Haiii, ben geldiiim. Ağğğ şu haşmet kokan ficime bayılıyorum gerçekten. Umarım kıymeti kısa sürede bilinir <33
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Kafama atılan vazoyu havada yakalayarak yerine geri bıraktım. "Sen neyine güvenip tek başına en soylu en güçlü kurt ailesinin evine gidiyorsun ya! Hem de tek başına!" Jin hyung bağırdığında başımı tavana doğru kaldırıp gözlerimi avizeye diktim.
Jin hyung bağırdıkça avizenin taşları sallanıyordu. Parmaklarımı hafifçe havaya kaldırıp sallanarak birbirine hunharca çarpan avizenin taşlarını durdurdum.
"Yürek yemiş gerizekalı. Çükünü koparmadıklarına şükret sen, kafan elinde gezmediğine de şükret! Gerçi yüzüğün yoktu, kafan elinde gezemez direkt ölürdün!"
Ellerimi göğsümde çarprazlarken Jimin'in Jin hyung gibi beni azarlayışının üzerine dudaklarımı büzdüm.
"Gitmeyin çocuğun üzerine ya, yüzüğünü almak için kurt ailesinin surlarına kaçamak girmiş, yüzüğün bizim için önemini en iyi biz biliyoruz." Hoseok, saraya dönmüştü fakat dün yüzüğümü alamadığım için moralim o kadar bozuktu ki, onu yıllar sonra gördüğüme sevinememiştim bile.
Sessizliğime bir son verdim. "Bana car car cırlamak yerine gidip Taehyung kuçu kuçusundan yüzüğümü alın o zaman! Yüzüğümü istiyorum ya, çok yalnız çok boş hissediyorum!" diye tısladım sıktığım dişlerimin arasından.
"Ya kıyamam sana." dedi Hoseok uzanıp bana sarıldığında dudaklarımı büzerek sarılışına karşılık verdim.
"Tamam bir şekilde halledeceğim ben." dedi Jin hyung etrafta turlamaya son verip koltuğa oturup bacağını diğer bacağı üstüne atarak arkasına yaslandı.
Hoseok'un kollarından ayrılarak Jin hyunga diktim bakışlarımı. "Pusu kuralım onlara. İyice inada bindirdi işi Taehyung denilen kuçu kuçu, vermeyecek bana yüzüğümü. Gidelim pusu kuralım siz onları oyalayın ve ben de onun odasının her bir köşesini arayıp bulayım." diye heyecanla soludum. "Teklifim müthiş bakın daha güzel teklif sunamazdım." diye eklediğimde Jimin kıkırdadı.
Jin hyung dirseklerini koltuğun kolçaklarına yaslarken ellerini göğsünün hizasına getirerek parmaklarını iç içe geçirip kenetledi.
"Jungkook, onlarda kenarda bekleyecek kadar güçsüz varlıklardı zaten. Oyun oynamıyoruz, saçmalamayı kes. Ortada ciddi bir durum var ve zamanında ateşkes imzalandığı gerçeğini unutuyorsun." diye ciddi bir tınıyla konuştuğunda tek kaşım imayla havalandı.
Dilimle yanağımı dürtükleyip gözlerimi devirdim. "Yüzüğümü alarak ateşkesi bozdu o bir kere." diyerek ellerimi göğsümde birleştirmiş bir vaziyette tutarken omuz silktim.
"Şapşal, seni uyarmamıza rağmen kurtların sınırlarına ait olan ormana girmişsin. Yetmiyormuş gibi alfa Taehyung'a kafa tutmuşsun, adam seni mine çiçeğiyle zehirler de yüzüğünü de alır. Yine insaflıymış, seni sarayın kapısına kadar getirdi, orada bırakadabilirdi."
Jimin uzun soluklu cümlesini sonlandırdığı anda bakışlarımı köşede, pencereye dayanmış bir şekilde bana bakan arkadaşıma çevirip ona dil çıkarttım.
"Romadan yeni gelmişim, anlayışlı olabilirdi!"
"Nereden bilsin senin Roma'dan yeni geldiğini Tanrı aşkına, alfaları ne zamandır hafife alıyorsun sen? Gerçekten Romada da böyle miydin? Öyleyse şu an buraya sağ dönebilmen mucize cidden." dedi Hoseok ve şarap doldurduğu kadehi alarak Jin hyung'un karşısındaki koltuklardan birine kuruldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAZY VAMPIRE • TAEKOOK ✓
FanfictionVampirler ve kurtlar ayrı birliklerdi ve genel olarak yaşam süreçleri boyunca birbirlerinden pek haz etmezlerdi. Yıllar önce vampir ve kurt soyları aralarında gerçekleşen bu kanlı savaşı durdurabilmek amacıyla ateşkes imzalamışlardı. Birbirlerinin s...