Faith Acklam, casusluk yapma konusunda her zaman iyi olmuştu. Dört kardeş olarak büyüdüğünüzde böyle yetenekleriniz olması olağandı. Hele de içlerinden Henry gibi bir ketumsa başka çareniz olmazdı.
Noah Binham labirentin içinde ilerlerken Faith onu takip edip, Anna'yla konuşmalarına gizlice şahit olmuştu. Ancak oradaki tek casus kendisi değildi; ağabeyi Henry de bu gizlice dinleme olayına katıldığında Faith kendini ondan da saklamak zorunda kalmıştı.
"Şimdi tam oldu," diye hayıflandı genç kadın. Henry'i uzaktan süzdü. Noah ve Anna'yı net duyabiliyor ve aynı zamanda Henry'nin yüz ifadesini inceleyebiliyordu. Ağabeyi onları bir süre dinledi ve sonrasında bozuk bir ifadeyle oradan uzaklaştı. Faith ise sonuna kadar dinlemeye devam etti. Dinledikçe hayreti giderek arttı. Anna Keighley, ağabeyine aşıktı. Üstelik Noah her şeyi biliyordu! Faith'in bu işe el atması lazımdı. Zira Noah, Henry'nin Anna'yı zorlamaması açısından ona kur yapmak gibi berbat bir teklifte bulunmuştu. Bu adam sahiden aşk konusunda umutsuz vakaydı. Henry Noah için canını verirdi, onun Anna'ya kur yaptığını görse kıta değiştirip arkadaşının mutluluğunu garantiye alacağına emindi. Sahiden de dost olmalarına şaşmıyordu, ikisinin de yöntemi birbirinden ahmakçaydı. Sıkıntıyla nefesini verdi. Noah ve Anna ayaklandığında iyice karanlığa saklandı. Onlar gittikten birkaç dakika sonra artlarından balo salonuna dönmüştü. Anna pek iyi hissetmediğini dile getirerek balodan kısa sürede ayrılmıştı. Henry ise bir köşede sıkılarak etrafa bakmaya devam etti. Faith ise sinsi bir şekilde Noah'ya yaklaştı. Elbette tek başına değildi, etrafında birkaç hanım vardı. Noah ise yine ilişki tavsiyesi vermekle meşguldü. Faith hanımlara gülümseyip onlara katıldı.
"Lord Binham, ilişkiler hakkında bu kadar iyi analizler yaparken hala yalnız olmanız anlaşılmaz bir durum."
Noah gülümsedi. "Sanırım bu kadar farkında olmak bir lanet. Merakınızı öldürüyor."
Faith kaşlarını kaldırıp, "Beni de," dedi ve içkisinden bir yudum aldı. Sessizlik olduğunda başını kaldırıp etrafına baktı. Noah ile göz göze geldi. Adam bozulmuştu. Faith boğazını temizledi. "Demek istediğim, bu iyi analizleriniz merakımı öldürüyor." Beceriksiz bir biçimde gülümsedi.
Noah bunu yememişti elbette. Sohbetin geri kalanında Faith'in yalnızca donuk bakışlarına maruz kalmıştı. Belli ki kadın, onun sohbetinden pek keyif almıyordu. İyi ya, onu tutan yoktu! Faith Acklam en az ağabeyi kadar zordu. Henry'nin etrafta Noah ile evlenin kampanyası başlattığı yetmiyormuş gibi bir de Faith'in bakışlarındaki baskıya maruz kalıyordu. Neyse ki sevgili Mollie bu ikisine pek benzemiyordu. Blake'i de epey severdi. Henry ve Faith ikilisiyse başa belaydı. Noah onların küçükken bir olup neler yaptığını hatırlıyordu. Ah... Noah'nın çamur içinde kalan üstü başı, yemeğinden çıkan solucanlar. Henry yine iyi niyeti elden bırakmamaya gayret ederdi ancak Faith... Tam bir eylem insanıydı. Aklına bir şeyi koymaya dursun, muhakkak onu yapardı. Noah'nın çocukluk kabuslarının baş kahramanıydı. Neyse ki artık büyümüşlerdi de onun zorbalıklarına maruz kalmıyordu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes dağılmaya başlarken Noah ve Henry vedalaşıp, ailelerini de alıp arabalara yöneldiler. Faith, Gildonlar'ın salonunda çantasını unutunca dönmek istemişti. Bu esnada Noah, Henry ile bakışarak ona eşlik edebileceğini ifade eden bir bakış attı.
"Sana eşlik edeyim," dedi genç adam. Faith çoktan ilerlemişti. Noah onun arkadan görünüşünü inceledi. Uzun, ince bir yapısı vardı. Kıvırcık kızıl saçları tüm Acklamlara annelerinden armağandı. Doğruyu söylemek gerekirse Noah bu özelliklerine her zaman hayranlık duymuştu. En güzel buklelere sahip kardeşin her zaman Faith olduğunu düşünmüştü. Belki de saçlarının beline kadar uzun oluşu ve gürlüğü buna sebepti. Tıpkı kızıl bir fırtına gibi etrafta dolanırdı. Kimi zaman sinir krizlerine şahit olduğu olmuştu. Özellikle ergenliğe girdikleri dönem Henry ile epey sürtüşürlerdi. Ama birbirlerine de bir o kadar bağlılardı. Bu sürtüşmeler esnasında ise Noah nasibini almış, kafasına sağlam bir kitap yemişti. Faith Acklam, nişancılıkta harikaydı. Eğer Noah, Henry'nin önüne atlamamış olsaydı kitap tam da Henry'i vuracaktı. Seneler sonra ise Henry savaş meydanında onun önüne geçerek karşılığını fazlasıyla vermişti. Yine de kardeş gazabı epey kötü bir durumdu. Her gün Faith ile aynı evde yaşadığını düşünüyordu da... Hayır, düşünemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Unutmamı İsteme
Historical FictionNot: Bu kitap Acklam Serisinin ikinci kitabıdır. Faith Acklam, aristokrasiden nefret ederdi. Ancak son zamanlarda nefret ettiği bir şey daha olduğunu keşfetmişti; Noah Binham'ın evlilik hakkındaki düşünceleri. Genç adamı gerçek aşk ve doğru insan zı...