2007
"Bir teyzesinin olduğunu biliyor."dedi karşısında oturan genç,esmer;Asya'nın her şeyine vakıf olan kadın.Evet,ilk kez bilinmezliğine böylesine kolay erişebilmişti Ayla.Aydan'ın kızına.Adı Asya'ydı.Aydan'ın çocukkenki bez bebeğiyle adaş.Tam tam tamına 10 yaşındaydı.Bunu öğrendiğinde şaşkına dönmüştü Ayla,Aydan'ın olmaz bir yaşta çocuk sahibi olduğunu öğrenmişti ya türlü senaryolar içini kemirip durmuştu Ayla'nın.Annesine ulaşamasa da kızına ulaşmıştı.Aydan'da kızıyla görüşmüyordu.Dört yaşında bırakılmıştı Asya bir başına.Daha küçücükken.Acımasızlığın öylesi ya ne annesi ne babası arayıp soruyordu onu.Annesi Aydan en son kızını 6 yaşındayken görmüştü bir daha da ne aramıştı ne sormuştu.Her yeni öğrendiğiyle darmanduman oluyordu Ayla.Aklı fikri şaşıyordu ya elden ne gelir diye düşünüp duruyordu.Kader diyordu başka kime böyle acımasız yazılar yazmıştı?
"Nereden biliyor beni?"dedi Ayla.
"Annesi bahsediyormuş ona Ayla isminde bir ablası olduğundan.Bana bunu söylediğinde ben kayıtlarına bakmıştım belki size ulaşabilirim diye.Ama Asyan'nın annesinin ismi kayıtlarda Semra diye geçiyor ve hiç kardeşi yok."
Bunu duymak bile mahvetti Ayla'yı.
"Evlatlık verildi Aydan.Evlatlık alan aile ölmüş kızlarının adını vermişler."derken içini kemirip duran sancıyla oturduğu deri oturma koltuğunda kıpırdanıp durdu halinden rahatsız.Karşısındaki kadın Asya'nın kaldığı yurdun müdür yardımcısıydı.Ayla onlara ulaşınca tesadüf bu ya kadın izne ayrılacağını,ailesinin yanına İstanbul'a gelince yüz yüze görüşmek istemişti.Öğlen sonu da arayıp müsait olup olmadığını sorunca Ayla onu ofise davet etmişti.
"Anladım.Ama size tekrar tekrar belirtmek istiyorum ki Asya'nın durumu şu an çok özel."
"Biraz anlatabilir misiniz?Nesi var."
"ALL isminde bir çeşit lösemi.Asya,çok güçlü ve hayat dolu bir çocuk.İşimiz çocuklar olunca onları daha iyi tanıyor ve anlıyoruz ama Asya'nın farklı olduğuna sizi temin edebilirim Ayla Hanım.Her şeye rağmen hayata dört elle sarılıyor,çocuk kalbinde kimseciklere bir küskünlüğü kırgınlığı yok.Bu hastalığın öncesinde halsizlik,kırgınlık,ateş,döküntü gibi belirtiler olurmuş ama Asya'da hiç böyle belirtileri görmedik.Hiçbir şeyi yoktu,okulda da zaten çok başarılı bir çocuk.Rutin tarama için kan tahlili verdiğinde anlaşıldı.Çok şaşırdık,çok üzüldük.Ama onun gözlerindeki ışık hiç sönmedi."
Bu sözlerin tesellisi yoktu Ayla'nın lügatında.Dünyası döndü,altı üstüne;üstü altına geldi.Hiçbir şey çare olmadı göğsünün ortasında az önce yanmaya başlayan o kora.Oysaki hiç tanımıyordu bile.Bir kız çocuğu,Aydan'dan doğma.Kadersizlikleri sirayet etmiş,ta ezelden yenilgin.Ama karşısındaki kadın o küçücük bedenin gücü hakkında türlü sözler sarf etti.Kime inat dedi?Ne için,kim için?
"Peki ya şimdi?Nerede?iyi mi?"
"Tedavisi hastanede devama diyor.Kurumumuzun personellerinden birisi de ona refakat ediyor."
"Tedavi süreci nasıl gidiyor?"
"Açık konuşmak istediğim için sizinle yüz yüze konuşmak istedim zaten.Kanser kemoterapiye beklenen yanıtı vermedi.Kanser vücudunun başka yerlerine de metastazlar yapmış.Durumunun kritik olduğunu söylüyor doktorlar.Asya'nın bu durumdan ötürü sizinle görüşüp görüşmemesi konusunda kurul kararsız kaldı.Ben en başından beri sizin varlığınızın ona güç vereceğine inanmak istedim.Doktorları da bu kanaatte.Asya'nın ne kadar vakti var,bu savaşı kazanabilecek mi bilmiyoruz ama ben onun sizi görmek istediğini çok iyi biliyorum."dedi zor sözler sarf etti kadın.O yüzden olacak ki cümlelerine bir virgül koyup derin bir nefes aldı kadın.