bölüm 4, ama benim için

792 143 268
                                    

♡♡♡

Elindenki bilekliğe baktı Minho. Başta
sevmemişti. Daha doğrusu çarşıya zorla geldiği için sinirini bir şeylerden çıkartması lazımdı ve o anki kurban bu bileklikti. Ama dikkatli inceleyince gayet de hoş olduğunu düşündü. Ya da sadece Peter'ın ona verdiği içindi.

Genel olarak boncuktan yapılmış bilekliği, küçük papatya desenli kancası süslüyordu. Boncukları renkli ve şekilliydi. Fazla abartılı değildi, şekilli boncukları güzel hava katmıştı. Papatya da son dokunuşla bilekliği tamamlamıştı.

Mal mal sırıtarak bilekliği koluna taktı. Yakışmıştı. Kendi kendine bir daha çıkartmayacağım gibi sözler verirken yatağından kalktı. Dün geceyi düşünmekten tam olarak uyuyamamıştı, hâlâ uykusu vardı ama Peter'ı görebilecek olma ihtimali onu capcanlı yapmıştı bile.

Yemek alanına giderken Peter'ın dediğini düşündü yine. Sataşmasını istiyordu evet.
Bunda sorun yoktu. Bu Minho'nun yaptığı en iyi şeylerdendi. Sorun tam olarak Peter ona karşılık verince bütün durumun tersine dönmesiydi. Peter ne derse desin sorun yok, isterse normal bir cümle kursun, asıl sorun söz konusu Peter olduğu için Minho direkt aptala bağlayıp sessizleşiyordu. Etkileniyor muydu, evet. Aşık mıydı, hayır. Birkaç aydır gördüğü ve sadece birkaç haftadır konuştuğu kişiye hemen aşık olacağını düşünmüyordu.

Kendine cesaretler verdi. Etkilense bile belli etmemeye dikkat edecekti. Kendine böyle sözler söyleye söyleye yemeğini bitirdi. Bu sıralar fazla gerekli gereksiz şeyler düşünüyordu. Aklı yerinde değildi. Dalgın dalgın yemeğini yedi ve masadan kalktı.

Yeniden odasına gelip kendini yatağa attı. Kendisini kandırmasına hiç de gerek yoktu. Korktuğu başına gelmişti. Aklı o kadar doluydu ki, bunların arasında: Ben, kesin aşık oldum ve bu kesinlikle benim açımdan imkansız.

Veyahut, Babam ya da saraydan birisi duysa beni kesin yaşatmazlar gibi düşüncelerdi. Ve çoğunda da maalesef ki haklıydı.

Derin bir nefes aldı ve birkaç dakika içerisinde kendine çeki düzen verdi. Üstüne normal bir şeyler geçirdi. Sarayda durmak istemiyordu bu yüzden eline ne geldiyse üstüne geçirmişti. Sonra ise aynanın önünde durdu. Peter'ı düşündü. Şaka yapıyor olmalıydı çünkü bu kıyafetlerle hiç güzel durduğunu hissetmedi. Üstünü tekrardan değiştirme ihtiyacı hissetti.

Tam soylu gibi durmamasına özen göstererek eline bu sefer de kolları ve omuzları kabarık olan beyaz gömleği aldı. Belini ince göstermeyi sevdiği için kalın kahverengi bir kemer taktı. Altında da açık kahverengi renkte pantolon giymişti. Siyah, önü bukle bukle olan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmaya çalıştı. Evet, şimdi cidden güzel olmuştu.

Eline defterini alıp hep beklediği yere gitmek için saraydan ayrıldı. Normal zamandan erken gelmişti ama bunu umursamadı.

Yine aynı döngü olacaktı. Topluluk buradan geçecekti. Saraydaki işlerinden sonra da geri döneceklerdi. Minho bunu gereksiz bulup hiç dönüşünü beklememişti ama şu an Peter'la daha yakın olduğunu hissettiği için bugün beklemeye karar verdi. O esnada da yine resmini çizmeyi düşündü.

Kıyafetlerini kirletmeyi umursamayarak hep aynı yerdeki ağacın altına geçti. Biraz orada oyanladı. Eski resimlerine detaylar ekledi, yeni şeyler çizdi, düşündü. Şu anki durumu düşündü yine. Ama kısa sürede aklını toparlayıp tekrar odağını elindeki deftere verdi.

Yaklaşık bir iki saat içinde beyni pelte olmuş gibiydi. Buna rağmen yine de yerinde oturmaya devam etti. Vaktini burada öldürmüştü şimdi ise Peter'lar geçecekti. Bu yüzden canlanmak için kendine birkaç tokat attı. Acısa da işe yaramış gibiydi.

still with you || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin