✓⁹

3.9K 231 62
                                    

🙈🙈🙈

Taehyung Jennie'yi sorgulamadı çünkü bir şey olursa söyleyeceğinden neredeyse emindi. Evine geri dönmek için ayaklandığında Jennie de onun arkasından onu uğurlamak için kalktı.

Beraberce kapının önüne geldiklerinde ve Taehyung içeri terliğini çıkaracakken birden bire elektirikler gitti. Akşam karanlığında ikisi beraber öylece kalakalmıştı.

Taehyung telefonunun ışığını açıp kapıya yöneldiğinde Jennie'nin sesini duydu, "Kapı elektirikle çalışıyor. Maalesef..."

Taehyung sessiz bir iç çekişle, "Ne yapacağız o zaman?" dedi. Jennie de ona karşılık olarak omuzlarını silkip, "Elektriğin gelmesini bekleyeceğiz." dedi.

Taehyung tekrar içeri terliklerini giyip telefonunun ışığı yardımıyla içeriye geri giderken Jennie de onu takip etti tekrar. Geldikleri gibi gitmişlerdi. Taehyung oturmuşken ve telefonunun ışığını söndürecekken Jennie televizyona yönelmişti. "Işığı buraya tutar mısınız? Mum yakacağım." dedi.

Telefonunun ışığını bu sefer Jennie'ye odakladı. Tüm ışık onda olduğundan, Taehyung da Jennie'ye bakmıştı.

Taehyung, o an ilk defa Jennie'yi gerçekten inceledi. Televizyona eğildi, çekmeceyi açtı ve içinden mum aramaya başladı. Önüne gelen saçları kulağının arkasına tıkıştırdı ve Taehyung bu sefer yüzünü incelemeye başladı. Güzel yüz hatları vardı; dolgun dudak, küçük burun ve yanaklar... Tatlıydı fakat bu tatlılığın içinde saklanan bir vahşilik vardı.

Jennie mumu buldu ve ayaklanıp kibritle yaktı. Taehyung da kendini toparlayıp Jennie'yi incelemeye son verdi. Normalde kimseye dikkat eden birisi değildi fakat bu sefer bu ortamda böyle olmuştu. Kendi kendine şaşırdı Taehyung.

Jennie mumu yakıp masanın üzerine koydu ve kendi yerine tekrar geçti. Oturmadan Taehyung'a, "Su içer misiniz?" diye sordu. Taehyung reddedince rahatça oturabildi.

"Pek fazla bir şey satın almıyorum eve, yemek yemeyi sevmem. İçeceği de arkadaşlarım gelirken alıyor genellikle... Misafir ağırlamaya uygun değilim sanırım." diye söze girdi Jennie. Madem elektrik gelene kadar burada kalmışlardı ve madem Lisa hakkında konuşacak bir şey yoktu, muhabbet başlatmakta sorun yoktu.

Taehyung da karşılık olarak, "Ben de öğünler dışında bir şey yiyip içmemeye çalışıyorum, sorun yok." dedi. Jennie'nin belli bir şekilde morali bozuldu, Taehyung sınırları olan birisiydi ve Jennie o sınırlardan asla geçemeyecekmiş gibi hissetti o an. Mumun eriyişini izlemeye başladı, sakin ve güzel bir şekilde eriyordu. Damlacıkları etrafa saçılıyordu.

Taehyung birden Jennie'ye soru sordu. "Ne iş yapıyorsun sen bu arada?"

Jennie gözlerini mumdan alıp Taehyung'un yüzüne baktı. "Mezunum ben, şu an garsonluk yapıyorum." dedi. Taehyung yavaşça başını sallayarak, "Ne mezunusun? İş bulmanda sana yardımcı olabilirim." dedi.

"Çevirmenlik okudum ben." dedi Jennie, Taehyung kafasında bir şeyler kuruyormuş gibi bakışlarını bir yere sabitledi.

"Eğer sen de istersen şirkette boş bir yer var." dedi. Jennie şaşkınlık içinde Taehyung'a bakıyordu. Bay Kim'le aynı şirkette çalışmak...

Kalbi hızlı hızlı atmaya başlamışken, "Düşüneceğim..." dedi.

Taehyung bir soru daha sordu ve Jennie'nin şaşkınlığına şaşkınlık katıyordu.

"Neden çevirmen olmak istedin ki?"

"Babam ingilizce öğretmeniydi. Bana da her zaman bir şeyler öğretirdi... Haliyle ben de dile ilgi duymaya ve o alanda iş yapmak istedim. Öğretmek istemediğimden çevirmen olmaya karar verdim."

Taehyung soruyor, Jennie cevaplıyor ve Taehyung düşüncesini söyleyip yine soruyordu. Bu kısır döngü neredeyse yarım saat sürdü ve Jennie o yarım saatte donup kalmak istedi.

Jennie halinden memnunken ve Taehyung'un de bu sohbetten zevk aldığından eminken çok rahat bir şekilde düşüncelerini dile getiriyordu. Geçenki gergin ortam bugün kaybolmuş gibiydi.

Ama yine de Jennie dürtüsel olarak hafif bir gerginliği misafir ediyordu ruhunun en ince ayrıntısına.

Ufak bir sesizlik oluştuğunda evren sanki anlamış da ona göre hareket ediyor gibi, elektrik gelmişti.

Elektrik gelir gelmez Taehyung ayaklandı, Jennie de mumu üfleyerek söndürürken Taehyung çoktan kapıya ulaşmıştı. Jennie de ona eşlik etti.

Taehyung kapıda ayakkabısını giyip dik bir şekilde durdu ve Jennie'ye, "Bu güzel sohbetin için teşekkürler." dedi. Dudakları, hafifçe yanlara doğru kıvrıldı ve şaşkın Jennie'yi kapı eşiğinde bırakıp oradan ayrıldı.

Jennie, yine karmaşık duygular içerisindeydi. Ah, bu adam... Jennie'yle her etkileşimde bulunduğunda Jennie'nin ruhuna bir şeyler dokunuyor, saçma sapan düşüncelere dalıyordu.

Taehyung'un onu sevdiği düşüncelere.

Ama, saçmaydı işte. Jennie öyle düşünüyordu.

Kapıyı örttü, koltuğa uzandı ve düşündü. Her bir hareketi ve her bir kelimesi aklındaydı.

Keşke; o an, o karanlık gecede, mum ışığı güzel yüz hatlarına vururken bir şeyler söylediği anda kalsaydık diye düşündü Jennie...

Seviyordu.

yazmaktan en zevk aldigim bolum olabilir cunku Jennie genellikle bogucu bir ruh halinde ve Taehyung desen Lisa diyo baska bisi demiyo ama bu bolum cok hosuma gitti aferin yani sukur

gorusuruuuzzzz‼

i love ur dad. taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin