zaman görse çok eğleneceğine daha ilk andan emin olurdu. Yine öyleydi işte, sigara dalını dudaklarının çekmiş ve iki parmağını arasında aşağı indirmişti, öteki eliyle yaklaşması için kıza işaret yaparken pişkince sırıtıyordu. Chaeyoung yutkunup, ilerlemeden önce kendini hazırlamaya çalışırken duvarların ön kısmında, gözünü bahçeden ayırmayarak nöbet tutan Hoseok'u da fark etti, tabi ya bir de arkalarını kollayan birileri olmalıydı illa.

Hoseok ters ve küçümseyen bakışlarla bir anlığına kendisini süzerken ona aldırış etmeden diğerlerinin bulunduğu ara kısma doğru ilerledi Chaeyoung, Jongin onu ayağına beklemektense yaklaşarak giriş kısmında karşılamış, ellerini omuzlarına koyarak yönlendirmiş ve beraber yavaş adımlarla yürümeye başlamıştı. Düşük bir ses tonuyla kızın kulağına doğru konuştu.

"Bizden biri olsaydın nasıl olurdu diye merak ediyorum... Bence sana çok yakışırdı Chaeyoung."

Bunun ne demek olduğunu anlamıyordu, dönüp oğlanın yüzüne baktı ama Jongin onu umursamadan ilerlemeye ve kızın da omuzlarından ittirmeye devam etti nazik bir edayla. Bakışlarını, yerde dizlerinin üzerinde duran ve ağlamak üzere görünen gözlüklü, ince oğlana çevirmeye zorladı. "Bu arkadaşı tanıyorsun değil mi Chaeyoung? Biraz para istedim ama kardeşine kitap almak için biriktirdiğini söyleyip vermemekte ısrar ediyor... Benim yerime alabilir misin ondan?"

Yan sınıftan Kim Kyung Bin. Eziyet görme korkusundan okula düzenli gelmeyen o oğlan. Tanıyordu elbet. Kaderleri ortaktı ya, ikisi de birbirlerini iyi bilirlerdi. Göz göze geldiklerinde birbirlerine olan bakışları birçok şeyi anlattı zaten. Kardeşi için para biriktiren birini bile rahat bırakmayacak biriydi Jongin. Şimdi elindeki sigarayı yeniden dudaklarına götürmek üzereydi, "Hadi." dedi kızı sırtından ittirirken, artık pek de nazik gibi değildi. Chaeyoung sendeledi, kendini yapmaya zorlasa da yapamayacağı bir şeydi bu. Çünkü Jongin ondan kısa bir süreliğine zorbacılık oyunu oynamasını istiyordu. Bilmezdi ki öyle şeyleri, beceremezdi. Jongin ise öylece göndermezdi onu.

Son zamanlarda para toplamaya olan takıntısı tavan yapmıştı ve bunun sebebinin, son sınıflardan Kim Minseok'un son seferinde onu köşeye sıkıştırmış olması olduğunu çoğu kişi biliyordu. Onu memnun etmek için her şeyi yapmak zorunda olan biriydi Jongin, bu yüzden bir süredir okulda çok fazla kişinin canına okumuştu. Onu koridorda görenin arkasına bakmadan kaçacağı kadardı. Bu konuda Chaeyoung'a pek yanaşmazdı neyse ki, onunla para kesmekten başka uğraşacağı meseleleri de vardı çünkü. Chaeyoung'un parasını sömüren kişiler genelde Jennie'nin arkadaşlarıydı.

Kyung Bin ile bakışmaya devam ederlerken, elini dahi kıpırdatamıyordu Chaeyoung olduğu yerde. Jongin ondan tamamen imkansız bir şey istemişti. Gözlüklü oğlan da bunun farkındaydı, Chaeyoung'un böyle bir şey yapamayacağını ve tamamen zor durumda olduğunu biliyordu. Parasını korumanın bir yolunun kalmadığını da biliyordu, bir süre öylece kıza baktıktan sonra asfalta tutunarak çaresizce ayağa kalktı. Boğazında takılan düğüm zorlukla nefes almasına sebep olurken elini pantolonunun arkasındaki cüzdanına götürdü ve içindeki parayı çıkarıp kendi elleriyle kıza vermeye yeltendi. Onu da zor durumda bırakmak istemiyordu çünkü.

kiss me more → pcy + pcyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin