"En büyük yaralarımızı en güvendiklerimiz
bırakmadımı zaten?"Keyifli okumalar dilerim...
Günler geçmişti, sevdiği kadının karşısına çıkmış kendisini dinlemesi için yalvarmıştı.
Nuh demiş peygamber dememişti kız, ne yapıyor ediyor her seferinde lafı ağzına tıkıp geri gönderiyordu
Sabrı yavaştan taşıyordu, evet belki haksızdı ama bir dinleseydi keşke diye düşündü.
Eğer dinlese ufacıkta olsa hak vereceğine emindi çünkü...
Şimdi ise çalışma masasında elleri başında çaresizce gelecek olan çağrıyı bekliyordu. Büyük bir karar vermişti genç adam, yılların sakladığı gerçek ortaya çıkacaktı...
Bununla Birlikte bir umut girmişti yüreğine...
Davut Sivaslı arıyor...
Çalan telefonu bekletmeden açtı, Davut Sivaslı babasının en yakın dostu idi. Bu zamana kadar bir gölge gibi arkalarında durmuştu, kaymakam olmasından tut devlete hizmet etmesine kadar o vesile olmuştu...
" Alo " Her zaman ki soğuk sesi ahizeden duyulmuştu.
"Davut amca, nasılsın" arkasına yaslanarak şakaklarını ovmaya başladığında gözleri kısa süreliğine kapandı.
" İyi diyelim, iyi olalım evlât. Ya sen nasılsın dönmüşsün."
Seslice yutkunduğunda yorgun göz kapaklarını aralayarak pürüzlü sesiyle konuştu. Otuz yaşında idi ama öyle bir yorgundu ki, yetmiş yaşındaki bir yaşlının ruhuna sahip gibiydi...
" Ben iyimiyim bilmem. Evet döndüm, nasıl dönebildim onada şaşıyorum."
Kendisi çok tehlikeli bir adamın yanına sızacaktı, en yakını olacak kendini o kişiye güvendirecekti. Tek bir hatasında ise sonu belliydi, ölüm...
Ona bunu anlattıklarında, ölümüne kesin gözüyle bakmıştı.
"Aklın şaşmasın, ölüm şu anlık senden uzak Murat"
Kısa bir sessizlik oluştuğunda, devam etti.
" Sen beni neden aradın. "
Esas konuşmak istediği konuyu karşısında ki kişiye açtığında alacağı tepkiyi düşündü.
" Artık ailemden gizli saklı iş yapmak istemiyorum"
Bir nefeste ettiği kelimelerden sonra uzunca bir sessizlik girdi aralarına.
" Demek kendinde bazı şeyleri açığa çıkartacak cesareti buldun"
Sesi hafiften öfkeliydi, ona göre gizli olması bir lütuftu.
" Annenden yıllarca sakladık senin asker olduğunu, bizzat sen söyledin. Öğrenirse kahrolur diye, ne değişti oğlum şimdi"
Gözlerinin önüne meleği geldi.
" Feyza, beni dinlemiyor. Ona gerçekleri anlatmazsam hiçbir kuvvet onu bana geri getiremez"
Sesli bir soluk verdi Davut bey, aşk ve zaaf insanı ölüme bile götürürdü.
" Zaaf insanı öldürür çocuk, zaaflarını belli etme!"
Son sözleri bu oldu, telefonu suratına kapandığında rahatça arkasına yaslandı. Yıllardır taşıdığı bu yükten artık kurtulacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilfeza
Chick-Lit"Bundan sonrası sadece sen" Alnına tüy kadar hafif bir öpücük bırakarak hayran olduğu gözlere baktı. " İki cihanda sadece sen sevgilim" "Gökyüzü kadar geniş bir yüreği vardı Yıldızlar kadar parlak,ay kadar güzel bir çehreye sahipti"