9.Bölüm "Uygun kıyafet"

3.8K 259 46
                                    

İYİ OKUMALAR 🤍

MULTİMEDİA ÜNAL KUTLUTÜRK

MULTİMEDİA ÜNAL KUTLUTÜRK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BU SEFER KURTULACAĞIM 🥴

            "Oo, Avukat Bey bu ne yakışıklılık böyle?"

            Ünal geçen ki meseleden dolayı morali her ne kadar bozuk olsa da teyzesinin yanında bozuntuya vermeden gülümsedi ve karşısına oturdu. Annesi küçüklüğünden beri hep rahatsızlandığı için neredeyse teyzesinin yanında büyümüştü. Bu yüzden ona karşı derinden saygı duyuyor, içtenlikle sevgi besliyordu.

            Mualla Hanım onu son zamanlarda ne zaman görse gözü dolardı. Oğlu gibi sevmiş, özenle büyütmüştü Ünal'ı. Kendi çocuğu da olmadığı için belki de üzerine bu kadar titremişti.

            "Sorma teyze ya, bu yakışıklılıkla yaşamak zor, kızlar hep hasta bana." Çapkın bir tebessümle konuştuktan sonra teyzesine sarıldığında içi huzur dolmuştu.

            "Pek de bir şımarık!" Yakışıklı suratı avuçlarının arasına alıp şefkatle öptü ve karşısına oturttu. "Aç mısın paşam hemen kurayım sofrayı."

            Kadın kalkacakken elinden tutarak oturttu "geç şöyle sultanım yüzünü görmeye geldim buraya, yemek yemeye değil."

            "Aa, olur mu öyle? Bak gözüme süzülmüş geldin vallahi endişeleniyorum senin için."

            "Teyze yine kız meselelerine gireceksen ben hiç almayayım."

            Son zamanlarda malum annesiyle beraber evlenmesi için kız arayışına girmişlerdi bu konuda pek bir ümitlilerdi ancak Ünal'ın ne yazık ki o taraklarda pek bezi yoktu. Birine koşulsuz güvenip evlenebileceğini sanmıyordu. Evlilik sadakat isterdi. Ünal hayatında biri yokken bile sağa sola bakmazdı. Evlenince bir köpek kadar sadık olurdu eşine. Bu sadakati hak edebilecek biri olabilir miydi? Sanmıyordu.

            Alaycı tavrı, yakışıklı suratı ve fit vücuduyla ona bakan insanlar genelde pek çok kişiyi aynı anda idare edebilecek erkeklerden biri olduğunu düşünürdü ve bu konuda ciddi anlamda yanılırdı.

            "Niye öyle diyorsun oğlum? Otuz yaşına geldin. Sen hiç yuva kurmayacak mısın?"

            Sıkıntıyla bir soluk bıraktığında telefonu çaldı, kayıtlı olmayan bir numara arıyordu. İşinden dolayı gün içerisinde bu tarz çağrıları pek fazla kez aldığı için yadırgamadı ve teyzesine bakarak gülümsedi "affedersin teyzeciğim." Dedikten sonra aramayı yanıtladı.

            "Alo?"

            Ahizenin ardından derin bir soluk bırakıldı. Ardından o can yakıcı sesi duydu. "İyi günler Ünal Bey. Ben Lizge Uzuner."

Vitrin SüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin