GİZEMLİ YÜZ

59 21 3
                                    

Medya: Oğuz

Duyduklarımdan sonra hızlı adımlarla tekrar karakolun içine girdim. Arkamdan ayak sesleri duyuyordum ama umursamıyordum. Artık bu işi çözecektim. Hızla ekiptekilerin yanına gittiğimde hepsi bir şeyle meşguldü.

"Kemal Engin'in kaçırıldığını nereden öğrendiniz? " diye soru attım ortaya . Kerem ekrandan başını çevirip sorumu cevapladı

"Yine aynı taktik, fotoğraf yollamış. Ama ölü değil. "

Fotoğrafa dikkatlice baktığımda etraf bu kez belirgindi. Kemal Engin'in kaldığı yer hapishane gibi yerdi. Simülasyondaki yere benziyordu.
Aklıma bir şeyler gelmesiyle hızla bir kaç eşyamı alıp ekibe döndüm
.
"Ben çıkıyorum." Dediğimde bana döndüler.
"Nereye " dedi Kerem.
"Bir kaç yeri araştıracağım." Dememle Oğuz ceketini giyip yanıma geldi..
"Bende seninle geliyorum."

"Gerek yok ben tek başıma giderim. Eğer bir şey bulursam sizi de bilgilendiririm." Dedim. Oğuz önce kaşlarını çattı ,sonrada yüzünde alaylı bir ifade oluştu.
"

Ekip olarak çalıştığımızı unutma Berfu. Her şey seninmiş gibi davranmayı kes. Başarılı bir polis olman bu işleri sadece senin yapacağın anlamına gelmiyor. Ekip olarak çalışmayacaksan ekipten ayrıl " dedi Oğuz.
Daha önce benim ona söylediklerimi şimdi o bana söylüyordu. Lafını nerede vuracağını çok iyi biliyordu ,kurnaz ,pis.
Sinirle Oğuz'a baktığımda yüzündeki gıcık gülümsemesiyle bana bakıyordu ,derin bir nefes alıp.

"Tamam , gidelim Oğuz." Dedim. Başka ne diyebilirdim ki zaten. Oğuz beni bu sefer fena kapak etmişti. Artık ne söylese ' Sonuna kadar haklısın abi' diyeceğim o derece kapak olmuştum -Abartmasan mı ?- O kadar da yapmasam da bir süre alttan almayı düşünüyordum.
Hızlıca arabaya doğru yol aldım. Oğuz 'da arkamdan geliyordu.

Arabaya bindikten sonra yola koyulduk. Sessizce giderken Oğuz sessizliği bozdu.
"Nereye gidiyoruz."
"Dikenlerin oraya " dememle Oğuz göz devirdi.
"Şu dikenlerden vaz geç Berfu. Onlarla bir işimiz yok."
"Saçmalama Oğuz. Kimlik kartını Dikenlerde buldum. Fotoğraftaki kızlarında üstlerinde diken vardı. Bu kez biraz daha ileriye gideceğiz ama "
" Bir şey bulabileceğimizi düşünüyor musun ? "
"Evet, bu kez eminim bir şey bulacağız. Ayrıca çok karalıyım bu işin sonunu getireceğim." Dedim, emin çıkan sesimle. Oğuz'un kaşları havaya kalktı ve ağzının içinde mırıldandı.
"Öyle olsun ,bakalım."

Geri kalan yolculuk boyunca Oğuzla hiç konuşmamış sessizce yolumuza devam etmiştik.

Sonunda dikenlerin oraya geldiğimizde arabayı durdurdum. İçimde bir şeyler bulacağımıza dair umut vardı. Oğuz'da arabadan indikten sonra kendi kendine homurdanmaya başladı.
"Ne diken sevdasıymış. Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz." Dediklerine cevap vermeyecektim bugün , o yüzden onu duymamazlıktan gelip ilerlemeye başladım. Arkamı dönmeden Oğuz 'a seslendim.
"Gel benimle " dedim düz çıkan sesimle. Oğuz yanıma gelip aramızdaki mesafeyi azalttı.
"Bana emir verme Berfu. Emir verilmesinden hoşlanmam ve emin ol, hoşlanmadığım şeyleri yapanlar sonuçlarına katlanır." Dedi sonlara doğru alay ve ima karışık sesiyle. Sesi o kadar sertti ki yutkunmama sebep oldu. Ayrıca aramızdaki yakınlıktan kalbim hızlanmıştı. Ayak üstü beni tehdit etmişti.
Dediklerinden birazcık tırssam da geri adım atmayıp aramızdaki mesafeyi biraz daha kapattım.
"Sen kimsin ki Oğuz, kendini ne sanıyorsun ? Ufak bir söylemi büyütecek kadar mı değerli zannediyorsun kendini " dedim alay eder tonda. Alttan alacam demiştim dimi unutun siz onu .
Oğuz'un gözleri kararırken bir adım daha yaklaştı bana , gel ağzıma düş diyeceğim o derece yani. Tam bir şey diyecekti ki teyzenin sesini duyana kadar.
"Cık ,cık hiç utanmada kalmamış şimdi ki gençlerde." Diye bizi ayıplayarak yanımızdan uzaklaştı.
İçerden ne kadar bir birimize laf atsak da dışardan aramızdaki mesafe çok yanlış anlaşılıyordu.
Hemen Oğuz'dan uzaklaşıp bir kaç adım öteye gittim. Oğuz'un yüzünde her zamanki gıcık gülümsemelerden oluşmuştu. Yüzüm kızarırken Oğuz'u arkamda bırakıp dikenlerin oraya doğru yürümeye başladım. Oğuz'da yanıma gelip benle beraber yürümeye başladı.
İkimizde sessizce yürüyorduk ama ben sinirden kuduruyordum. Çünkü Oğuz hem gıcık gıcık sırıtıyor hem de imalı bakışlar atıyordu. Ben ise ona ters ters bakmakla yetiniyordum.
Birazcık yürüdükten sonra kimlik kartını bulduğum yere gittim . Bu sefer hiç bir şey yoktu . Oğuz'a dönüp.

1-0 ÖNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin