Yine her zaman ki gibi bir gündü. Okuldan çıkmıştım ve işimin olduğu yere doğru gidiyordum.
İşim bir kafede garsonçuluk yapmaktı. Her ne kadar bu işi sevmesem de babam ve annem beni bu işe zorluyordular.
Ve daha bu değil. Patronumuz da aşırı zâlim biriydi. İlimizin birin de ufak bir hata yapalım bedelini ağır ödetirdi.
Bir keresinde bir müşteriye sifarişini geç vermiştim. O da bu durumdan şikayetcil kalmıştı.
Müdür de ceza olarak tüm işleri bana yaptırdı. Bulaşıkları yıkama, temizleme, silme ve diğerlerini.
O gün aşırı derece de yorgun olmuştum. Ama artık alışmıştım.
Benim yerimde hiç kimse olmak istemez.
~
~
~
~
Son müşteri gittiğinden sonra benim de çalışma saatim bitmişti."İyi geceler" deyip çıkmıştım.
Yine karanlık yollarda yürümek ve ben. Karanlığı çocukken hiç sevmezdim. Ama büyüdükce artık çok sevmeye başladım.
Ara sokaktan geçiyordum. Genelde burada hiç kimse olmaz. Hatta bu saatlerde.
Bu sokaklarda bu saatlerde yalnızca ben vardım.
Elimi cebime koyarak başım aşağı bir fornada yürümeye başladım. Ama hiç düşünmediğim bir şey oldu.
Yani aklıma getirmezdim. Yolun diğer yanında bana bakan birini gördüm. Yüzünde maske vardı.
Genellikle adam olmazdı diye birazcık şoka uğradım.
Bana taraf başı dönük olması, duvarın arkasında olması üstelik yüzünde maske olması beni korkutmuştu.
Ona korkan gözle baktım. Gece gece maskeli bir biçimde bana bakmasından kim korkmaz ki ?!
Doğru normal biri ola bilir ama maskeli olması... Hırsız da ola bilirdi !
Kendi kendime konuşmaya başladım. Kendi kendine sadece şu emri verdim 'kaç Elena kaç !'
Evet yanlış okumadınız ismim Elenaydı.
Kendime bu emri verdikten sonra hızla koşmaya başladım. Arkama bile bakmıyordum.
Çok korkmuştum çünkü. Hiç durmadan nefessiz koştuktan sonra evimin önüne vardığımı fark ettim.
"Sonunda" deyip rahat bir nefes aldım. Kapıyı çalmaya başladım.
Hiç kimse açmadı. Sanırım uyumuşlardı. Gece gece kızlarının dışarıda olması onların zerre kadar umrularında bile değildi.
Başımdaki saç tokasını çıkarttım. Kapının deliğine salip bir iki defa döndürdükten sonra kapıyı aça bildim.
Artık alışmıştım. Resmen usta olmuştum bu işte. Çocukluktan beri evin için böyle giriyordum.
Başka çarem yoktu ne yapa bilirdim ki ?
İçeri girdim. Kapıyı kapattım. Anahtarı götürüp yeniden kapıyı kilitledikten sonra anahtarı yerine bıraktım.
Odama doğru yön alırken babamın sesini duydum. "KİM O ?!" diyerek bağırıyordu.
Sonra aniden yanıma geldi. "Sen miydin ?! Bende diyorum kimdi ?! Eve artık böyle girmeyi bırak !"
Diyerek bağırdı. "N-nasıl girseydim ki, k-kapı kilitliydi"
Dedim. Korktum. Bana vurucak diye. Ama sadece yüzüme korkunç bir bakış attı ve odasına doğru yöneldi.
Şükürler olsun hiçbir şey yapmadı. Zaten yorgundum. Bende odama doğru yön aldım.
Evet Queenlerim buraya kadardı nasıl olmuş ?
Umarım beğenirsiniz ve keyifli okumuşsunuzdur 💕 !
Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın !
Siyahlandınız Queenlerim 🖤🍷
Hoşçakalın ️🙋🏻♀️🙋🏻♀️🙋🏻♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-͟͟͞͞𖣘ölüm gününü kutlarım༒ •Hwang Hyunjin•
Roman d'amourKorkma Elena kimsenin senin doğum gününü kutlamadığını biliyorum. Ama ben farklılık yapıcam. Senin ölüm gününü kutlayacam.