♡♡♡
Yakışıklı askerin ismini öğrenmesi üzerine yaklaşık birkaç hafta geçmişti. O gün, şansına ismini öğrenip, yakınlaştıklarını düşünse de Peter sonraki gün yine soğuktu. Minho, başta konuşmak için onu zorluyormuş, Peter'ın hiç konuşma istediği yok gibi hissetti. Ama hemen bu düşüncesinden vazgeçmişti. Hayır, sadece naz yapıyordu. Minho'yu istemeyen kimse yoktu. Evet, Minho'nun düşüncesi tamamen bu yöndeydi.Düşüncesini doğrulayan şey de, Peter'ın cidden git gide ona alışmasıydı. Minho'ya ne derse desin Minho gitmiyordu. Bu yüzden Peter da salmıştı. Çocuk laftan anlamıyordu bir kere. Bir de yüzsüzdü. Utanıyor ama yine de cesur sözler söylüyordu. Peter, karşılık verdiği zamansa o cesur hâli bir anda yok oluyordu.
Böyle atışa atışa birkaç hafta bitmişti bile. Şimdi, Minho köye doğru giderken yanında Seungmin de vardı. Minho'yu köye giderken gördüğü için o da peşine takılmıştı. Minho her ne kadar gelmemesi üzerine sözler söylese de Seungmin canı sıkıldığını bahane edip Minhoyla köye doğru ilerliyordu.
İkilinin ilişkileri anlamak da güçtü. Arkadaşlardı, yani sanırım. Seungmin de sarayda yaşıyordu. Sarayda çalışanlardan birisinin çocuğuydu. Arada sırada birbirini gördüklerinde selam verirlerdi. Minho'nun aklı bir karış havada olduğu için tam olarak ne olduklarını bile bilmiyordu. Seungmin şu anda da olduğu gibi arada yanına gelir, çarşıları dolaşır geri saraya dönerlerdi. Onun dışında pek bir muhabbet de olmazdı. Bir an için, sadece yolda yalnız kalmaması için onu yanına aldığını düşündü, Minho. Ama bunun üzerinde durmadı, hoş Minho hiç adım atmıyordu zaten.
Çarşıya vardıklarında etrafın fazla kalabalık olduğunu gördüler. Festival tarzı bir şeyler olmalıydı. Kalabalığı görünce daha da fazla somurttu Minho. Köye, defteriyle tek başına gelip her zamanki ağacın altında durmayı düşünmüştü. Ama düşündüğü gibi olmamıştı. Resmen Seungmin tarafından zorla getirilmişti buraya.
Seungmin, Minho'nun koluna girerek öyle boylu boyunca ilerlediler. Tezgah yerlerinde çeşit çeşit eşyalar vardı. İnsanlar ya hediye olarak ya da kendilerine almak için sıraya girmişlerdi resmen. Başta, somurtsa da Minho'nun da ilgisini çekmişti bu şeyler. Eline küçük bir bileklik aldı. Evirdi çevirdi geri yerine koydu. Üzerindeki küçük deseni bahane etti, sevmemişti bilekliği.
Aklında hâlâ, burada olacağıma ağacın altında olup Peter'ı beklemeyi tercih ederim diye düşünse de ses etmedi. Seungmin'e uyarak gezmeye devam ettiler. İlerde kendi hâlinde enstrüman çalarak şarkı söyleyen gençler vardı. İkili oraya vardı. Seungmin'in ilgisini çekse de Minho hiç oralı değildi. Kafasını sağa sola çevirerek istemsizce etrafına bakıyordu. Neden olduğunu bilmese de bunu sürdürmeye devam etti.
Seungmin, yanındaki Minho'nun koluna hafifçe vurarak ilgisinin ona dönmesini sağladı. Sonra da, "Şuradaki kız aşırı zarif durmuyor mu?" diyerekten içindekini dile getirdi. Kızın sarı saçları yanlardan sallanırken, çiçek desenli elbisesiyle cidden güzel görünüyordu. Minho ise gözlerini kızın arka tarafında bir yerlerde gezirip, orada takılı kalınca "Hmm, cidden öyle." dedi.
Peter oradaydı. Görmüştü onu.
Gözleri keşişince ne yapacağını bilemedi Minho. Bakmayı sürdürmek ve gözlerini çekmek arasında kaldı. Birkaç saniye sürmüştü sadece. Sonra gözlerini hemen çekerek odağını Seungmin'e vermeye çalıştı. Ama bu oldukça zordu.
"Kızla tanışmak istiyorum." diyerekten mırıldandı Seungmin. Gözlerini ondan alamıyordu. Minho ise içinden ben de Peter ile sevişmek istiyorum diyordu. Bu sefer üzerinde asker kıyafeti yoktu. Tamamen gündelik kıyafetleri vardı ama o kıyafet bile Minho'nun gözünde aşırı güzel duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
still with you || minsung
Fanfictionminho; gençliğinin ilk yıllarının verdiği cesaret ile yanlış zamanda, yanlış adama aşık olur. [09.09.22- 30.10.22]