5-Not

153 99 101
                                    

maNga - Işıkları Söndürseler Bile

Arctic Monkeys - I Wanna Be Yours

''Hayat bir oyun misali. Ölenler eleniyor, yaşayanlar kazanıyor. Acaba bu tam tersi olabilir miydi? Yaşayanlar elenip ölenler kazanıyor olabilir miydi? Ölenler sonsuz bir refaha erişirken yaşayanlar kendi hayatlarında cehennemi yaşıyor olabilir miydi?''

 Tekrar odalara dağılmıştık, tekrar yeni bir gündeydik olmuştu. Ege gözlerini duvardan ayırmıyordu. Arzu'nun ölümünden dolayı kendini suçluyordu. ''Belki o gün arasaydık şuan buradaydı.'' diyordu. ''Ege, kendine gel hadi.'' dedi Çağrı. Ege gözlerini duvardan ayırıp Çağrıya baktı ''Kendini toplaman lazım.'' Ege doğruldu. ''Haklısın.'' derin bir nefes aldı. ''Ee, sıradaki plan..'' Ege sözünü tamamlayamadan kapı vurulmaya başladı. Çağrı gidip kapıyı açtı ve Aral ile karşılaştı. ''11 ve 8. grup yok!'' dedi sesli bir şekilde. Çağrı Aralın içeri geçmesi için kapı eşiğinden çekildi ve Aral içeri girdi. ''Ne demek yok?'' dedi Çisem. ''Aramadan sonra ortadan kayboldular. Birkaç görevli daha yok ortada.'' Yutkundum ''Görevlilerden kaç kişi yok?'' Aral kısa bir süre düşündükten sonra cevapladı. ''Yaklaşık 5 kişi. Fazla veya eksik söylemiş olabilirim emin değilim.'' 15 kişi! Dile kolay 15 kişi ortalıkta yoktu ve bu 38 kişi kaldığımızı gösterirdi. ''Son 38 kişi.'' dedi Ege sessizce. ''Tek bir kişi 15 kişinin üstesinden nasıl gelebilir?'' dedi Çisem. ''Tek kişi mi birden fazla mı bunu bilmiyoruz Çisem.'' Başımı salladım. ''Yani birden fazla katil olabilir. Bu durumda 2 kat daha fazla tehlikedeyiz.'' Aral kafasını salladı. ''Maalesef.'' diye mırıldandı "Peki," dedi Çisem "onları da arayacak mıyız?" Aral olumsuz anlamda kafasını salladı. "Hayır çünkü geçen Arzuyu aramak için çıktığımızda bir kayıp verdik. Artık kalanları düşünmemiz lazım bu yüzden kendimizi tehlikeye atmayız." Aral tekrar bir sandalye çekip oturdu ve derin düşüncelere daldı.

 Ada haklıydı, başıma bir şey gelebilirdi. Buradan bir daha çıkamayabilirdim. Burası aynı bir karadelikti ve içine giren bir daha çıkamıyordu. Derin bir nefes aldım ''Çağrı, Alp'in odasında bir not bulup sana vermiştim. Okuyalım mı o notu?'' Çağrı kafasını salladı ve masaya yöneldi ''Ne notu bu?'' dedi Aral kaşlarını çatarak. ''Bilmiyorum fakat üzerinde ''Kaybolmaya Son Üç Gün Ekibine'' yazıyordu.'' Çağrı birkaç çekmece karıştırdıktan sonra kağıdı bulmuştu. Masaya yaslandı "Bunu," dedi kağıdı yelpaze misali elinde sallarken "Alp'in yazdığına emin miyiz? Her ihtimali düşünmek zorundayız, bu notu Alp değil onu öldüren katil de yazmış olabilir." Yutkundum. Nasıl bir dehşetin içine düşmüştüm ben?

Çağrı daha fazla oyalanmadan katlanmış kağıdı açtı, kağıdın az bir kısmı yırtılmıştı. Çağrı kağıdı açtığında ilk önce içinden okumaya başladı. Okudukça gözleri irileşti. "Siktir!" Diye bağırdı. Aral şaşkınlık içinde Çağrıya bakıyordu ''Oku.'' dedi Ege. Çağrı boğazını temizledi ve gözlerini dehşet içinde satırda gezdirmeye başladı.

Sıra sizede gelecek!

-Maske

Çağrı gözlerini kıstı, kağıdın yırtık ve mürekkebi dağılmış kısmı okumaya çalıştı fakat en sonunda pes edip kafasını kaldırdı. Aral gözlerini kapadı ve nefesini bir süre tuttu. ''Bu 'Maske' bizimle resmen oyun oynuyor!" Dedi sakin kalmaya çalışırken. Derin bir nefes aldı "Gerekmediği sürece odalardan çıkmamamız lazım. Daha fazla kayıp veremeyiz." Ege onaylar gibi kafasını salladı. Aral odadan çıktı, tam o sırada Ege lafa atıldı "Gıda ihtiyacı ne olacak?" Çağrı kafasını salladı "Odaya biraz atıştırmalık alsak iyi olabilir." Dedi. Ege bize doğru döndü "Şuan aç mısınız?" Kafamı hayır anlamında salladım, Çisem de bana katıldı. Ege yatağa uzanırken "Yarın biraz atıştırmalık alalım Çağrı." Çağrı onaylayarak başını salladı ve o da yatağına uzandı.

Kaybolmaya Son Üç GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin