Hoşgeldin
Keyifle okuyacağın bir bölüm olur umarım...Genç kadın ateşler içinde yanıyorken ruhu başka bir evrende süzülüyordu.
Zeliş hanım içgüdüsel olarak kızının odasına geldi, yanakları al al olan kızı tepkisiz bir şekilde uyuyordu.
Endişeli ses tonuyla kızını sarsarak seslendi
'' Feyza , kızım uyan'' uyanamadı elini alnına koyduğunda dehşet içinde çığlığı bastı. Evde kimse yoktu, Mehmet bey memlekette Biricik evinde idi...Zeliş eline aldığı telefonla aklına gelen ilk kişiyi aradı.
Arkası dönük iri yarı bir adam vardı,sırtı çıplaktı.
Küçücük bir odanın içerisindeydik.
Adam kolunu kaldırdığında kürek kemikleri iç içe girdi. Eline aldığı kızgın demiri bir anda karnına bastırdığında boğazdan gelen bir hırıltıyla inledi, onun iniltisi beni ürküttü.
Kimdi ki bu adam?
Karanlık odayı yakmış olduğu mum aydınlatıyordu
Buğday tenini aydınlatan ışıktan görebildiğim kadarıyla bedeni oldukça acı çekiyordu.Demiri bastırmasıyla acıyla iki büklüm olmuştu.
" Neyin var "
Ona seslendiğimde beni duymadı. Kimsin sen diye gidip omuzlarından tutup sarsmak istiyordum...
Yanına biraz yaklaşarak elimi çıplak sırtına koydum.
Teni ateş gibiydi , yakıyordu.
Sırtına dokunan elim bir anda boşluğa düştü, daha demin önümde olan bu adam şimdi nereye gitmişti.
Bu kasvetli oda beni boğmuştu, bir çıkış yolu aradım.
Onun gitmesiyle Mum da sönmüştü, karanlık beni içine çekiyordu. Üzerimde siyah uzun bir elbise vardı odanın içinde koşturdukça etekleri bir o yana bir bu yana savruluyordu.
Daha sonra elime ulaşan bir çıkıntının kapı olduğunu fark etmemle tahta kapının kulpunu kavrayarak hızla açtım.
Bu karanlık ve kasvetli oda çok farklı bir yere açılmıştı.
Masmavi gökyüzünde, tek bir tane bile bulut yoktu. Yemyeşil bir arazi vardı, ileride hafifçe dağlar gözüküyordu.
Tepemde ki güneş haddinden fazla yakıyordu beni...
" Feyza "
Bir anlığına birinin bana seslendiğini duyar gibi oldum, ama burada benden başka kimse yoktu.
Yemyeşil arazide yürüdüm, etrafımda ne bir dikili ağaç nede bir çiçek vardı.
Çok yürüdüm ama hiç yorulmadım, ben nereye gidiyordum böyle? Belli bir sürenin ardından o küçük dağların ardına ulaştım, burada bir sürü ağaç çokça çiçek vardı.
Kararsızlıkla dağın ardında kalan yere baktım, bir taraf bomboş ve düzlükten ibaretti. Diğer tarafta yaşam vardı, cennet gibiydi her tarafı...
Bir ağacın gölgesine geçerek oturdum.
Neyi beklediğimi bilmeden, bekledim.
Sırtımı ağaca yaslamıştım, gözlerim kendiliğinden kapandı. Kısa bir süre sonra kahkaha sesi ulaştı kulağıma
Bir çocuk kahkahası.
Bu gördüklerim karşısında yaşadığım şoku anlatamazdım.
Benim yakışıklı Kaymakamım, heybetli bedenine tam oturan üniformayla karşımda duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilfeza
ChickLit"Bundan sonrası sadece sen" Alnına tüy kadar hafif bir öpücük bırakarak hayran olduğu gözlere baktı. " İki cihanda sadece sen sevgilim" "Gökyüzü kadar geniş bir yüreği vardı Yıldızlar kadar parlak,ay kadar güzel bir çehreye sahipti"