(tamamlandı.)
@lavmin: hey, han jisung.
@lavmin: okuldakiler yüzünün korkunç olduğunu söyledi diye maske takmayı kes.
@lavmin: onlar ne derse desin,
@lavmin: senin güzelliğin beni asla korkutmuyor.
lee minho x han jisung
tw!: şiddet, zorbalık, ke...
@lavmin: jeongin'e de seslendim duymadı, peşinden gittm ama göremedim de.
@lavmin: ne oldu birden bire?
@lavmin: ne olur beni haberdar et.
@lavmin: çok merak ediyorum.
[12.05]
@lavmin: sınıfınıza geldim.
@lavmin: 12'den beri girmemişsiniz sınıfa.
@lavmin: nerdesiniz ve ne yapıyorsunuz?
@lavmin: jeongin'e yazdım o da bakmıyor.
@lavmin: lütfen bir şey söyle.
@lavmin: seni merak ediyorum.
[15.32]
@hanjisu: onun bana "yüksek ihtimalle" bir daha bulaşmayacağını söylemiştin.
@lavmin: jisung.
@lavmin: şükürler olsun neredeydin? ne oldu? gwi-nam mı yine? neredesin su an? ne yaptı sana söyle aynısını ona yaşatayım.
@hanjisu: sakın.
@hanjisu: zaten her şey senin bu işe karışmandan dolayı oldu.
@lavmin: ne? jisung ben sadece yardım ettim sana. kötü bir amacım yoktu bunu sende çok iyi biliyorsun, bilmesen dün özür dilemezdin herhalde.
@hanjisu: dilemeseydim keşke.
@hanjisu: gwi-nam işin içine sen girmeseydin duracağını ama sen bulaştığın için her gün bugün yaptıklarından daha fazlasını yapacağını kendimi hazırlamam gerektiğini söyledi.
@lavmin: ne yaptı sana?
@hanjisu: sorup durma.
@hanjisu: jeongin'i dinleyip sana yazmak hataydı. hiç konuşmamışız gibi yap ve şimdiye kadar beni görmezden geldiğin gibi yeniden görmezden gel.
@hqnjisu: cidden pişmanım.
@lavmin: senin kişilik bozukluğun falan mı var jisung?
@lavmin: bir gün başka biri gibi konuşuyorsun bir gün bambaşka biri gibi.
@lavmin: her ne kadar hoşlandığım çocukta olsan ben kimsenin pişmanlığı olacak biri değilim anlıyor musun?
@lavmin: bir karar ver ve ona göre hareket et.
@lavmin: senin yüzünden bir sevinip bir üzülmek istemiyorum.
@hanjisu: o zaman konuşmayalım.
@hanjisu: ne sen zarar gör ne ben.
@hanjisu: hatta işi kolaylaştırmak adına seni engelleyeceğim.
@lavmin: ne?
(mesajınız iletilmedi.)
@lavmin: bir gün kendine ördüğün o duvardan atlayacağım ve bir dokunuş bunu engellemene yetmeyecek han jisung.
(mesajınız iletilmedi.)
@lavmin: beni tam anlamıyla tanıyor sayılmazsın.
(mesajınız iletilmedi.)
@lavmin: anladık iletilmiyor.
(mesajınız iletilmedi.)
@felix00:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@seochang: masallah minho ne zamandır bu kadar guzel kuzenin var la @lavmin: uza gay @seochang: dinime küfreden müslüman olsa amk @lavmin: ne @felix00: hyung ne diyonuz ya @seochang: 😍
(@felix00 bu gönderinin yorumlarını kapadı.)
"Engelle şu salak Changbin'i."
"Jisung'un sana yaptığını yapayım yani?"
Felix'in söylediğine derin bir iç çekerken moralim tekrar eski yerini bulmuştu. Han Jisung cidden çok zor biriydi. İnsanlara güvenmemesini anlıyordum ama bu şekilde davranması ne derece normaldi?
"Aynı şey mi salak? Bir buçuk aydır hoşlanıyorum o çocuktan Changbin ise seni yüzde doksan üç buçuk dakikadır beğeniyor. Bak altını çiziyorum, beğeniyor."
Felix hafif bir tebessüm edip yanıma yaklaştı, elini omzuma atıp destek verircesine iki kez vurdu ardından dudaklarını araladı:
"Onu cidden seviyorsan eğer bunlara katlanmak zorundasın, sonuç olarak çocuk hiçbir neden yokken zorbalık görüyor. En son gördüğü zorbalıktan sonra ne haldedir onu bile bilmiyoruz. Biraz zaman vermelisin. Onu anlamaya çalışmalıyız."
"Çalılıyorum Felix, yemin ediyorum deniyorum. Anlıyorum da bir yerde ama beni suçlaması zoruma gidiyor. Ona zarar gelmesin diye kendimi yakacak derecedeyken onun bana böyle bir iyi bir kötü davranması benim de canımı yakıyor. Onun gibi fiziksel darbeler almasam da bende ruhuma darbeler alıyorum."
"Ben seni de anlıyorum hyung. Biliyorum çok üzülüyorsun çünkü onu seviyorsun. Ama yine de sabır gerek bence o da anlayacak aslında ona zarar verenin sen olmadığını."
Felix'in sözlerini dinlerken içimden kaç kere umarım dediğimi bilmiyorum, tek bildiğim ona inanmak istediğim.
Derin bir nefes verişin ardından Felix'in saçlarını karıştırıp ona gülümsedim.
"Sağol Felix, iyi ki döndün."
"Ne demek hyung! Biz birbirimizin ailesiyiz sonuçta. Ve döndüğüm için madem bu kadar sevindin hadi bana yemek yap! Amerika'da ki hiçbir aşçı senin yerini tutamadı da."
Sonlara doğru şirin bir ton takınmasına yüzümü buruştursam da sudan çıkmak için ilk adımı atıp ona döndüm:
"İyi be tamam, hadi kalkta eve geçelim o zaman. Uzun bir akşam olacak."
