♫Badem - Sen Ağlama
♫Lucerina, Helos - Bizi Nasıl Etkiler
''Sonsuz olan merdivenlerden aşağı yuvarlanırken ben hala ayağa kalkmak için çabalıyordum. Çabalar bazen cevapsız kalıyordu ve bu da o anlardan birisiydi. Çabalarım cevapsız, çağrılarım sessiz kalıyordu...''
(Aden'in Anlatımıyla)
Kapkaranlık olan ortamda etrafı görmek neredeyse imkansızdı. Aral yakınımda olduğu için onu görmem pek zor değildi. Aral'ın arkasından gelen adım sesleri beni ürkütmüştü. Aral yutkundu ve hızlı bir şekilde arkasını dönüp silüete doğru atıldı. Arkasındaki kişiyi yere devirdikten sonra adama vurmaya başladı. ''Aden, ışıkları aç!'' temkinli adımlarla ışığın yerini bulmaya çalıştım. Girişin sağında kalan ışığı açmaya çalışsam da açılmadı çünkü ışıklar elektrik deposundan kesilmişti. ''Işıklar elektrik deposundan kesilmiş olmalı. Açılmıyor!'' yerde yatan adam Aral'a vurmaması için yalvarıyordu. Birkaç saniye içinde ışıklar geri geldi ve yerde yatan kişiye baktım. ''Arjin?'' dedi Aral meraklı bir sesle ''Ne işin var ulan burada?'' dedi bağırarak.
Kapıların açılma sesleri dikkatimi o yöne çekti, girişe baktığımda neredeyse herkes bize bakıyordu. Bulunduğumuz yer kalınan odalara paralel olduğu için olanları net bir şekilde görebiliyorlardı. Ferman kalabalığın arasından sıyrıldı ve Aral'ı Arjinin üzerinden aldı. ''Ne işin var burada? Neden kapadın ışıkları?'' dedi Aral. Sare koşarak Arjin'in yanına geldi. ''Arjin! İyi misin?'' Arjin dudağındaki kanı başparmağı ile sildi. ''Tam buraya girdiğimde ışıklar kapandı, buraya doğru gelen birisini gördüm.'' dedi endişe içinde. Eliyle kafasını kaşıdı ''Yüzünde maske vardı.'' Sıkıntılı bir şekilde nefes verdi ''Vücut hatları belli olmuyordu çünkü üzerinde oldukça geniş kıyafetler vardı.'' Aral bileğindeki bileklikle oynamaya başladı ''Seni gördü mü?'' Arjin kafasını olumsuz bir şekilde sallarken Mert yanında olan iki kızla bu gergin ortama giriş yaptı.
''Demek katili gördün.'' dedi derin bir nefes alıp ''Tamam, artık ben de size yardım edeceğim çünkü bu durum fazla gerçekçi bir hal almaya başladı.'' Aral güldü ''Sen ona bir yerlerim tutuştu desene.'' Mert duymamazlıktan gelerek Aral'a elini uzattı. Aral tam elini sıkacakken Mert elini çekti. ''Ama'' dedi elini havada sallayarak ve yanındaki iki kızı gösterdi. ''Bunlar Ekim ve Hayal. Ekim benim ikizim, Hayal ise benimle aynı grupta. Onları kabul ederseniz varım.'' dedi aşağılık bir gülümseme bahşederek. Aral'ın sinirlendiği yüz hatlarından belli olurken Ferman Aral'ın önüne geçti ''Kabul. Ne kadar fazla olursak o kadar iyi.'' Aral'a döndü ''Değil mi?'' Aral başını salladı ve kalabalıktan sıyrılıp odasına doğru ilerledi. ''Anlaştığımıza göre dağılalım. Burası tehlikeli olmaya başladı.'' dedi Ferman. Kalabalık yavaş yavaş dağıldı ve ben de odama doğru ilerlemeye başladım.
Odaya vardığımda Çisem kapıda beni bekliyordu ''Orada ne oldu ya? Arjin katili mi görmüş? Işıklar gidince size bir şey oldu mu? A...'' sözünü tamamlayamadan ben onu kestim. ''Çisem, yeter! Taramalı tüfek gibi sorma şu soruları, teker teker sor.'' Çisem omuz silkti ''Merak ettim.'' Durdum ve nefes aldım ''Fazla merak zararlı Çisem.'' dudağını büktü. ''Yavaş yavaş tüm kaynaklarımız tükeniyor.'' dedi Çağrı. Ege de kafasıyla onu onayladı. ''Gidip biraz daha yiyecek ve içecek alalım. Odadakiler bitince onlarla idare ederiz.''
Kafa salladık ve kapıya doğru yöneldik. Egenin peşine takıldık ve restorana doğru ilerledik. Restorana girdiğimizde orada 2. grubu da gördük.
Tesadüfün böylesi!
Hızlı adımlarla içecek reyonuna ilerledim. Omuzuma dokunulmasıyla arkama döndüm ''Aden, biraz konuşalım mı? Önemli.'' bu Arjindi. ''Buraya her geldiğimde birisi benimle konuşmak zorunda mı?'' dedim kendi kendime. Daha doğrusu sesim hesap ettiğimden daha yüksek çıkmıştı. Arjin kaşlarını çatıp bana baktı ''Anlamadım.'' Dudaklarımı birbirime bastırdım ''Boşver ya.'' kolumla çıkışı işaret ettim. ''Hadi konuşalım.'' Elimdeki içecekleri Çisem'e verdim ''Bunları odaya sen götürürsün.'' dedim ve yanağından bir makas alıp Arjinin yanına ilerledim. Sol tarafa döndüğümde Aral ve Sare'nin bize olan bakışlarını gördüm. Aral benim ona baktığımı görünce sinirle bakışlarını tekrardan ön tarafına çevirdi. Derin bir nefes alıp ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmaya Son Üç Gün
Mystery / ThrillerHayatınız tek bir oyunla değişebilir mi? 8 gencin hayatı tek bir oyunla değişebilir miydi? Kalpleri korku içinde çarparken her geçen gün birisini daha kaybediyorlardı. Zihinlerini esir alan hapsolmuşluk duygusu onları her gün biraz daha ele geçiriyo...