"Seungmin'in numarasını aldım!"
Chan'ın sesini duyduğumda gözlerimi karşı bankta Jeongin ile konuşan iki de bir maskesini düzelten Jisung'tan çektim. Ne kadardır onu izlediğimi bilmiyordum bile.
"Lan nasıl aldın hemen öyle kolay?"
Changbin hayretle konuştuğunda ona gülüp ensesine vurdum.
"Herkes senin gibi salak mı oğlum? Sen cümle kuramadığın için ilerleyemiyorsun."
Changbin bana göz devirip omzuma hafifçe vurdu ve kafasıyla Jisung'u işaret etti.
"Sen kendine baksana ya. Al o kadar konuşuyorsun ama sende de pek bir ilerleme yok gibi kanka."
Changbin'e gözlermi kısıp baktım haklıydı ama yine de ayıp denen bir şey var yani, zaten üzülüyoruz şurda.
"Ya başlayacağım sizin atışmanıza şimdi çocuk bir şey anlatacak."
"Sağol be Hyunjin, bir sen gerçek dostmuşsun da görememişim."
Hyunjin Chan'a göz kırpıp iki kere kendi göğsünü pat patladığında aynı saniyede gözlerimi devirdim.
"Aman iyice çekilmez oldunuz siz. Hadi sende anlat anlatacaksan davetiye mi bekliyorsun ya?"
"Sussanız anlatacağım zaten salaklar."
Chan konuşmasının ardından yere çöktü - evet bildiğiniz çöktü - ve ufak bir alkış yapıp dikkatlerimizi üstüne topladı.
"Şimdi canım Felix arkadaşım sayesinde kantinde denk düştük, Felix muhteşem hayran kurgu zekasıyla Seungmin'e edebiyatımın kötü olduğu yalanını ve onun için bana yardım edip edemeyeceğini sord-"
"Edebiyatının kötü olduğu yalanı mı? Daha geçen sene 3 ile kalmadın mı sen?"
Changbin konuştuğunda ufak bir kahkaha attım ama Chan'ın bakışları bana döndüğünde anında susup onu dinlemeye devam ettim.
"Adam olana çok bile, hem zaten ihtiyacım da yok matematik biliyorum en azından hayatım."
Chan matematiği ile hava atarken Changbin ona yüzünü buruşturmuştu o ikisi kendi arasında konudan saparken hiç konuşmayan Hyunjin'e baktım. Karşı banka bakıyordu.
Jeongin'e.
Eğer yeni hedefi oysa onu uyarmalıydım çünkü Hyunjin asla ilişki adamı değildi. Çocuğun kalbini kırar, depresyona sokardı. Bundan önce hayatına giren tüm kızlara, erkeklere aynı muameleyi yaptığından dolayı endişeliydim. Jeongin diğerleri gibi bunu kaldırabilecek türden birine benzemiyordu.
Bakışlarımı Hyunjin ve Jeongin'den alıp Jisung'a odaklayacakken tekrardan Chan'ın konuşmasıyla ona odaklanmak zorunda kaldım.
"Ya neyse neyse. Beni dinleyin artık yeter ya.
Şimdi işte Felix öyle deyince benim melek yüzlüm de gülümseyip dedi ki 'Tabii ben yardımcı olurum neden olmasın? Sen benim numaramı al bugün okul çıkışı haberleşelim.' Bende bu teklifin üstüne atladım tabii hemen işte böyle yani. Felix sağ olsun hayatımın aşkı ile birlikte edebiyat işleyip metinler arasında el ele koşacağız.""Senin adına sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum bazen."
Hyunjin sonunda konuştuğunda ona baktım. Chan'da gözlerini kısmış ona bakıyordu.
"Çocuk edebiyatta yardımcı olayım demiş bir söz öbeklerinde sevişmediğin kaldı şizofren ya."
Hyunjin'in söylediği çok ani gelince hiçbirimiz kendimizi tutamayıp gülmeye başladık. Chan bile gülüyordu bana kızmayın şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
your beauty never ever scared me - minsung.
Fanfiction(tamamlandı.) @lavmin: hey, han jisung. @lavmin: okuldakiler yüzünün korkunç olduğunu söyledi diye maske takmayı kes. @lavmin: onlar ne derse desin, @lavmin: senin güzelliğin beni asla korkutmuyor. lee minho x han jisung tw!: şiddet, zorbalık, ke...