kırk beşinci bölüm

72 10 11
                                    

Oldukça garip bir ilk dersti. Chaeyoung tüm bakışların ve derse odaklanmayan öğrencilerin arasında geçen fısıldaşmaların hedefi olduğunu biliyor olmasına rağmen hiç renk vermeden sadece dersi dinliyormuş gibi yapıyordu. Mutluydu içten içe, bir yıl sonra o sırada yeniden özgüvenle oturabilmek ve gerçek benliğinde olduğunu bilmek heyecan verici ve güzeldi. Hem hiçbir zaman dedikodusunun dönmesi konusunda kötü hissetmezdi kendini önceden, şimdi yine aynısı oluyordu. Onun geri döndüğüne sevinen ve bundan sonra ne olacağına, kızın yine başlarına bela olup olmayacağına dair dertlenenler olarak ikiye bölünmüştü sınıf. İkisi de Chaeyoung'u rahatsız etmiyordu. Sadece kimin nasıl davrandığını gözlemlemek istiyordu.

Kim Jisoo ve An Yujin. Onlar en mutsuz olanlarıydı. Jisoo yerinden kımıldamıyordu bile; ilk defa dersi dinlemiyor, sadece kaskatı oturuyordu sırasında. O akşam aralarında geçen talihsiz tartışmadan sonra Chaeyoung'un ona karşı kendisini kötü hissetmesi hiç geçmemişti, daha sonra o kadar ağlayıp olay çıkarmadan ona gerçek bir özür sunması gerekiyordu. Yujin ise... Onun hakkında bir şey yapmayacaktı. Zaten zamanında sadece biraz kaba davranmasından ibaretti tüm her şey, bunları önemsemeyi planlarsa eğer sınıfta özür dilemesi gereken çok fazla kişi olurdu. O özrü sadece değişerek ve sınıf arkadaşlarına karşı iyi bir insan haline gelerek göstermeyi planlıyordu.

Jennie şoku atlatamamış gibiydi, atlatmasa da iyi olurdu zaten. Bundan sonra yaşanacaklardan korksa da olurdu, çünkü en çok korkması gereken kişilerden biri oydu. Jihyo da canı sıkılmış gibi görünmesine rağmen onunla ilgilenmiyordu. Önemli biri değildi kendisi için. Yerim belki Chaeyoung ve Jongin'in arasında açılabilecek yeni meseleler ihtimaline bağlı olarak umutlu görünüyordu, Soojin ise normalde onu sevmeyen biri olarak şimdi Yixing'in hatrı için tarafsızdı. Yixing. Chaeyoung ona karşı suçlu hissedip kaçmayı tamamen aklından çıkarmıştı. O oğlan en yakın arkadaşı olmaya devam edecekti çünkü sabahtan beri desteğini ve mutluluğunu göstermekten bir an bile çekinmemişti.

Sehun, Baekhyun ve Jongdae'nin çok üzülmüş gibi görünmemelerine rağmen onların samimiyetine inanmıyordu. Kızı değil kaosu ve olayları düşünürlerdi her zaman. Sene içinde ona yaptıkları zorbalıklardan pişmanlık duyduklarını falan düşünmüyordu çünkü. Duruma göre davranıyor olmaları akla yatkın bir seçenekti. Yeri geldiğinde o kadar kaba olabilecekken şimdi Chanyeol'ün yanında ona yeniden yaklaşmaya çalışabilirlerdi bile. Her neyse, umursamıyordu. Eskiden de çok yakın olmadığı oğlanların ihanetini düşünmekten başka yapması gereken şeyler yok muydu?

Chanyeol'e üzülüyordu. Chaeyoung bugünü yalnız atlatmak istediği ve ondan bir şey yapamamasını, kendini savunmaya gelmemesini istediği için bir şey yapmamıştı hiç sabahtan beri. Sadece sırasında oturuyor ve kulak veriyordu olanlara. Hele ki durum Jongin kıza yaklaşmaya çalıştığında daha kötü oldu.

Dersin ortalarında bir yerde, sırası Chaeyoung ile kendisinin tam ortasında kalan oğlanı kaldırıp onun yerine geçmişti Jongin. Hocanın arkası dönüktü o sırada, tahtaya yazıyordu. Jongin yerinden kalkıp oğlana yaklaştıktan sonra hiçbir şey söylemeyip omzundan tutarak kalkmaya zorladı, kalktığında ise ittirdi yan tarafa doğru. Oğlan sendeledikten sonra Jongin'in şimdi boş olan sırasına oturmaktan başka bir şey yapamamıştı, Jongin ise Chaeuoung'un hemen solunda kalan sırayı iyice ona doğru çekip yaklaştırdıktan sonra oturdu. Chaeyoung'un fark etmiyormuş gibi davrandığı numaralar uzun süre işe yaramadı çünkü Jongin kaçak güreşmiyordu. Hocanın hala arkası dönük olduğundan emin olduktan sonra kıza doğru dönüp "Chaeyoung." diye fısıldadı keyifle.

Ancak bu seferki keyfi o güne kadar hep olanlar gibi alaylı değil, daha çok ilgili ve heyecanlı gibiydi. Onun bu kadar yüzsüz olacağını az çok tahmin etmişti Chaeyoung zaten. Elini çenesine koymuş dersi dinlemeye çalışırken yalnızca bir saniyeliğine ona göz ucuyla baktıktan sonra umursamayarak yeniden tahtaya çevirdi odağını. O kompleksli ve kendini beğenmiş oğlan şimdi gözardı edilmeye hiç içerlemiyordu. Biraz daha kıza doğru eğilerek sanki cevap almışçasına "Seni özledim." dedi. "Uzun zamandır geri döneceğin günü bekliyordum... Biliyor musun?"

kiss me more → pcy + pcyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin