kırk birinci bölüm

50 7 1
                                    

"Seni rahat bırakmak istemiştim kafanı toparlayabilmen için." dedi Chanyeol kızı eskiye dönük düşüncelerden çekip alırken. O ağacın altında bir cevap alamadıktan sonra Chaeyoung'un peşinden gitmemiş oluşundan bahsediyordu. "Ama bunu yapmamalıydım, gecenin bir vaktinde seni tek başına göndermek saçmalıktı. Çok uzun süre bunun vicdan azabını çektim."

"Neler olduğunu hatırlayamıyorum."

Kendini ne kadar zorlarsa zorlarsın bir yerden sonra kesiliyordu anılar zihninde. "Sadece ağlayarak kamp alanından uzaklaştığımı hatırlıyorum... Eve gitmeye çalışacaktım. Gerisi yok."

Chanyeol'ün neden bahsettiğini anlamayı çok istese de yapamıyordu bunu. Oğlan "Çok anormal değil." dedi sakince. "Sonrasında kaza geçirdin çünkü. Zihnin o anları bir travma olarak kaydettiyse hiç hatırlayamaman veya daha geç hatırlaman mümkün. Çok da gerek yok zaten, fazla zorlama."

Bu kulağa mantıklı geliyordu. Belki o anda ruh hali çok kötü olduğu için caddelerde dikkatsiz davranmış ve böylece kendi sonunu hazırlamıştı. Her gece kabusuna giren o acı korna sesi kulaklarından hiç silinmiyordu. Kim bilir ne kadar korkmuştu o anda, bir insanın en çaresiz anı olmalıydı. Kendi benliğiyle kalmayı başaramamış olsa da her şeye rağmen hayatta kalmış olması kıymetini bilmesi gereken bir şeydi. "Sonra peki?" diye sordu başka bir şeye üstelemeden. Gerçek Park Chaeyoung'un sona erdiği kısım olmalıydı, bunları duyacak olmak bile tuhaftı sadece.

"Ertesi sabah haberi aldığımızda hepimiz şok olduk." dedi Chanyeol. "Kampın geri kalanı iptal edildi ve hocalar hastaneye koştu, ama arkadaş dediğin kişilerden bunu yapan tek bir kişi bile yoktu Chaeyoung. Jennie de, Jongin de hiçbiri gelmedi. Ben de gelmedim sana. Çok sinirliydim çünkü."

Bu çok anlamsızdı. "N-neden?" diye sordu kekeleyerek. Chanyeol kısaca güldü, daha çok ironi içerikli. "Seni elde etmeye çok yakındım ve sen neredeyse beni kabul etmek üzereyken kaza geçirmiş ve hafızanı kaybetmiştin. Aylardır beslediğim tüm umutlarım, çabam... Her şey boşa gitmişti. Bunun için seni suçladım ve sana sinirlendim. Aynı Jongin'in de sana, ondan ayrıldıktan sonra bir de utanmadan unuttuğun için öfkeli olduğu gibi. Biz böyleydik Chaeyoung. Sırf yaşadığım hayal kırıklığı yüzünden onun gibi sadece kendini düşünen bencil bir pisliğe dönüşüverdim. Sadece her gün hastaneye gelip, neler olduğunu uzaktan izledikten sonra geri dönüyordum. Yüzünü görmek istemiyordum çünkü gördüğümde kendimi daha da berbat hissedeceğime emindim. Bana yabancı bakan o gözlerini görmek istemedim."

Açıkça her şeyi itiraf ederken artık bir çekincesi yok gibi görünüyordu. Hiçbir şeyden kaçmayacaktı. Chaeyoung sadece onu dinlemeye karar verdi, hepsini dinleyecek ve sinirlenecekse bile ondan sonra sinirlenecekti. Devam etmesini bekledi ve Chanyeol, olay akışına geri döndürdü konuyu.

"Kazada başından yara almıştın, hafızanı kaybettin işte. Ama sıradan bir şekilde değildi. Muhtemelen Jongin'in sana yaşattığı travma yüzünden sadece son bir yılı unutmuştun. İnsanları hatırlıyordun, son bir yılda tanıştığın yüzleri hala daha biliyordun ama onlarla olan ilişkilerin, yaşadığın her şey silinmişti hafızandan. Kendi kişiliğini ve kendi yaptıklarını bile unutmuştun. Hafızanı kaybettiğinin farkında değildin. Doktor unuttuğun kişileri sana karşı ilk davranışlarıyla zihnine kodlayıp öyle hatırlayacağını söylemişti. Örneğin Jongin'i tanıyordun ama eski sevgilin olduğunu bilmiyordun. Hepimiz gibi o da zihninde sıradan bir sınıf arkadaşına dönüşüvermişti. Kazadan sonra onu ilk gördüğünde sana karşı davranışı kaba olduğu için onun zaten bir yıldır sana zorbalık yapıyor olduğunu sandın. Kafanda ona göre yalancı anılar oluşturdun. Anlatabiliyor muyum?"

Ağzı açık kalmıştı kızın. "Böyle bir şey mümkün olabildi mi gerçekten?" diye sordu şaşkınlığını saklama gereği duymadan. Daha önce hiç bu çeşit bir hafıza kaybı duymamıştı, filmlerde de izlememişti. Chanyeol yavaşça başını salladı. "Evet, oldu. Doktor çok sıradışı bir vaka olduğunu söylemişti zaten. O da şaşırdı. Herkes son bir yılı tamamen sildiğini sanıyorken sınıf hocamız seni ilk ziyarete geldiğinde onu tanımış ve ismiyle seslenmiştin. Ondan sonra deneme amaçlı olarak sınıftan bir kızı getirdiklerinde yine tanıdın. Ahn Yujin'di o. Ama sana geçen ödünç aldığın kitabını sorduğunda bunu hatırlamıyordun. Benim anlatmama gerek yok zaten değil mi?"

kiss me more → pcy + pcyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin