seventeen (17)

372 40 5
                                    


ara bölüm! finale son üç

"Hyunjin ve Yihyun'un barışmasını atlatamadım hâlâ, ben Hyunjin bir şekilde Jeongin ile olur, sorunlarını halleder sanıyordum."

Öğle arasında kantinde otururken Hyunjin ve Yihyun'un ilişkisi hakkındaki düşüncelerimi belirtmiştim. Eskiden uzun bir süre çıkmışlardı ki zaten Hyunjin ondan sonra ciddi ilişki yapmamıştı. Ama yine de garipti, cidden Jeongin ile olacaklarını düşünmüştüm.

"Bizde öyle düşünüyorduk. Yani ben ve Jeongin."

Jisung omzumdaki başını kaldırıp derin bir nefes verdikten sonra konuştuğunda bende arkama yaslandım. Kimsenin hızına yetişemiyordum.

"Bence Yihyun'u sevmiyor."

Felix konuştuğunda kaşlarımı anlamaya çalışır gibi çatıp ona baktım.

"Jeongin'i sevdiğini, Yihyun'u bir kaçamak olarak gördüğünü düşünüyorum."

"Sanmam. Biri bana öyle davranacak her ne kadar zorlansam da önüme bakarım. Ki Yihyun ve Hyunjin birbirlerini çok seviyordu. Yeniden onu gördüğünde Jeongin'e olan hislerinden daha yoğun hisleri ortaya çıkmış olabilir."

"Doğru söylüyor, ben de Changbin'e katılıyorum."

Chan, Changbin'i onayladığında ben de kafamı aşağı yukarı salladım, en mantıklı açıklama buydu sanırım.

"Neyse artık, Hyunjin geliyor şey etmeyelim."

Felix kafası ile ileriyi gösterip konuştuğunda baktığı yöne döndüm, dediği gibi buraya geliyordu ama bir an durdu ve Yihyun'un saçlarına bir öpücük kondurup tekrar yürümeye devam etti.

Onu cidden seviyor muydu yoksa Jeongin'den mi kaçıyordu emin değildim.

"Selam gençler!"

Uzun zamandır duymadığım neşeli sesiyle konuştuğunda gülümsedim. Kiminle olursa olsun, şu sesini duyayım yeter.

"Selam Hyun, hayırdır ne bu neşe?"

"Yihyun ile aramız iyi daha ne olacak Changbin'im?"

"Changbinim deme ya sevgilime."

"Aman yemedik al ya."

"Kesin bebeler, şişti başım yeter ya."

"Bu mal da başka laf bilmiyor yemin ederim."

Chan ona sataştığım an kafama vurduğunda Jisung'um vurduğu yeri okşadı. Ben onun bu hareketine gülerken o Chan'a bakarak konuşmaya başladı.

"Ya! Sevgilime vurmasana. Zaten sınava girecek senin yüzünden başarısız olacak."

"Başarısız olması için buna ihtiyacı mı var sanki manitanın?"

"Lan kes."

Biz atışmaya devam ederken kalbime bir ağrı girdi, göğüsümün her yanını sararken nefes alamayacak raddeydim ama asla sesimi çıkarmadım.

Kimsenin benim için endişelenmesini istemiyordum.  Bu hastalık benden her şeyimi almıştı; basketbol hayatımı, kendime olan güvenimi, annemi.. Bir de hastaneye yatıp yanımdaki insanlardan mahrum kalmak istemiyordum.

"Sevgilim? Ne oldu? İyi misin?"

Jisung'un konuşmasıyla tüm gözler üstüme döndüğünde zoraki gülümsedim, iyi olduğuma inanmaları için şirin bir hava takınmaya çalışmıştım.

"İyiyim, ne oldu ki?"

"Bir rengin solmuş."

Hyunjin konuştuğunda ona dönüp omuz silktim.

your beauty never ever scared me - minsung.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin