2007
"Abi sorması ayıptır ne demeye burada bekliyoruz ki biz?"dedi kafasındaki milyon soru işaretiyle Tekin.Ayla'nın tam da evinin önünde.Abisi Yavuz'da bir haller vardı da çözebilmiş değildi.Avukatı olacak Ayla'ya kafasını fazlaca takmıştı Yavuz.Ayla'yı araştırıyordu,her gün çalıştığı büroya gidiyordu,daha dün çiçek yollamıştı.İşin garip tarafı duyguları çelikten bir paravanla örtüldüğünü düşündüğü kadın Yavuz abisine yüz bile vermiyordu.Şaşırıyordu doğrusu abisine ilk yüz vermeyen kadın olabilirdi.Ayla'nın ciddiyetten yekpare görüntüsüne bakacak olursa onu çözümlemeye yeltenmese bile olurdu Tekin'in.Ama Yavuz abisine takılıyordu aklı.Şaşıp kalıyordu onun bu haline.Karşılık vermediğinden mi kafasını bu kadar takmıştı bu kadına yoksa fena mı çarpılmıştı.Dila yengesinden sonra kimseye bu kadar vurulacağına ihtimal vermediğinden şaşırıyordu en çok da.Yavuz'un hayatında kadın eksik olmasa da biliyordu ki hepsi gelip geçiciydi.Hem böyle ona yüz vermeyen kadınların peşinden koşacak adam da değildi.Tanıyordu abisini canım.
Ya da öyle sanıyordu.
Cevap vermedi sürücü koltuğunun yanında pür dikkat karşısına bakan adam.Abisine uzun müddet baktı Tekin.Cevabını alamayınca gözleri karşı yoldaki Ayla ve yanındaki genç kızı buldu.
"Bu kız kim ola ki?"diye tekrar konuşan Tekin'di.
Yine bir cevap alamadı abisinden.
Bu sefer onun damarına basmak ister gibi "Avukat Ayla'nın kızı olmasın?"dedi hınzır bir sesle.Tam da istediği gibi oldu abisinin hiddetli mavileri gözlerini buldu.
"Yok devenin nalı!Kaç yaşındayken doğuracak da bu kadar kocaman kızı olsun?Hem sen demedin mi avukat bekar diye?"
"Dedim de abi.Hatırlatırım,eski nişanlısını da yazmıyordu medeni hali.Belki çok erken yaşta gayrimeşru bir çocuk dünyaya getirmiştir."
"Boş boş konuşma Tekin.Yoksa biraz daha salak saçma konuşursan şu direksiyon simidini boynuna geçireceğim!"
"Kızma abi.Niye kızıyorsun şimdi,ben hattizatında fikrimi söylüyorum ."
"Fikrine tükürttürme."dedi asabı bozukça Yavuz.Tekin'in olmaz hayal gücü bir şeyler fısıldıyordu yine kulaklarına.Zaten gergindi.Ayla ile köşe kapmaca oynuyorlarmış gibi hissediyordu kaç gündür.Kaç kere gitmişti büroya.Ne zaman gitse bulamıyordu Ayla'yı.Telefonlarını açmıyordu,mesajlarına cevap yazmıyordu.O günün kinini güdüyor olacaktı hala.Bir de üstüne üstlük Atıf Koçak'a bu dava dosyasından çekilmek istediğini söylemişti.Ciddi kadındı,dediğinden cayacak değildi ya.Atıf Koçak müsade etmemişti,restleşme noktasına geldiklerinden el mecbur yine almıştı dava dosyasını.Ama bu kendisi ile görüşmekten kıyın kıyın kaçmasına engel olmuyordu ki günlerdir yüzüni bile görememişti tüm çabasına rağmen.En nihayetinde evine kadar gelmek mecburiyetinde kalmıştı ya...
Karşısındaki kadın genç kızın saçlarını düzeltti önce.Bir şeyler konuşuyorlardı.Gülümsüyordu Ayla.Yavuz'a gösterdiğinden başka bir ifade vardı gözlerinde.Günün son ışıkları çekilirken bile değerli bir elmas gibi parlıyordu kadının yüzündeki gülümsemesi.İzlemek istedi Yavuz.Mümkünü varsa başa sarıp sarıp izlemek...Kızın yüzünü avuçlarının arasına aldı Ayla.Gözleri ışık ışık parlıyordu halen.Kızın yanaklarından öptü.Bilmediği,daha önce hiç tanışıklığı olmadığı bir ezgisi vardı kadının gözlerinin.Daha birkaç gün öncesinde hangi sözle böyle yaraladığını bilmediği o gözlerinde cam kırıkları can kırıkları gibi kırılıp gözlerine batmıştı.Sebebini bilemediyse de bin pişmandı Yavuz.Adını koyamadığı kadının yüzündeki o ifadeye karşı deryadildi sol yanı sanki.O yüzden olacak ki duramadı durduğu yerde Yavuz.Günler sonra seyretmek şerefine nail olduğu kadını daha da yakından görmek istedi.